-"Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için. Yağmurlu sokaklarda çamura basmanı önlemek için ceketimi önüne sererdim ki güzel, pamuk ayakların kirlenmesin."
Sayfa 115
Origen'in yaptığı gibi, hazzın bir yana atıldığını tanıtlamak için bir başka hazzı bedenden uzaklaştırmak büyük bir saflıktır. Eylemin kendisi kendini dışsal ve bireysel bir edim olarak tanıtlar; oysa istek içsel olarak kökleşmiştir ve bir evrenseldir; onun hazzı ne hazzın aracı ile birlikte, ne de tekil hazlardan çekilme yoluyla yiter.
Reklam
İslâm Tarihi
2. CILT Leone Caotani, Mütercimi: Hüseyin Cahit Yalçın «Nebi» sözcüğünün köken olarak Arapça olmadığını tanıtlamak için benim uzun ayrıntılı açıklamalara girmeme gerek yoktur. Çünkü, şimdiye dek pekçok incelemeye konu olmuştur. Birgin oldu ki, Muharmmet, kendi düşüncelerini «vahiy» biçiminde gösterdi. Hadisçilerin saptamak istedikleri tarih bu. Ama hiç kuşku yok ki, bu tarihi andan önce uzun bir hazırlık dönemi geçmişti. Bu dönemi ise, Muhammet, unutturmanın yoğun karanlıkları arasına gömmek için, elinden geleni yapmıştır. Her günkü namazın esası, biçimi ve sayısı hakkında Kuran'da kesin buyruğun olmaması, insanı çok düşündürecek bir eksikliktir. Gerçek şudur ki: Müslümanlığın ibadete ilişkin, biçim ve hükümleri, Muhammet'in yaşamı döneminde açık biçimde saptanmamistir.
- Gördüğüm en güzel kızsın... - Tek dizimin üzerine çöktüm. - Yüreğimi söküp senin önüne atabilirim. Çiğne dilersen. Elimde bir gül olsa sana sunardım tutkumu tanıtlamak için. Yağmurlu sokaklarda çamura basmanı önlemek için ceketimi önüne sererdim ki güzel, pamuk ayaklarını kirletmeyesin.
Sayfa 115
Minos
Minos Girit tahtına çıkmak isteyince üç kardeş arasında kavga kopmuş, ama Minos tanrıların kendisinden yana olduklarını ileri sürmüş, bunu tanıtlamak üzere de Poseidon tanrıdan bir dilek dilemiş, denizden bir boğa çıkarmasını istemiş, bu boğayı da sonra gene tanrıya kurban etmeye söz vermiş. Dilediği gibi olmuş, denizden köpükler gibi ak bir boğa çıkagelmiş. Minos boğayı almış, tahta oturmuş, ama hayvanı tanrıya kurban etmeyi unutmuş. Güzelim ak boğayı sürülerinin arasına damızlık olarak göndermiş. Bu duruma çok kızan deniz tanrı ak boğayı Minos'un başına bela etmiş, bir efsaneye göre hayvan kudurmuş, ortalığı kasıp kavurduğu bir sırada Herakles'in elinden öldürülmüş, ama iş bununla da kalmamış, kralın karısı Pasiphae bu boğaya doğadışı bir aşkla tutulmuş ve onunla birleşmiş. Kral Minos güneş tanrı Helios'un kızlarından Pasiphae ile evlenmişti. Bir zamanlar Europe gibi boğaya vurulan Pasiphae ak boğayla birleşebilmek için Daidalos'a bir inek heykeli yaptırır, içine girer ve gebe kalarak Minotauros'u doğurur (Daidalos, Pasiphae). Ondan sonra da Girit sarayının yaşamı karmakarışık olur. Helios döllerinin hepsi gibi Pasiphae de büyücüdür, seviştiği boğayı öldürttü diye Minos'u büyüler, yatağından yılanlar, çıyanlar, akrepler çıkmasını sağlar, bunlar işi çapkınlığa vuran Minos'un yatağına giren her kadını sokup öldürmekteymişler.
Sayfa 206Kitabı okudu
Ütopya
Ütopya adasında aşk, üstün tutulmaktadır. Birbirlerini sevenler evlenmelidirler. Ancak kızlar 18, erkekler de 22 yaşından önce evlenemezler. Birde, nişanlılar evlenebilmek için çıplak vücutlarını üçüncü bir kişiye göstererek sağlam olduklarını tanıtlamak zorundadırlar. Boşanmaya da izin vardır. Evlilikte bir kez boşanmak mümkündür, ikinci evlilikte boşanmak yasaktır. Çocuklar, ana-babalarınındır. Çok çocuklular, çocuklarından birini çocuksuz ailelere vermeye zorlanabilirler. Her ailenin bir evi vardır. Evler, her on yılda bir, kura çekilerek dağıtılır. Her aile, on yılda bir, yeni kuraya katılarak oturduğu evi değiştirmek zorundadır.
Sayfa 239Kitabı okudu
Reklam
156 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.