Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnancın gücü her çeşit politika ve ahlak düşüncesini bastırıyordu.
Her zaman araştırma serüven ile; tehlike bilgi ile; yalan dolanla iş görme kendini düşünmeden özveriyle bir arada gider.
Reklam
Müzelerimizi gezeriz ve sararmış, yarı dökülmüş, yüzyılların kemirmiş olduğu papirüs yapraklarını ya da üzerleri tuhaf resimler ve işaretlerle, hiyeroglif ve çivi yazılarıyla kaplı vazo, kabartma, sütun parçalarını görürüz. Bu işaretleri tıpkı bi­zim bir gazeteyi ya da kitabı okuduğumuz gibi okuyabilen insanların bulunduğu­nu biliriz. Kuzey Avrupa henüz barbar bir diyar olduğu sıralarda bile artık kim­senin yazmadığı, kimsenin konuşmadığı bu yazıların ve dillerin gizemini çözmek için ne denli zeka harcandığını hiç düşünür müyüz? Ölü işaretlere bir anlam ver­menin acaba nasıl olabildiğini hiç düşünür müyüz?
En ciddi bilim adamının da kalbinin susmadığını bilmek iyi­dir.
Mısır tanrıları ancak sonraları insan kılığına girmişlerdir. Eskilerin dinsel bilinçlerinde onlar, işaretler, bitkiler ve hayvanlarla biçim almışlar­dı. Tanrıça Hathor bir ılgın ağacında yaşıyordu.Tanrı Nefertem'e lotus çiçeğinde, Tanrıça Neith'e çaprazlama iki ok mıhlanmış bir kalkanda tapı- lırdı. Fakat tanrılar her şeyden çok hayvan kılığında gösterilirdi. Tanrı Chnum bir teke kılığındaydı. Tanrı Horus bir atmaca, Thout bir ibis, Suchas bir timsah, Bubastis'in tanrıçası bir kedi, Buto'nunki bir yılandı. Bu hayvan biçimli tanrıların yanında, eğer belirli bir işaret taşıyorlarsa, doğ­rudan doğruya hayvanlara tapılırdı. Bunların en ünlüsü, tapılışı yeryüzünde hiç­bir dönemde hiçbir hayvana karşı gösterilmeyen görkemlikte olanı, Mısırlıların Tanrı Ptah'ın uşağı saydıkları Memphis’in kutsal boğası Apis’ti.
Sanattan anlamayanlar, yazarlar yalan söyler, derler. Eğer biz ozanın bilim ba­kımından noktası noktasına gerçeğe bağlı kalmamak özgürlüğünü yalan olarak varsayacak olursak, bu durumda eskiler de modernlerden daha az yalan söyle­miş değillerdir.
Reklam
Bilimsel yayınlar, uzun çalışma yıllarının sonucu olarak uzmanlık dünyasına sunulan kitaplar, çoğu zaman böyle şeyleri içerisine almaz. Bu kitaplarda iklim­le, hastalık ve zorluklarla, yerlilerin anlayışsızlıklarıyla, ileri gelenlerin dar görüş­lülükleriyle, kötü kolluk ile, aşağılık insanlarla, işçilerin dikbaşlılıgı ile olan savaş­lar görülmez.
En ciddi bilim adamının da kalbinin susmadığını bilmek iyidir.
Sayfa 146
Bulwer'in Glaukus'unu oturttuğu evin kapısının önünde mozaikte "Cave Canem" (Köpekten kendini koru) yazılıdır.
Arkeologlarımızdan birinin Babil yıkıntıla­rında, üzerinde şu özdeyiş bulunan bir tableti ele geçirmesi acaba biz, daha son­ra doğanlar için bir teselli olabilir mi: Bak çevrene, insanların topu budaladır.
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.