Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bilimin doğuşundan Troya’nın hazinelerine; Mısır piramitleri ile mumyaların gizeminden hiyeroglifin çözülüşü ve çiviyazısının okunuşuna; Babil Kulesi ve Tufan’ın öyküsüne ve Aztek uygarlığına kadar sayısız arkeolojik bulguları bilimsel olarak açık dille aktaran bir roman...
Tanrılar Mezarlar ve Bilginler
Tanrılar Mezarlar ve BilginlerC. W. Ceram · Remzi Kitabevi · 2011113 okunma
Her önemli bilimsel buluşun hemen bütün dünyaya yayıldığı, resim, film, söz ve ses olarak milyonlarca kez çoğaltıldlığı, bunlardan her birinin sesi ötekinden daha yüksek çıkan başka yayınlarla karşılaştığı, herkesin bunları satın alabildiği ve bir başkası, daha yenisi dikkatini kapıverdiği için hemen de unuttuğu bugün; artık hiçbir şeyin korunmadığı, değerlinin değersizler içinde yitip gittiği bugün, yalnızca "Description"un ilk ciltlerini ellerine alanların ve görülmedik şeylere bakanların, duyulmadık şeyleri okuyanların o zamana dek sezmiş bile olmadıkları bir yaşamdan haber alanların ve bin yıllara göz atarak-bizden daha saygılı oldukları için-ürperti duyanların nasıl bir coşku içinde kaldıklarını ancak kestirebiliriz.
Sayfa 68 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Reklam
Biliniz bunu: Nerede daha tam bilgi yoksa, orada spekülasyonlara bol bol yer vardır. Ama spekülasyonlarla varsayımı ayırt etmek gerekir. İkincisi bütün bilimlerin çalışma yöntemine girer; güvenilir sonuçlardan çıkar ve olabilecekleri gösterir, fakat bunların ardındaki soru işareti hep görülür. Buna karşın spekülasyonda çekinme yoktur. Çoğunda çıkış noktası bile "güvenilir" değil "istenildiği gibi"dir.
Sayfa 112Kitabı okudu
384 syf.
7/10 puan verdi
·
150 günde okudu
Mutlaka okunacak bir kitapmı? Hayır. Zaman kaybı mı? Değil. Ama ne tam bir tarih verileri kaynağı ne de bir roman. İkisi arasında ilgi çekici bir kitap.
Tanrılar Mezarlar ve Bilginler
Tanrılar Mezarlar ve BilginlerC. W. Ceram · Remzi Kitabevi · 2011113 okunma
Grubun dışında olan kimse/outsider
Bilimsel gelişmelerde ne denli istersek o denli geri bakalım; pek çok sayıda büyük buluşların "meraklıları," "outsider" hatta "Otodidaktlar" tarafından yapıldığını görmek zor değildir. Bunlar bir düşüncenin çekiciliğine kapılmışlar, meslek öğreniminin kösteklerini duymamışlar, uzmanlığın gözbağlarını tanımamışlar ve akademik geleneğin kurduğu engelleri atlayıp geçmişlerdir.
Sosyal Düşünceler Tarihi Okuma Önerileri
Bu listeyi daha kolay ulaşabileyim diye buraya yazıyorum. Bu liste Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin SDT dersinde verilmiş okuma önerileridir. Sizlerin de ilgisini çekebilir. Herkese keyifli okumalar. [Toplumbilim Öneri listesi için bakınız; #29219488] 1)Alâeddin Şenel: İlkel Topluluktan Uygar Topluma 2)Alâeddin
Reklam
Kitap Önerisi: Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler - C. W. Ceram Ben tarih okumayı, sanat tarihi okumayı ve arkeoloji okumayı çok severim. Size bir kitap tavsiye etmek istiyorum. Remzi Kitabevi'nden çıkmış arkeoloji romanı. Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler kitabın adı. Dünya arkeolojisinin büyük buluşlarını kimler yaptı? Nasıl yaptı? Ne buldular? Arkeolojik buluşları herkesin anlayabileceği yalınlıkta anlatmış. Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler C. W. Ceram Çevirmen: Hayrullah Örs "Arkeolojinin romanı. Baştan başa yenilenmiş basım…" Günümüz teknolojisinin getirdiği yeni bilgiler ile genişletilip hazırlanan yepyeni bir eser sunuyoruz. Birçok dile çevrilmiş, milyonlarca okura ulaşmış bir başyapıt olan Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler, heykelleri ve kuleleriyle, piramitleri ve merdivenleriyle insanoğlunun yarattığı ilk uygarlıkların destanıdır! Bu kitap, bilimin doğuşundan Troya’nın hazinelerine; Mısır piramitleri ile mumyaların gizeminden hiyeroglifin çözülüşü ve çiviyazısının okunuşuna; Babil Kulesi ve Tufan’ın öyküsüne ve Aztek uygarlığına kadar sayısız arkeolojik bulgunun bilimsel romanıdır. Doğu Akdeniz’de Minoslular ve Yunan devletleri, Nil Vadisi’ndeki imparatorluklar, Mezopotamya’da Sümer, Babil, Asur krallıkları; öte yandan Aztekler ve Mayalar birbirinden ilginç öyküleriyle bu yapıtta canlanıyor. Emin Çapa
Pompei'nin sonu başka türlü oldu. Buraya önünden kaçmaktan başka görünür çıkar yolu olmayan bir çamur seli gelmedi, önce hafif bir kül yagmuru başladı. İnsanın üzerinden silkeleyebilecegi gibi bir kül yagmuru. Ardından lapilli yagdı, sonunda her biri birkaç kiloluk süngertaşı parçaları da araya karıştı. Ancak yavaş yavaş tehlikenin büyüklügü ortaya çıktı ama o zaman da artık iş işten geçti. Kükürt buharları yere çöktü, bütün aralıklar ve deliklerden sızdı, gittikçe güç, daha güç soluk alabilen insanların yüzlerine sardıkları bezlerin altına doldu. Kurtulmak ve hava alabilmek için dışarı fırlarlarsa başlarına lapilliler öyle sıkı yağıyordu ki, dehşet içinde geri çekilmek zorunda kalıyorlardı. Ama daha evlerine girer girmez tavan çöküyor ve onları altına gömüyordu. Bazıları kısacık bir süre için kurtuldular. Merdiven direklerinin ve revakların altında korku içinde yarım saatçik büzülüp kaldılar. Sonra kükürt buharları usul usul, sürüne sürüne geldi, bunları da boğdu.
