🌄🍀💛 Çakıl, demek yerine: “Günaydın çakıl”, imrenirdim sana yıllarca, kabul etmekle konuşmayı benim yerime. “Günaydın ozan” demeliydin, hatta “Günaydın çakıl”, tanıtlamak için bana aldanmayasın diye sözcüklerle. Ben çakıl olduğum zaman, daha değerli senden, özlerdim insan olmayı. Biz kardeş olurduk, ve öyle kıskanç kıyıcı doğamızla
Alain Bosquet
Alain Bosquet
Alain Bosquet - Çakıl Dostum
Çakıl, demek yerine: “Günaydın çakıl”, imrenirdim sana yıllarca, kabul etmekle konuşmayı benim yerime. “Günaydın ozan” demeliydin, hatta “Günaydın çakıl”, tanıtlamak için bana aldanmayasın diye sözcüklerle. Ben çakıl olduğum zaman, daha değerli senden, özlerdim insan olmayı. Biz kardeş olurduk, ve öyle kıskanç kıyıcı doğamızla.
Reklam
Tanıtlamak 1. bir savın doğruluğunu, yadsınamayacak bir biçimde, açık bir kesinlikle belgelemek, göstermek. 2.FELSEFE TERİMİ bir savın, bir önermenin doğruluğunu, akıl yürütme yoluyla ya da tanık, belge göstererek ortaya koymak. Elias Canetti Körleşme
Doğal Bilinç Düzleminde Felsefe Yapılamaz
Doğal Bilinç Düzleminde Felsefe Yapılamaz Hegel’i “Bilim Dizgesi”nin kendisini yazmadan önce başlangıçta onun “Birinci Bölümü” olarak düşündüğü Tinin Görüngübilimi’ni yazmaya götüren başlıca neden “doğal bilinç” (“das natürliche Bewußtsein”) düzleminde felsefe yapmanın olanaksızlığını ve felsefe için geçerli biricik zeminin olanağını tanıtlamak olarak görünür. Görgül bilinçten kurgul bilince geçiş felsefenin dönüm noktasıdır, çünkü görgül bilincin tasarım alanında zorunlu mantıksal bağlantı değil ama ancak sentetik-semantik çağrışım olanaklıdır. Burada düşüncenin diyalektik devimi değil ama ancak kendi içinde devinmeyen analitik düşüncenin dışsal-olumsal sentetik bağıntıları olanaklıdır (örneğin dekonstrüksiyon durumunda yapıldığı gibi sözcükten sözcüğe semantik sıçramalar). (Aziz yardımlı)
Güne bir şiir ile merhaba! Günaydın çakıllar, çakıl gözlüler:))
Çakıl, demek yerine: “Günaydın çakıl”, imrenirdim sana yıllarca, kabul etmekle konuşmayı benim yerime. “Günaydın ozan” demeliydin, hatta “Günaydın çakıl”, tanıtlamak için bana aldanmayasın diye sözcüklerle. Ben çakıl olduğum zaman, daha değerli senden, özlerdim insan olmayı. Biz kardeş olurduk, ve öyle kıskanç kıyıcı doğamızla. 💮Alain Bosquet🕊️
Hegel’i “Bilim Dizgesi”nin kendisini yazmadan önce başlangıçta onun “Birinci Bölümü” olarak düşündüğü Tinin Görüngübilimi’ni yazmaya götüren başlıca neden “doğal bilinç” (“das natürliche Bewußtsein”) düzleminde felsefe yapmanın olanaksızlığını ve felsefe için geçerli biricik zeminin olanağını tanıtlamak olarak görünür.  Görgül bilinçten kurgul bilince geçiş felsefenin dönüm noktasıdır, çünkü görgül bilincin tasarım alanında zorunlu mantıksal bağlantı değil ama ancak sentetik-semantik çağrışım olanaklıdır. Burada düşüncenin diyalektik devimi değil ama ancak kendi içinde devinmeyen analitik düşüncenin dışsal-olumsal sentetik bağıntıları olanaklıdır (örneğin dekonstrüksiyon durumunda yapıldığı gibi sözcükten sözcüğe semantik sıçramalar).Aziz Yardımlı
Reklam
Şiir Üzerine
Şu da var: Uzun şiirlerimde hiçbir sorunsalı yanıtlamaya kalkışmam. Sorular sormaya, bu soruları çoğaltmaya (ama yanıtsız bırakmaya) çalışırım hep. Nedeni, yazdıkça bilmediklerime, tanımadıklarıma, daha önce duyup düşünmediklerime rastlarım da ondan. Zaten insanın iç dünyasını kesin olarak tanıtlamak demek, saltık insanı yokken var etmek anlamına gelmez mi? Edip Cansever
Jozef Stalin Son Yazılar 1950-1953 Stalin'in 1950-1953 yılları arasındaki inceleme, konuşma, mesaj ve söylevlerini biraraya getiren Dernièrs Ecrits 1950-1953 (Editions Sociales, Paris 1953) adlı kitabını, Fransızcasından, M. Gaziturhan dilimize çevirmiş ve kitap, Son Yazılar 1950-1953 adı ile Sol Yayınları tarafından, Aralık 1977 (Birinci
Jozef Stalin Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu [J. Stalin'in Le Marxisme et la Question Nationale et Colonialé (Editions Social Internationale, 1937) ve Le Marxisme et la Question Nationale et Colonialé (Editions Sociale, Paris 1949) derleme yapıtından "Marksizm ve Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu" adıyla Sol Yayınları
4.ULUSAL SORUNDA PARTİNİN SİYASETİ
IV. ULUSAL SORUNDA PARTİNİN SİYASETİ Yanılgılarınızdan biri ulusal sorunu toplumun toplumsal-siyasal evriminin genel sorununun bir parçası olarak ve bu genel soruna bağımlı olarak ele almamanız, bunu kendi kendine yeten, yönelimi ve niteliği bir bütün olarak tarih boyunca değişmeyen bir şey gibi düşünmenizdir. Onun için siz, her marksistin
Resim