Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
158 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Cevaplar.
Parça ve bütün. Zihin ve benlik. Duygular ve düşünceler. Siyah ve beyaz. Işık ve ses. Dünya ve Güneş. Sevgi ve acı. Sen ve ben. İçlerinde anlamlarını bilmediğiniz herhangi bir kelime var mı? Yoktur herhalde. İkili kavramların tanımladıklarının yakın ve uzak ilişkilerini de biliyorsunuz dimi? Peki hepsini karman çorman hâle getirdiğimizde de
Taoculuk Zen ve Batı Kültürü
Taoculuk Zen ve Batı KültürüAlan Watts · Yol Yayınları · 199654 okunma
“Bir insanın nefes alış veriş biçimi, yaşama biçiminin bir göstergesidir.”
Sayfa 76
Reklam
"Onu kendinizde bulamazsanız... Başka nerede arayabilirsiniz ki?"
Zengin sarayında otursun, fakirde zenginin kapısında. Herkese yer biçti Tanrı, kimi aşağıda, kimi yukarıda.
Sayfa 146Kitabı okudu
Eğer istersen apaçık, katıksız gerçeği, Vazgeç ayırmaktan doğruyla eğriyi. Eğri ile doğru arasındaki çelişki Zihnimizin bir illeti.
Sayfa 28 - Hsin Hsin MingKitabı okudu
Bir düşünelim bakalım düşünce ve ruh hiçbir engelle karşılaşmadan alabildiğine gidebilselerdi, her şeye gücü yeten Tanrı örneği her istek anında gerçekleşebilseydi, dünyada istenmeye değer bir şey kalacak mıydı?
Sayfa 58 - yol yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çinli'nin çok açık olarak gördüğü birşey vardır: Kendi doğasına güvenmeyen kimse, kendi doğasına olan güvensizliğinin haklılığına da güvenemez, o zaman da tam bir açmaz içinde kalır.
Onun için bilgelik iyiliğin kötülüğü yenmesi için savaşmak değil, tıpkı dalgaların üzerinde dalgalarla birlikte inip çıkan bir şişe mantarı gibi, iyiliğin de kötülüğün de üzerinde kalmasını öğrenmektir.
Aşk yalnız ideal olanı değil, gerçek olanı da birlikte getirir. Başkalarını daha yakından tanırken kendi bedenimizi de şöyle bir iyice duyumsarız bu arada. Beden adını verdiğimiz şey bir soyutlamadan başka bir şey değil aslında. Bedenden söz ederek bir nesnenin evrenle olan ilişkilerini, bu ilişkiler bütünlüğü olmadan var olamayacağını görmezlikten gelerek herkesçe benimsenmiş bir düzmeceye uymuş oluyoruz. Ama o gizemli, beklenmeden, aranmadan aşk denen olayın ortaya çıkıvermesiyle yalnız o kimseyle yoğun bir ilişki içine girmiş olmakla kalmıyoruz, tüm dünyayla olan ilişkilerimizde de büyük bir değişim oluyor. Yalnız sevgilimizi başka türlü görmekle bitmiyor bu değişim, dünyayı da bambaşka görmeye başlıyoruz. Zihnimiz sevdiğimizi tutkuyla sahiplenilecek bir nesne olarak yaşamın geriye kalan bölümünden koparıp yalnızca bu ilişkiyi belirleyen bir soyut kavrama dönüştürene kadar da bu böyle sürüp gidiyor.
Sayfa 61 - yol yayınlarıKitabı okudu
"O gizemli, beklenmeden, aranmadan aşk denen olayın ortaya çıkıvermesiyle yalnız o kimseyle yoğun bir ilişki içine girmiş olmakla kalmıyoruz, tüm dünyayla olan ilişkilerimizde de büyük bir değişim oluyor. Yalnız sevgilimizi başka türlü görmekle bitmiyor bu değişim, dünyayı da bambaşka görmeye başlıyoruz. Zihnimiz sevdiğimizi tutkuyla sahiplenilecek bir nesne olarak yaşamın geriye kalan bölümünden koparıp yalnızca bu ilişkiyi belirleyen bir soyut kavrama dönüştürene kadar da bu böyle sürüp gidiyor.”
Sayfa 61
Reklam
Aydınlanma öylesine güç bir süreçtir ki bir bakarsınız her şeyin olabildiğince yanlış olduğu konusunda giderek güçlenerek büyüyen bir anlayış, bir anda yerini her şeyin ne kadar doğru olabilirse o kadarına kadar doğru olduğu yolunda bir anlayışa bırakıvermiş.
Sayfa 9 - yol yayınlarıKitabı okudu
İnsanlar söz konusu olunca devinimin tam olarak sınırlandırılması her şeyden kuşku duymayla eşdeğerdir.
Sayfa 159Kitabı okudu
Dostoyevski’nin Ecinniler adlı romanında Krillov şöyle diyordu: “İnsan mutsuzdur, çünkü mutlu olduğunu bilmemektedir. İşte mutsuzluğun nedeni bu. Eğer bunu bir bilecek olsa hemen o anda mutlu olacaktır...Her şey iyi....Bunun böyle olduğunu birdenbire anlayıverdim.”
Sayfa 147Kitabı okudu
Anladım ki her şey, her olay, her yaşantı, kaçışı ve kurtuluşu olmayan bir biçimde şu ânın içindeydi ve her bireye özgü bireysellikleriyle, ne olması gerekiyorsa oydu ve böyle olduğu için de tanrısal bir özgünlük ve güce sahipti.
Sayfa 149 - yol yayınlarıKitabı okudu
Kişisel olarak benim Zen'de ilginç bulduğum yön, örgütlendirilemez, öğretilemez, aktarılamaz, bir diplomayla belgelendirilemez, hiçbir sistem içinde paketlenemez oluşudur. Hatta onda izlenebilecek ortak bir yol bile yoktur. Herkes yolunu kendi bulmalıdır, Plotinus'un dediği gibi «Bu yalnız olanın Yalnız olana doğru yolculuğudur.» Ya da eski bir Zen şiirinde dile getirildiği gibi Onu kendinizde bulamazsanız... Başka nerede arayabilirsiniz ki?
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.