223 syf.
7/10 puan verdi
Memleket edebiyatının ve toplumu gercekci bir çizginin yeni yeni oturmaya başladığı 40 lı yıllarda adeta bir Tanzimat dönemi romanı yazan Abdülhak Şinasi gerek üslubu gerek kitabın içeriği nedeniyle ağır eleştirilere maruz kalmıştır. Temiz Türkçenin her sayfada belirgin bir şekilde kullanıldığı kitabı okumakta yarar var.
Çamlıca'daki Eniştemiz
Çamlıca'daki EniştemizAbdülhak Şinasi Hisar · Yapı Kredi Yayınları · 2012284 okunma
128 syf.
7/10 puan verdi
Çok sıradan ve tekdüze olmasına rağmen kendisini okutturan bir eser. Evet bazı şeyler çok saçma çok yapay kalmış ama unutulmamalıdır ki bunlar Tanzimat dönemi ürünü yani bir geçiş söz konusu. Eğer bunlar olmasaydı bugunkü anlamda Türk romancılığı da tam manasıyla oturmazdı..
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201646.3k okunma
Reklam
200 syf.
·
Not rated
Tanzimat edebiyatının en üretken, en çok eser veren yazarı olan Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan Felatun Bey'le Rakım Efendi romanında Doğu-Batı çatışması esas alınmıştır. Batı medeniyetini, alafranga yaşam tarzını temsil eden Felatun Bey ile Doğu medeniyetini, alaturka yaşamı temsil eden Rakım Efendi arasında geçen olayları anlatmaktadır. İnsan ait olduğu kültürün gerktirdiği bir hayat yaşamalıdır. Lüks hayat, yanlış taklit insanın hayatını berbat eder.
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Felatun Bey ile Rakım EfendiAhmet Mithat Efendi · Dergah Yayınları · 201422.9k okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
Sami Paşazade Sezai'ye ait olan bu tanzimat dönemi eserini okumakla okumamak arasında kalmıştım aslında.Eser tanzimat dönemine ait olduğu için anlamını bilmediğim ve kafamı karıştıracak bir çok kelime olduğunu farkettim.Eserin adını son zamanlarda çok duydum ve merak ederek okuma kararı aldım.Şöyle ki okuduğumuz bu dönemin kitapları yaşadığımız
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bilge Kültür Sanat · 201646.3k okunma
Adın Deftere Geçti!.. Dilimizde, hak etmediği halde bir makamın yetkilerini kullanarak üst perdeden konuşan yahut önemsiz bir başarısı üzerine "bir yumurta bin bir gıdgıdak" ortalığı velveleye verenler hakkında söylenen bir deyim vardır: Anır eşeğim anır, adın deftere geçti. Deyimin ilginç bir hikâyesi var. Osman Çizmeciler'in Ünlü Deyimler ve Öyküleri (İstanbul 1989) adlı çalışmasından naklen (s. 20) anlatalım: Tarihimizdeki ilk istatistik Tanzimat yıllarında yapılmış. Ancak o yıllarda, sayımın ve sayılmanın faydasını anlamayan insanlara istatistiği izah etmek çok zor olduğundan, yetkililer düşünüp taşınmışlar ve yumuşak geçiş için öncelikle köylerde bir hayvan sayımı yapmayı uygun bulmuşlar. Köylünün biri, sayım bittikten, memurlar gittikten sonra ahırdaki eşeğinin durmadan anırdığını görmüş. Adam sabahtan beri bir işe yaramadan yalnızca semiren eşeğine bakmış, bakmış ve sayım sebebiyle yapamadığı işlerinin, boşa geçen gününün acısıyla çıkışmış: — Anır eşeğim anır... Adın deftere geçti!..
Rakı içilir mi hiç çiçeksiz çiçeksiz ölürüm dükkanları hem kim olsa ölür ispatinin ebesi zulmü ilan edilmiş sokağa çıkar yalnızlığının ut sesi bir fonograf tanzimat fermanında unutulmuş hacivat gelip kahkahalar tarafından iğne ister Yalnız belki çocuklar için atlı gülen tramvayı ölümün cumhuriyete enflasyonu sekiz memeli bir zenne o çirkinim tasviri efkar bir zindan vakitlere açıktır kepengi aşkı memnu ölü teyzesine yazlığa giden kim çocuk pire kasketini deve kimler giyer acaba zehir dükkanları çiçek çiçekçi pera'da Benim ut teyzem de öldü galiba hacivat şimdi şu rakıdan ne diye vergi alırlar sanki.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.