Not
Yunan mifologiyasında Hermes tanrıların çaparı idi. Hermes "hermetik".
Sayfa 62
Tanrıların, insanoğlunun, hayvanların ve doğanın ayrılamayacak şekilde birbirlerine bağımlı ve aynı yasalara bağlı oldukları, aynı ilahi tözden yapıldıkları düşünülürdü. Başlangıçta tanrılar dünyasıyla erkekler ve kadınlar dünyası arasında varlıkbilimsel açıdan hiçbir uçurum yoktu.
Reklam
“Yüz binlerce yıl boyunca insanlar hayatta kalmaya çalışmakla meşgul olduğundan böylesi sorularla uğraşmaya vakit bulamıyordu. Onlara göre neyin "gerçek" olduğu açıktı: Yemek, barınmak, üremek; hayatın temel gereksinimlerini karşılamak. Din, uzun zamandır vardı fakat genellikle tanrıların ve ruhların dünyası, insanların gündelik
Say Yayınları
Ruhların dünyası ya da ölüler âlemine ilişkin görüşler kültürden kül­ türe büyük ölçüde değişir. Örneğin Amerikan yerli halklarından olan Pavniler, “ölen kişinin ruhunun göklere yükselerek bir yıldız hâline geldi­ ğine” inanırlar. Sibirya’daki Yakutlar ise ruhlarının “yemyeşil gökyüzüne doğru yolculuk yaptığını” söylerler. Brezilya’daki Yanomamaların ruhla­ rı “avlanmanın daha iyi, yemeklerin daha lezzetli ve diğer ruhların genç ve güzel olması dışında dünyadan pek farklı olmayan” gökyüzüne gider. AvustralyalI Aborijinlerin ruhlarının ise “kanguruların ve diğer eğlence­ lerin bolca bulunduğu, bulutların üstündeki güzel bir ülkeye” gittikleri söylenir. Az sayıda kültürde, ölüm sonrası hayat yeraltındadır. Örneğin, Samoa’da ölümden sonraki âleme giriş yeri aktif bir yanardağ içindedir, Sibirya’daki Çukçi halkı ise ölülerin “çok sayıda ren geyiği sürüsünün bu­ lunduğu yeraltında” yaşadığına inanır.59
Bir çocuk yetişkinlerin açığını ilk kez yakaladığında-yetişkinlerin ilahi zekaya sahip olmadığı, kararlarının mutlaka akıllıca, düşüncelerinin doğru ve hükümlerinin adil olmadığı o küçücük ciddi kafasına ilk kez dank ettiğinde-dünyası başına yıkılır, paniğe kapılır. Tanrılar devrilmiş, güvenlik kalmamıştır. Tanrıların devrilişiyle ilgili kesin olan bir şey varsa o da şudur: Azıcık yamulmazlar, ya çarpıp parçalanırlar ya da kahverengi çamurun dibine gömülürler. Onları tekrar ayağa kaldırmak meşakkatli iştir; eskisi gibi parlamazlar asla. Çocuğun dünyası da eskisi gibi kusursuz ve sağlam olmaz bir daha. Sancılı bir büyüme evrenseldir.
Sayfa 26 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
"Fırtına" sözcüğünün Norveççesi "Tor-dønn"dür, yani Tor'un gürültüsü anlamına gelir. İsveççede ise "aska"dır, "asaka" da gökyüzündeki tanrıların yolculuğu anlamına gelir.
Sayfa 31
541 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.