“Karşısında sadece orduların değil Roma imparatorlarının çaresiz kaldığı, Papa’nın ayağına giderek aman dilendiği Attila; korku, acziyet ve teslimiyetin kılıfı olarak Tanrı’nın Kırbacı (Flagellum Dei) ve günaha batan Hıristiyanları cezalandırmak için Tanrı’nın gönderdiği bela ve felaketin temsilcisi görülmüştür. Satır aralarında bazı hakikatlerin de yer aldığı Avrupalıların hayal ve telakkilerindeki Attila imajında hakikatlerden çok korkular, önyargılar belirleyici olmuştur.”
Sayfa 128Kitabı okudu
Attila, geç dönem Roma yönetici sınıflarına göre “Tanrının kırbacı” idi. Yoksulların birçoğu ona farklı gözle bakıyordu. Hunlar ve Galyalı bagaudae, MS 440’larda Romalı-Galyalı toprak ağalarına karşı zaman zaman ittifaklar kuruyorlardı. Ama Hun Krallığı, ilerici toplumsal değişimin gücü olamayacak kadar kaba, yağmacı ve istikrarsızdı. Attila MS 451’de Galya’ya (Fransa ve Belçika) saldırdığında, batıya yönelik hamlesinde diplomatik incelikten eser yoktu. Yabancılaşan bagaudae harekete geçmemiş, Romalı-Galyalı toprak ağaları ile Vizigot özgür köylüler karşı güçlere katılmıştı. Böylelikle kısa bir süreliğine birleşen Batı, Chalons Muharebesi’nde Attila’yı kesin bir yenilgiye uğrattı. Orta Avrupa’daki anayurduna çekilmek zorunda kalan Attila iki yıl sonra öldüğünde imparatorluğu parçalandı; hem halefleri arasındaki toprak kavgaları, hem de tebaa halklar arasında aşağıdan yükselen isyanlar sonucunda yıkıldı.
Zafer ve yenilgiye güçlüler değil, güçsüzler karar verir.
" Kendisini Tanrının kırbacı sanan Attila ile daha sonraki Türkler ve Moğollarda da bu inanç vardı. Onlar da kendilerini kötü yola sapanları cezalandırmak için gönderilmiş 'Tanrı'nın ordusu' olarak kabul ediyorlardı."
ced iş başında
Avrupalıların attila'ya tanrının kılıcı tanrının kırbacı ünvanını yakıştırmaların sebebi buradan anlaşılmaktadır
Sayfa 72Kitabı okudu
Attila, günahlarından dolayı Romalılara verilen ilahi bir ceza gibi "Tanrının Kırbacı"na dönüşüp olanca gücüyle Batı Roma İmparatorluğu'na saldırır.
Sayfa 81Kitabı okudu
Hun İmparatoru Attila (434-453), Roma İmparatorluğu’nun son zamanlarındaki zorlu düşmanlarından biriydi. Sonraki yazarlar tarafından “Tanrı’nın Kırbacı” olarak adlandırıldı.
Sayfa 402Kitabı okudu
Tanrının Kırbacı
Attilâ’nın ölüsü de, dirisi gibi milletlerin mukadderatını değiştirmişti. Bunun için, aradan bin dört yüz bu kadar sene geçtiği halde hala tarih Sezar’dan ve İskender’den daha fazla onun adını anıyor ve hâlâ "Attilâ" namı, asırların arasındaki zaman uçurumlarını atlayarak bize kadar geliyor ve mazinin karanlıklarında şaşaasından hiçbir şey kaybetmeyerek, safî ışıktan mamul, nuranur bir abide gibi gözlerimizin önünde parıldayıp duruyor.
Attila
(MS 395-453) Hun İmparatoru Attila, Türktür. Babası Muncuk Han'dır (Boncuk Han). Orta Çağ batı kaynaklarında acımasızlığı ile anılır. Roma'yı haraca bağlayıp Orta Asya'ya geri dönmüştür. Bu nedenle de Avrupa'da 'Tanrının Kırbacı olarak bilinir.
Sayfa 14Kitabı okudu
Attila ismi tanrının kırbacı anlamına gelen Hun imparatoru kardeşlerini öldürerek tahta geçmiş balkanları ve Avrupa'yı dize getirmiş evlendiği gece zehirlenerek öldürülmüştür
Sayfa 131 - Babıali yayınlariKitabı okudu
Çünkü, zafer ve yenilgi arasında karar verecek olan güçlüklerin değil, zayıflıklarındır.
Ölüm ve açlık getiren kişilerin isimleri büyük bir saygıyla anılabiliyordu...
Fakat hayatta her şeyin bir bedeli olduğunu unutmamalısın.
Çünkü kalplerimizde bulunanların her şeyden daha değerli olduğunu biliyoruz.
Türkiye'nin barış harekatı adını verdiği 1974 müdahalesinde ulaştığı hatta, Avrupalılar malum olduğu üzere Attila hattı adını vermişlerdir. Bu da onların zihniyetini gayet güzel açıklamakta, Türklerin Hunların "barbarlık" özellikleriyle aynılaştırdıklarını göstermektedir (Avrupalıların Hun başbuğu Attila'yı tanrının kırbacı olarak gördüğünü, 1 ve 2. Dünya savaşlarında Almanlara "vahşi, barbar" anlamında Hun adını verdiklerini hatırlayalım).
Sayfa 33Kitabı okudu
