382 syf.
·
Puan vermedi
Eser 4 bölümden oluşmaktadır.. - Büyük ümitler - Küçük hakikatler - Sabaha doğru - Her mevsimin bir sonu vardır Birinci tekil şahıs anlatımının kullanıldığı romanda başkahraman Hayri İrdal’dır. Hayri İrdal’ın anıları biçiminde kaleme alınan roman, bu özelliğiyle bir anlamda hayali bir karakterin otobiyografik bir eseridir. Ayrıca Hayri
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,4bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı romanı ilk olarak 1961 yılında yayımlandı. Yazar bu romanında ironik bir anlatım tekniği kullanarak doğu ve batı uygarlığı arasında bocalayan Türk toplumunu resmetmeye çalışmış ve uygarlık değişimi karşısında bireyin yaşadığı sarsıntıyı ele almıştır. Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı;
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202341,4bin okunma
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
Benden Önce Bir Başkası
Ah Nurdan Gürbilek, sayfalarca yazsan, hiç bıkmadan, yorulmadan, şevkle okusam seni, başa sarsam, bir daha bir daha okusam, okumalara doymasam...Öyle ki nitelikli, öyle ki donanımlı, öyle ki mükemmelsin! Gürbilek'in alanında en iyilerinden biri olduğunu kanıtlayan bu eseri, kendi tabiriyle "Bir yazarı, bir başka yazarın ışığında okuyan
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir BaşkasıNurdan Gürbilek · Metis Yayınları · 2016135 okunma
Tanpınar ve Aşağılık Kompleksi
Tanpınar hem Osmanlı kültürünün inceliklerine hem de Batı kültürünün inceliklerine vakıf. Temel tercihini Batı lehine yapmış ama kendi kültürünün hafife alınmasına, kökten reddine gönlü razı değil. Bu çatışma onun had safhada bir aşağılık duygusuna duçar olmasına yol açıyor.
saatleri ayarlama enstitüsü' kitabında ahmet hamdi tanpınar toplumun dejenere olan ' yeni' olana merakını yani 'üretme direk tüket' el sürme eskilere anlayışını güzelce tarif eder. yani eskiler aşağı ve bayağıdır artık. o yüzden kadın günlerinde ' anacım bizim çocuğun donu bile marka valla her şeyini yeni ve marka alıyoruz' diye hava atılır. kafa olmuş marka. yerinde ve sağlıklı olanlara lafım yok. yeri ne ise... oysa ki ikinci el eşyada yaşanmışlık vardır, el emeği vardır. hikaye vardır. bunda aşağılık kompleksi yapanları daha derin düşünmeye davet ediyorum. yani gidip don alın diyen yok ama gereksizce sırf moda diye dayatılan ve üstünde yeni etiketine kanmak ve ömrünü zamanını aldığın eşyaya kul köle etmek ne kadar mantıklı. ha mantıklı bulan ve mutlu olan varsa ciddiyim saygı duyarım. para sizin para tabi nasıl isterseniz lakin böyle gönlünüzü hoş edeceğiniz şeyler değillerse o birinci el eşya borçları bir düşünmek lazım, ne yapıyorum diye.