Kurgu, meleklerin ve canavarların dünyaya gelişleri arasındaki kontrast vurgulanıyor. Melekler, sahnelemeleri, müzikleri ve zarif görünümleriyle büyüleyici bir etki yaratırken, canavarlar korkutucu bir şekilde gelirler. Bu detaylar, karakterlerin ve toplumun algıları üzerinde derin etkiler bırakıyor.
Aşkın ve barışın arayışı, bu üçlemenin temel temasıdır. Karou ve Akiva'nın aşkı, iki farklı dünyanın arasındaki çatışmayı aşmaya çalışırken, ailelerinin ve toplumlarının geçmişin izlerinden kurtulmalarını sağlamak için mücadele etmeleri gerekiyor. Bu, okuyuculara evrensel bir mesaj sunuyor: Düşmanlığı ve ayrılığı aşarak barışı ve sevgiyi bulmak mümkün.
Laini Taylor, karakterleri ve dünyasıyla okuyucuları büyülüyor. Meleklerin ve canavarların dünyasındaki bu çatışma, okuyucuları hikayenin içine çekiyor ve onları karakterlerin duygusal yolculuğuna katılırken hüzün ve umut arasında sürükleyici bir deneyime taşıyor. "Duman ve Kemiğin kızı " üçlemesi, aşkın ve barışın gücünü anlatan dokunaklı bir hikaye sunuyor
Heyecanlı ve zevkli bir serinin son kitabı. Okurken iyi ki okuyorum diyerek okuduğum bir seri oldu.
Son ana kadar yeni karakterler kitaba katıldı, her birinin ayrı ayrı karakter gelişimini gördük. Her biri kitabın önemli parçalarıydı. Kitabı okuyanlar anlar özellikle samuray çifti, çok fazla özelliği olmayan ama kitabın en cesur, en fedakar çiftiydi. Bunun yanı sıra ana karakterlerin gelişimi ilk kitabtan itibaren çok fazla iyiydi. Güçlü bir kadın karakter okumaktan çok fazla zevk aldım. 3.kitapta bazı sahneler biraz uzatıldığı için ortalara doğru sıkıldım ama son 300 sayfayı çok büyük merak ve heyecanla okudum. Son ana kadar evet şimdi tamam dediğim yerde yazar yeni bir olay, yeni bir ters köşe yazmış, ne olacak diye düşünmeyi son sayfaya kadar bırakamadım. Bu bazılarına sıkıcı gelebilir ama yazar su gibi akıtmış olayları. Ne gerek vardı diyemiyorsun. Son ana kadar olan her şey bir yapboz barçası gibi yerine oturdu.
Eksik yönleri varmıydı vardı. Dediğim gibi öncelikle bazı sahneler uzatılmıştı, sıkılıyor insan. Ayrıca 3 kitap boyunca bazı şeyleri merak ederek okuduk. Hop oturduk hop kalktık. 3 kitabın ana konusu, bu maceranın ana konusu olan olayı sonda biraz daha uzun ve detay vererek sunabilirdi yazar, ayrıca sonda görmek istediğim bazı karakterler vardı onlara bir bölüm olsa yer verebilirdi. Bu beni üzdü. Ama bu sonda tatmin edici bir sondu.
Fantastik severler gönül rahatlığıyla okuyabilir. Nefes kesici bir dünya ve hayran kalacakları karakterle karşılaşacaklar.
ve böylece bir seri daha bitti.
ikinci kitabı daha çok sevdiğimi söylemek istiyorum. bu kitap bana kalırsa çok uzundu ve nedense bir şekilde kopuk geldi. evet heyecanlıydı bazı bölümler ama yine de bir şey vardı ki böyle itiyordu. nedenini bilmiyorum.
okurken heyecanlansam da sonu, olayların gidişatı bende büyük bir etki bırakmadı. zaten sonunu da pek sevemedim ve yükselemedim maalesef.
akiva ve stelyalılar olayının alt metinlerini keşke ikinci kitaptan yedirmeye başlasalardı, son yüz sayfaya yetmedi bence böylesine güzel bir konu.
öyle.
fantastik açlığımı dindirdi, beğendim de ama favorilerime girmedi maalesef.
Yüzyıllar önce aşık olduğu kadının öldüğünü sanan bir Melek, sevdiği kadını başka bir bedende ve kendisini unutmuş bir şekilde bulursa ne olur? Bence kaos olur ve oldu da:) Şeytan ve Melek aşkını bana göre en iyi işleyen kalemlerden bir kitap oldu bu seri, yer yer şaşırmakla kalmadım çeneni düşürdüm de diyebilirim. Her satırı ustaca ve zekice kaleme alınmış bu seride doğru bildikleriniz yanlış olabiliyor. İki ırkın savaşı ve bu şavaşın arasından iki farklı dünyada da birbirlerini yeniden bulan muazzam bir sevgi bağı, beden ve ruhları her ne kadar başka diyarlara göç etsede yeniden kavuşmak kaderlerinde olan aşıkları ben çok sevdim. Her sayfası kaos, entrika ve aksiyon olan bu kitapta heyecan paçalarınızdan akacak resmen. Bu büyülü savaşta kan gövdeyi götürürken yeniden filizlenen slow burn aşkı okumakta cabası ne söylesem spoiler gireceği için kendimi tutarak böyle bir yorum girdim umarım en az benim kadar sizde bu seriyi seversiniz.
Seri sonunda bitti ve hüzünlüyüm. Bu seriye maalesef hak ettiği değeri veremedim, atlaya atlaya okudum, çok üzüldüm durumun böyle olmasına. Büyük umutlarla almıştım kitapları. Kötü değillerdi, bence sorun benden kaynaklanıyordu. Son kitapta neredeyse 250 sayfa atlayarak okudum. Tam anlamıyla okumuş bile sayılmam. Çok sıktı beni. 200 sayfa boyunca savaşmalarını bekledim. Sayfaları atladığımdan ne olup bittiğini bilmiyorum bile. Belki daha sonra bu seriyi yeniden okur daha çok severim, bilemiyorum..