Başka bilgilere, başka törelere sahip olan, fakat bütün insanlığı birleştiren kan bağı ile o gömülmüş insanlara bağlı başka insanlar, küreklerini toprağa daldırdılar ve onca zamandır uyuyanları ışığa çıkardılar. Bu gerçekten, sihirle ölüleri diriltmeye benzer bir şeydi: Bilimine delice tutkun, üstelik dedelerine saygı duymayan bir bilgin böyle felaketleri büyük bir talih eseri sayabilir. Goethe, Pompei için pek saygısızca: "Bundan daha ilgincini kolay kolay düşüneıniyorum ... " demişti.
Pompei
Goethe, Pompei için pek saygısızca: "Bundan daha ilgincini kolay kolay düşünemiyorum... " demişti. Gerçekten de bir kenti gündelik yaşamın bütün işleyiş yönleriyle gelecekteki bilginlere saklamak için böyle bir kül yağmurundan daha üstün bir olanak düşünmek zordur; hayır, saklamak değil, konserve etmek sözü buna daha uygun düşer. Burada eski bir kent doğal bir ölümle yavaş yavaş çökerek ölmemişti. Burada canlı kentlere ansızın bir büyücü değneği dokunmuş, zamanın, oluşun ve yok oluşun yasası yürüdüğünü yitirmişti.
Reklam
Her önemli bilimsel buluşun hemen bütün dünyaya yayıldığı, resim, film, söz ve ses olarak milyonlarca kez çoğaltıldığı, bunlardan her birinin sesi ötekinden daha yüksek çıkan başka yayınlarla karşılaştığı, herkesin bunları satın alabildiği ve bir başkası, daha yenisi dikkatini kapıverdiği için hemen de unuttuğu bugün; artık hiç bir şeyin korunmadığı, değerlinin değersizler içinde yitip gittiği bugün, yalnızca, "Description"un ilk cildlerini ellerine alanların ve görülmedik şeylere bakanların, duyulmadık şeyleri okuyanların o zamana dek sezmiş bile olmadıkları bir yaşamdan haber alanların ve bin yıllara bir göz atarak -bizden daha saygılı oldukları için- ürperti duyanların nasıl bir coşku içinde kaldıklarını ancak kestirebiliriz.
Çünkü Mısır eskiydi, o zamana dek sözü edilen her kültürden eskiydi. Kapital'de ilk toplantılar Roma İmparatorluğu'nun politikasına yön verdiğinde bile eskiydi. Kuzey Avrupa ormanlarında Cermenler ve Keltler ayı ve aslan avladıkları sırada öyle eskiydi ki sönmüştü bile.
Yerküremizin üstündeki bu en büyük anıtlar mezarlıgında her şey hiyerogliflerle kaplıdır: Gizemli, bilinmeyenli çizgiler, resimler, taslaklar, işaretler, şifreler, insanlar, hayvanlar, masal yaratıkları, bitkiler, meyveler, araçlar, elbise parçaları, örgüler, silahlar, geometri şekilleri, dalgalı çizgiler ve alevler.
Mısır hakkında...Kitabı yarım bıraktı
1816 Aralıgı'nda şöyle yazmaktadır: "Kopt sözlügü her gün biraz daha kalınlaşıyor. Yazarı ise tersine!"
Sayfa 82 - Champollion koptça sözlük yazarken...Kitabı yarım bıraktı
"Kim kendi çağını tam olarak görmek isterse ona uzaktan bakmalıdır. Ne kadar mı uzaktan? Kolay: Kleopatra'nın burnunun seçilemeyeceği denli uzaktan." - ORTEGA y GASSET
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.