Yeni İlion'un yıkıntıları altında başka örenler buldu, bunların altında daha başkalarını. Tepe, kat kat soymak zorunda kaldığı dev bir soğana benziyordu. Bu katların her birinde de başka çağlarda insanların oturmuş oldukları görülüyordu. Uluslar yaşamışlar, ölmüşlerdi; kentler kurulmuş ve yeniden yok olmuştu; kılıç ve yangın olanca azgınlığını göstermişti. Bir uygarlık ötekinin yerine geçmişti ve boyuna bir ölüler kentinin üzerine bir diriler kenti kurulmuştu.
Her önemli bilimsel buluşun hemen bütün dünyaya yayıldığı, resim, film, söz ve ses olarak milyonlarca kez çoğaltıldlığı, bunlardan her birinin sesi ötekinden daha yüksek çıkan başka yayınlarla karşılaştığı, herkesin bunları satın alabildiği ve bir başkası, daha yenisi dikkatini kapıverdiği için hemen de unuttuğu bugün; artık hiçbir şeyin korunmadığı, değerlinin değersizler içinde yitip gittiği bugün, yalnızca "Description"un ilk ciltlerini ellerine alanların ve görülmedik şeylere bakanların, duyulmadık şeyleri okuyanların o zamana dek sezmiş bile olmadıkları bir yaşamdan haber alanların ve bin yıllara göz atarak-bizden daha saygılı oldukları için-ürperti duyanların nasıl bir coşku içinde kaldıklarını ancak kestirebiliriz.
"Arkeolojinin tarihinde, yeni etkenlerin birikmesiyle, yine büyük zorluklarla kazanılmış olan bir tarih tasarımının bozulma tehlikesine düştüğü kısa süren dönemlere hep rastladık."
Mutlaka okunacak bir kitapmı? Hayır. Zaman kaybı mı? Değil. Ama ne tam bir tarih verileri kaynağı ne de bir roman. İkisi arasında ilgi çekici bir kitap.
Yazar genel olarak bahsettiği üzere arkeolojinin hikayeleşmiş medeniyetlerini konu edinmiş. Öncelikle yazarın önsözde tavsiyesi üzerine 2. bölümü okuyarak başladım; burada Mısır medeniyetinin arkeolojik olarak keşfini ve bunu keşfedenleri anlatıyor. Bunun dışında Miken, Sümerler, Babiller, Asurlular, Astekler, Mayalar'ın keşfini ve keşfedenleri detaylı bir şekilde anlatıyor. Bu medeniyetlerin harici başka keşifler hakkında bilgiler var. Kitabın en sevdiğim yanı bir keşif ile alakalı yazarken keşfeden kişilerin kitaplarından alıntılar yapması ve bunu roman tadında vermesi. Tabiki kitap bilimsel bir kitap olduğu için tarih ve kişi isimleri karışabiliyor ama genel manada konuyu kavrayabiliyorsunuz.
Girit devletinin kökeni ve yazısı gibi sonu da karanlıktır. Kuramlar vardır, yığın yığın ve atak kuramlar. Evans yıkılışın açıkça görülen üç devresini ayırt etmektedir. Saray iki kez yeniden yapılmıştı, üçüncü kez artık yok oluş ve kesindi.