Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yerde bir tiyatro var­sa, orada kuşkusuz kent de vardı.
En ciddi bilim adamının da kalbinin susmadığını bilmek iyidir.
Sayfa 146
Reklam
Kral Darayavauş söyledi: Sen ey gelecek günlerde Benim kayaya oydurduğum bu yazıları, bu insan resimlerini gören! Yok etme, bozma onları. Soyun var kaldıkça Bozulmadan kalmalarına çalış.
Piramitler
Yalnız, ölümlülerin,ölçülerini yitiren güçlülerin Tanrı'ya eşkoşmaları yüzünden mi yapılmışlardı acaba?
Sayfa 109
Suç yalnızca birçoklarının anlayış kıtlığından da değil,tersine tek birinin herkesi yanlışa sürüklemesindedir.
Sayfa 84
"Mısırlılarda, tıpkı bütün eski uluslarda olduğu gibi, bizim anladığımız anlamda belirli bir yıldan başlayan kesin bir süreç hesabı ve tam bir tarih düşüncesi yoktu. Yalnızca, kendisini gelmiş geçmiş bütün dönemlerin hepsinden üstün gören, geçen yüzyılın o sarsılmaz ilerleme inancı, bunu bir tarihsel gerilik saydı. İlk olarak Oswald Spengler bu 'eksikliği', salt karakteristik bir görüş başkalığı; eski ulusların yalnızca bizden 'başka' olan bir zaman anlayışı olarak gördü."
Reklam
Uluslar yaşamışlar, ölmüşlerdi; kentler kurulmuş ve yeni­den yok olmuştu; kılıç ve yangın olanca azgınlıgını göstermişti. Bir uygarlık öte­kinin yerine geçmişti ve boyuna bir ölüler kentinin üzerine bir diriler kenti ku­rulmuştu.
Burada eski bir kent doğal bir ölümle yavaş yavaş çökerek ölmemişti. Burada can­lı kentlere ansızın bir büyücü değneği dokunmuş, zamanın, oluşun ve yok oluşun yasası yürürlüğünü yitirmişti.
Ama her şeyin değeri görelidir. Mühendis toprağın derinliklerine ne için girerse tarihçi de geçmişe aynı nedenle dalar: Geleceği sağlamak için.
Daha beş bin yıl önce iyide ve kötüde etkisi olan öylesine çok şeyin hala da etkile­rini sürdürdüklerini görünce "binlerce yıl tek bir gün gibidir" diyebiliriz.
Reklam
Mısırlılar eski ulusların yazmayı en çok sevenleri gi­bidirler. Edfu tapınağındaki yazıdan biri kopya etmek istenilse ve sabahtan akşama dek yazılsa, bu yirmi yılda tamamlanamaz.
Tevrat'ta yazılıdır.
KUTSAL KİTAP'ta Asurluların İsrailoğullarına Tanrı belası olarak gönderilişlerinden, Babil Kulesi ve görkeminden, gururlu Ninive'den, Yahudilerin yetmiş yıllık kutsallıklarından, hükümdar Nebukadnezar'dan, Tanrı'nın "Büyük Fahişe" ile ilgili hükmünden, Yedi Meleğin Fırat diyarına boşalttıkları "gazabının taslarından" söz edilir
Sayfa 159
İleri gelenlerden biri ölünce evin kadınları başlarına hatta yüzlerine toprak sürerler. Sonra ölüyü bırakırlar, evden dışarı fırlarlar etekleri bellerine sokulmuş, kenti dolaşırlar; göğüslerini açarlar ve dövünürler.Bütün kadın akrabalar bu alaya katılır ve böyle yaparlar. Erkekler de silahlarını kuşanır ve göğüslerini döverler. Bu törenden sonra ölüyü mumyalatmaya götürürler.
Sayfa 129
Eğer insanlara alçakgönüllülüğü öğretmek istersek bakışlarımızı yıldızlı göğe çevirmemize gerek yok. Yalnızca bizden önce gelmiş, bizden büyük olan ve bizden önce yok olan kültürlere bir göz atmamız yeter.
143 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.