904 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 18 days
Ailesiyle birlikte hâlâ yurtdışında bulunan Dosto, Ebedi Koca'yı teslim etmesinin hemen ardından, edebiyat hayatının belki de en büyük yapıtı olmaya aday olan ve kafasında beş roman olarak tasarladığı "Büyük Bir Günahkârın Hayatı" için kolları sıvarken, eşi Anna'nın üniversitede okuyan kardeşi Snitkin'in yanlarına gelmesiyle birlikte
Ecinniler
EcinnilerFyodor Dostoyevski · Türkiye Kültür İş Bankası Yayınları · 20195.5k okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 8 days
VAROLUŞÇULUK, Jean Paul Sartre (Kitap İncelemesi)
Nobel ödülünü (1964) reddeden ilk kişi olan
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
(1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,187 okunma
Reklam
verdiğin her kederin yüreğimde yeri var hangi kitabı açtıysam seni okudum yıllardır hangi aynaya baktıysam seni gördüm gel desen gelemem git desen gidemem öl desen kanım akmaz anladım artık seni sevmek yüce bir şey anladım seni sevmek tanrı'ya yaklaşmak gibi insanlar içinde bir sana inandım bir seni sevdim kendimden başka uykularımın
everest yayınları, pdfKitabı yarım bıraktı
Tanrısız ahlâk meselesi, büyük ihtimalle ebediyyen tatbikatta tet- kiki mümkün olmayan veya herhangi bir tarihî tecrübeye dayanmayan nazarî bir tartışma mevzuu olarak kalacaktır. Çünkü tarih boyunca ta- mamen dindışı bir tek toplum bilinmediği gibi, benzerî durumla ilgili tecrübemiz de yoktur. Kuşaklan, resmen kabul edilmiş ateist ideolojiye istinaden, dine karşı tamamen ilgisiz ve hatta nefret içinde eğitilen toplumlar bile, dindışı ahlâk var mı veya sırf ateist kültür ve ateist toplum mümkün mü sorusuna itimada şayan bir cevap olamazlar.
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
Tanrısız Toplum Mümkün
Tanrının ölümünün ilanı da beklenenin aksine toplumu çöküşe götürmedi. Tarih boyunca peygamberler ve felsefeciler, büyük kozmik plana duyulan inanç olmazsa düzen ve birliğin yok olacağını iddia etmişlerdi. Bugünse kozmik bir tasarıya inanmaya devam edenler, küresel düzen karşısında ki en tehditkar unsurlardır. Allahtan korkan Suriye, seküler Hollandadan çok daha şiddet dolu.
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Tanrısız ahlâk meselesi, büyük ihtimalle ebediyyen tatbikatta tetkiki mümkün olmayan veya herhangi bir tarihî tecrübeye dayanmayan nazarî bir tartışma mevzuu olarak kalacaktır. Çünkü tarih boyunca tamamen dindışı bir tek toplum bilinmediği gibi, benzerî durumla ilgili tecrübemiz de yoktur. Kuşakları, resmen kabul edilmiş ateist ideolojiye istinaden, dine karşı tamamen ilgisiz ve hatta nefret içinde eğitilen toplumlar bile, dindışı ahlâk var mı veya sırf ateist kültür ve ateist toplum mümkün mü sorusuna itimada şayan bir cevap olamazlar. Böyle toplumlar da, bütün çabalara ve kendi etrafında ördükleri duvarlara rağmen, mekan ve zamanın dışında kalamazlar. Sayısız şekilde yansıyan mazi, tümüyle ve keza isteyerek veya kendiliğinden tesir icra eden dünyanın öbür kısmı, burada da varlığını sürdürmeğe devam etmektedir. Açıkça iddia ediyorum ki, mensuplari din bakımından tam bir bilgisizlik içinde büyümüş olan bir toplumun davranış kaideleri, hukuku, in- sanlararası münasebetleri ve sosyal düzeni, tanıdığımız ve kendini dine bağlı telakkî eden memleketlerde ve keza kendini umumiyetle ateist anlayışının kuvvetli tesiri altında bilen öbür bölgelerde rastlamakta olduğumuz herşeyden, göze çarpacak kadar, farklı olacaktı.
1. Tanrısız toplum olmamıştır Tarih boyunca insanlık bir tanrı anlayışıyla hep iç içe olmuştur. Tanrı anlayışı olmayan bir toplum söz konusu değildir. İşte, çağımızda biraz denendi, o da olmadı. Sovyet Rusya’da 3 nesil boyunca denenmeye çalışıldı. Onun yerini sporla, sanatla, eğlenceyle doldurmaya çalıştılar. Unutturmaya çalıştılar, olmadı. 70 sene sonra biliyorsunuz, ortalıkta tekrar eski şeyler üzerine yeni yeni gelişmeler oldu. Çünkü Allahsız bir dünya, Allahsız bir yaşam, Allahsız bir toplum yoktur, mümkün değildir. Ontolojik olarak mümkün değil, yaratılış olarak mümkün değildir. Zira insan doğarken, “Allah” bilgisiyle doğar. O fıtratımıza kazınan bir bilgidir. İnkâr edilebilir,yasaklanabilir ama asla yok edilemez. O, haricî bir obje değildir; içimizde, ruhumuzdadır. Fakat Allah’ı doğru anlayıp anlamamak bütün çağların gerçeğidir; meselesidir.
Sayfa 156 - Marmara Akademi YayınlarıKitabı okudu
Dünya ile fiziksel ilişki kurmayarak araya imaj teknolojilerini sokmak bizi "insansızlaşma", insandan tamamen uzaklaşma noktasına götürür. Bu nokta, üzerine bomba atarak öldürdüğü insanları kameradan seyrederken, kurbandan "optik olarak ayrı" olmanın psikolojik izolasyon sağladığı bir noktadır. Çünkü "gördüklerimizle
"TANRI ÖLDÜ!!!"
Friedrich Nietzsche “Tanrı öldü” dediğinden beri 134 yıl geçti ve bu söylemiyle 19. yüzyıl’dan günümüze kadar felsefe öğrencilerine baş ağrısı olmaya devam etti. Belki de felsefede en iyi bilinen fikirlerden biridir, hatta “Şen Bilim (the gay science)”in bir kopyasını eline bile almamışlar tarafından bile; kaldı ki kitap buradan türemiştir. Fakat
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.