“… yıllar yılı kapalı kalmak, dünyayı tanımamak ve söz dinlemeye alışmak, onun yüreğindeki başkaldırma tohumlarını kurutmuştu.”
Sayfa 405 - Can Yayınları / AurelianoKitabı okudu
Allah'ın mutlak hakimiyetini tanımak aynı zamanda diğer bütün kadir-i mutlak olan hâkimiyetleri tanımamak demektir.
Sayfa 49 - Fide yayınları
Reklam
bilmemek bilmekten iyidir düşünmeden yaşayalım mâra günü ve saatleri ne yapacaksın senelerin bile ehemmiyeti yoktur seni ne tanıdığım günleri hatırlarım ne seneleri yalnız seni hatırlarım ki benim gibi bir insansın tanımamak tanımaktan iyidir seni bir kere tanıdıktan sonra yaşamak acısını da tanıdım bu acıyı beraber tadalım mâra başım omuzunda iken sayıkladığıma bakma beni istediğin yere götür ikimiz de ne uykudayız ne uyanık
Asaf Hâlet Çelebi
Asaf Hâlet Çelebi
Devrimin proletarya tarafından yönetilmesi olanaklarının gerçekleşmesi için, proletaryanın gerçekte burjuva devrimin öncüsü, yöneticisi haline gelmesi için, Lenin'e göre en azından şu iki koşulun bulunması zorunluydu. Birincisi, proletaryanın, Çarlığa karşı kesin zaferinde çıkarı olan ve öncülüğünü kabul etme eğiliminde olan bir bağlaşık gereksiniminin bulunması. Bu, öncülük düşüncesinin, kendisinin de zorunluluğudur. Çünkü yönetilecekler olmayınca yönetici, yönetici olmaktan; öncülük edilecek olmayınca, öncüler öncü olmaktan çıkar. Lenin böyle bir bağlaşık ile köylülüğü sayıyordu. İkincisi, devrimin yönetimini ele almak uğrunda proletarya ile dövüşen ve devrimin biricik öncüsü olmak isteyen sınıf öncülük alanından atılmalı ve yalıtılmalıdır. Bu, devrimin iki öncüsü olması olasılığına olanak tanımamak öncülük düşüncesinin kendi zorunluluğudur. Lenin, böyle bir sınıf olarak, liberal burjuvaziyi sayıyordu.
53 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 1 hours
Birinci Söz'de denildiği gibi, bir padişahın matbahından bir tablacının getirdiği taamlar bir fiat ister. Tablacıya bahşiş verildiği halde, çok kıymetdar olan o nimetleri kıymetsiz zannedip onu in'am edeni tanımamak nihayet derecede bir belâhet olduğu gibi, Cenab-ı Hak hadsiz enva'-ı nimetini nev'-i beşere zemin yüzünde neşretmiş. Ona mukabil, o nimetlerin fiatı olarak, şükür istiyor. O nimetlerin zahirî esbabı ve ashabı, tablacı hükmündedirler. O tablacılara bir fiat veriyoruz, onlara minnetdar oluyoruz; hattâ müstehak olmadıkları pek çok fazla hürmet ve teşekkürü ediyoruz
Ramazan İktisat Şükür Risalesi
Ramazan İktisat Şükür RisalesiBediüzzaman Said Nursî · Sözler Neşriyat · 062 okunma
On binlerce yıl önceki çağlarını yok sayan, orta­çağı Anadolu'nun en elle tutulur tarih dönemi diye anla­yanlar için, uygarlık yakıp yıkmak, savaşmak, başkalarına üstün gelmek, başka ulusları egemenlik altına almak, savaş araçlarının, savaş başarılarının dışında bir gelişme tanımamak gibi geçersiz tutumlar, bilim verileriyle bağdaşmayan görüş­ler yığınıdır. Tarih bir oluş değil, bir bilinçsiz birikimdir on­lara göre: Bu yeryüzünün önemi yoktur, önemli olan toprağın altıdır. İnsan bu yeryüzünde bir konuktur. Evren gelip geçi­cidir. Sürekli olan, mutluluklarla dolup taşan, kutluluklarla coşan öteki evrendir yeraltı dünyasıdır. İşte ortaçağın bütün öğretim kurumlarını kaplayan, insanı aydınlatmaya, eğitme­ye çalışan görüşü budur. Böyle düşünen, böyle bir görüşe saplanan insan için tarih geçerli değildir. Bu görüş, durmuş, bir çerçeve içine oturtulmuş düşünceler yığınıdır. Bu or­tamda insan gerçeğini aydınlatıcı bir güç, bir ışık yoktur.
Reklam
Aşk, bu dünyada ezel tanışıyla karşılaşmaktır. Ama hesapta ezeldeki o aşinaya hiç rastlamamak var, karşılaşıp tanımamak, yanından geçip gitmek var. Bulup da onun tarafından hatırlanmamak var. Onun tarafından tanınıp onu yalanlamak var. Buldum zannedip yanılmak var.
Sayfa 138Kitabı okudu
Zamanın getirdikleri elbette bizim için bir imkan ama bir o kadar da imtihan. Zaman bize ne getirirse getirsin bizim için hiçbir zaman yaratıcı mahiyetine kavuşmamalıdır. İmtihanımızı imkana ya da imkanlarımızı imtihana dönüştürmek esasında bizim tercihlerimizle ilintili. Bu sebeple yaratıcının var olduğuna inandığımız bir dünyada irademizi , inisiyatiflerimizi ve hayatı anlamlandırmaya ilişkin tercihlerimizi başka mekanizmaların belirlemesi söz konusu olmamalıdır. Zira bir yaratıcıya inanmak onun dışında mutlak bir otorite tanımamak ve onun dışındaki biçimlendiricilere başkaldırmakla mümkün.
Dıştaki düşmanı tanıyıp içteki düşmanı tanımamak gaflettir.
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.