Müteferrika ve Halefi Hakkında
✵ ✵ ✵
Osmanlı idari, iktisadi ve askeri alanlarda modernleşme hareketi çabaları olmuştur. Bu çerçevede modernleşme hareketi iki döneme ayrılır: Birincisi 1770 ile 1830 yılları arasında ki dönem, ikincisi 1830 ile 1876 yılları arasında ki dönemdir. Osmanlı gerek gördüğü ıslahat faaliyetlerini 17 yüzyılda
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
"İntihar, insanın kendi varoluşu üzerine söyleyebildiği son sözüdür." K. Marx
Yusuf Atılgan okurken zorlanırım, Aylak Adam gibi bu eseri de beni çok zorladı ancak değinilen konular ve bireyin topluma karşı yaşadığı uyumsuzluk, ana karakterin derin yalnızlığı beni kitaba devam etmeye ikna etti. Yusuf Atılgan, eseri bilinç akışı
Yazarımız bu eserini 1996’da kaleme almış henüz yaş otuz beş yolun yarısı eder zamanlarında..Kendisi lise yıllarında sık sık kaçar kütüphanelerde gün boyu rafları karıştırır kitap okurmuş.Bu romansı kitabı okurken hayal gücünü besleyen daha çok Binbir Gece Masalları tarzında fantastik kitaplar okumuş olacağını nedense daha çok düşündüm.Realist
"Gülhane Hatt-ı Hümayunu" denilen Tanzimat fermanı, zaten içindeki ıslahat maddelerinin bize öz ölçülerimiz tarafından emredildiği bilinmeksizin, kurtuluşu ezbere Batı nizamından bekleyici ve öz hazinemizi kalp para bilici öyle bir hüsran ve dalâlet vesikasıdır ki, Türk'ü bir kalemde Batının mânevî sömürgesi yapmış, maddî sömürge yolunu da Moskof'a büsbütün açmış, bize devletler arası rekabetler çatışmalarının hava boşluklarındaki muvakkat sığınaklardan başka yer ve hayat bırakmamıştır.
Ermeniler özellikle 1821’den itibaren başlayan Rum isyanları sonrasında devlet kademelerinde daha fazla yer almaya başlamışlardır. Tanzimat Fermanı ile başlayan yeni dönemde devletin hemen her kademesinde başarı ve sadakatle hizmet gören ve Osmanlı kimliğini benimseyen Ermelerin "tebaa-i sadıka" (sadık vatandaş) olarak adlandırılmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Auzef
Kitabı, başlangıcından itibaren ele almamız gerek. Osmanlı için yazılan kitaplarda direkt olarak Padişah ve hikayelerine girişler yapılıyor ve bunu yapanların çoğunu da okurken insan ister istemez hani güzel bir başlangıç bekliyor. Bu kitap oan sahip. Güzel bir önsöz, hem Bizans, hem Osmanlı, hem Batılı hem de Günümüz tarihçileri kâle alınarak
Tanzimat Fermanı'nın ilan edilişinden bu yana Türkiye, devlet olarak dıştan boca edilen bir kapsayıcı etkinin altında kaldı ve bu etki karşısında içerden cılız ve parçalanmış tepkiler gösterdi.
19. yy'in ikinci yarısı. Demokrasi çalışmaları. Tanzimat fermanı, meşrutiyetin ilanı. Tabii hasta adam kendi isteğiyle yapmıyor bu düzenlemeleri. Avrupa'nın zoruyla, tehdidiyle. Sonra Balkan savaşları. Ve nihayet tabuta son çivi. Birinci Dünya Savaşı. Osmanlı, topraklarının büyük bölümünü kısacık bir sürede kaybetmiş. Halk perişan durumda. Saray
Tanzimat'ın Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanma sürecini durdurmaya çalışan, cemiyet ve hukuk alanında yenilikler getiren ve modern Türkiye'ye bu şekilde adım atılmasını sağlayan bir rejim olarak kutsanması gerekiyor.
Bugün güne;
31.Osmanlı Padişahı Sultan Abdulmecid Han'ın 25 karısı 43 çocuğu oldugu halde, haremindeki yüzlerce cariyesinden 26.Karısı olacak hatunu seçerken, 39 yaşında gözü karıya (pardon dünyaya) doyamadan vefat ettiğinde,
onu eleştirenlere oğlu Sadrazam Koca Mehmet Hüsrev Paşa'nın "Babam tanzimat fermanı, Islahat fermanı gibi büyük yenilikler yaparken, kendi fermuarını açık unuttu diye eleştirenlerin görüldüğü yerde kellesi koparılacaktır!!"
Dediği gibi bir ruh haliyle uyandım. :))
📚...✍️🏻—Yavuz Yıldızbaş
Osmanlı Devleti'nin reorganizasyon ihtiyacı vardı. Müesseselerini yenilemesi gerekiyordu. Ancak Tanzimat; bir yenileşme hareketi değil, kökten değişmeyi getiriyordu. Üstelik de bu değişim devletin dayandığı sisteme uymuyordu.
Osmanlı Devleti, hâlâ dini esaslara dayalıydı. Irk yok, ümmet vardı. Devletin asıl sahibi olarak yalnızca Türkler değil, bütün Müslümanlar görülüyordu. Tanzimat la bu görüş terk edildi. Bir süre sonra da Türkçülük ve Turancı lik hareketleri başladı. Irklar ayrıldı. Bu da zamanla Osmanlı Devleti hâkimiyeti altında yüzyıllardır barış içinde yaşamış olan milletlere, yabancıların da kışkırtmasıyla, bağımsızlık fikrini aşıladı. Ve Osmanlı Devleti kısa bir süre sonra parçalanmaya başladı.
Ayrıca Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Hristiyanlara ve Yahudilere çok büyük avantajlar tanıyordu. Devletin kapıları ardına kadar açılıyor, hatta Müslümanların mahkemelerinde hâkimlik yapma fırsatı bile veriliyordu.
Ticarette de birtakım imtiyazlar öngörülmüştü. Her türlü kolaylık sağlanmıştı. Papaz okulları ve sair okullar açmalarına izin vardı. Azınlıklar kısa zamanda ticareti ellerine geçirdiler ve Müslüman halkın üstünde bir güce dönüştüler.
Ümmet fikri yıkılmış, devletin kurucusu ve asıl sahipleri tamamıyla unutulmuş, Avrupa'ya hoş görünmek için Hristiyanlar ve Yahudiler baştacı edilmişti.
Artık süratle Avrupa devletlerinin kanunları tercüme edilerek yürürlüğe konacak, Avrupai müessese ve yaşayış tarzlarını ithal gayretleri hız kazanacaktı.
Park en sevdiğim yerlerden biri. Yürüdükçe sağında ve solunda uzanan o dev ağaçların ihtişamını kapılıyorsun. Ayrıca tarihte de önemli bir yer. Önceden burası İmparatorluğun dış bahçesidir. Topkapı Sarayının bahçesi yani. Güllerle bezenirmiş o dönemde. Türk tarihinde demokratikleşmenin ilk adımı olarak kabul edilen Tanzimat Fermanı da burada
1826'da yeniçerilerin imha edildiği kanlı olaya Vaka-i Hayriye denmişti.
1839 Kasım'ında Gülhane'de ünlü fermanı okuyanlar, Tanzimat-ı Hayriye diye "hayırlı düzenlemelerin yapılacağı hayırlı bir devri" açtıklarını ileri sürüyorlardı.