Dücane Cündioğlu Sinema ve Felsefe kitabında Sade için şöyle şöyle diyordu:'' Marquis doğal olan her şeyden nefret eder; yoksunu olduğu her şeyden. Şefkatsizdir. Annesinden nefret eder kendini dine verdiği için, hayatını İsa'ya adadığı için.
Kilisenin ortasında kadınları kırbaçlarken, Hristiyanlığın sembollerini alabildiğince aşağılarken, gerçekte, şefkatini kendisinden esirgemiş olan dindar annesinden intikam alır Marquis de Sade.''
Cündioğlu haksız sayılmaz zira kitabı okurken Tanrı'ya ve inanan insanlara karşı hissettiği nefreti anlamak güç. Sade'nin küfürden ve aşağılamadan çekinmeyen, kendi gibi düşünmeyenleri aciz ve aptal diye niteleyen, Tanrı var olsa insan iyi olurdu gibi bayağı bir fikri savunan garip bir düşünce yapısı var. Bazı konulardaki tutarsız düşünceleri de eklenince okunması güç bir kitap diyebilirim.