"Kim kendi çağını tam olarak görmek isterse ona uzaktan bakmalıdır. Ne kadar mı uzaktan? Kolay: Kleopatra'nın burnunun seçilemeyeceği denli uzaktan." - ORTEGA y GASSET
"Biz bütün sanatların kökünü Yunanistan'a bağladıkları bir dönemde yetiştik. Sanılırdı ki Yunanistan, tıpkı Pallas gibi; Olymposlu Zeus'un başından doğmuştur. Ama sonradan bu kültür çiçeklerinin yaşam güçlerini nasıl Libyalılardan, Hititlerden, Fenike'den, Girit'ten, Babil'den ve Mısır'dan almış olduklarını gördük. Kökler daha da gerilere gider: Bütün bu ulusların ardında Sümerler vardır." Leonard Woolley (1880-1960)
Sayfa 229
Reklam
Ülkeler arasında alışverişi sağlayan, ticaretle savaştır.
Sayfa 55
O zaman, bakışlarını ilk kez sistemli bir biçimde duvarlar üzerinde gezdirince, her iki kral nöbetçisinin arasında üçüncü bir mühürlü kapının bulunduğunu gördüler. "Oda oda içinde, her biri gördüğümüz ilki gibi eşya ile dolu! düşüncesi aklımızdan geçti ve bizi soluksuz bıraktı." 27 Kasım' da, Callender'ın bu arada yerleştirmiş olduğu elektrik lambalarının ışığı altında, üçüncü kapıyı incelediklerinde tam zeminin üstüne gelen yerinde, hala mühürlü, fakat mührü asıl kapıdakinden daha yeni olan kapalı bir delik gördüler. Soyguncular buraya da girmişlerdi. Acaba bu ikinci oda ya da ikinci galeride neler vardı? Mumya bu kapının arkasında mıydı? Örselenmiş miydi? Burada gizemli olan bazı şeyler vardı: Yalnız bu mezarın planı bütün ötekilerden ayrılmakla kalmıyordu; daha ilginci soyguncuların bu kapının önünde, ellerinin altında bulunanları almadan üçüncü kapıyı delmek uğraşına katlanmalarıydı. Acaba ön odadaki altın yığınının arasından geçerek ne bulmak istiyorlardı?
Sayfa 145
24 KASIM öğleden sonra işçiler bütün merdiveni ortaya çıkardılar. Carter on yedi basamak indi ve karşısında mühürlü kapıyı gördü. Şimdi mühürleri ve Tut-enkh-Amun'un adını açıkça görüyordu ama gördüğü başka bir şey de vardı: Gözünün önünde, hemen bütün kral mezarlarını bulanların görmek zorunda kaldıkları bir şey vardı. Burada da kendinden önce davrananlar olmuştu, buraya da mezar soyguncuları girmişti.
Sayfa 140
1065 yılındaki Uz akınından sonra Tuna boylarının biricik hakimi tekrar Peçenekler oldular. Bu sırada Bizans'ın içeride büyük karışıklıklar yaşaması Peçeneklerin Tuna boylarında rahatça dolaşmalarını sağladı. Hatta Kegen'e 1048 yılında yerleşmesi için verilen üç kale artık tamamen Peçeneklerin oldu. Yine bazı şehirleri ele geçirdiler. Bu
Geri114
146 öğeden 141 ile 146 arasındakiler gösteriliyor.