Taoizm
Çin'in felsefi-dini geleneği Taoizmin temel dokümanlarından biri olan Tao Te Ching'in ( Yol ve Erdem Kitabı) MÖ altıncı yüzyılda, imparatorluk arşivlerinin sorumlusu Lao Tzu tarafından yazıldığı söylenir. Tao hayatın ve değişimin akışı olan "Yol"a atılta bulunur ve Tao Te Ching insanların wu wei'yi (eylemsizlik) başarmayı amaçlamalarını önerir. Yol'a müdahale etmeyerek olayların doğal seyrine izin verirler. Yol'un gök ve yerden önce var olduğu söylendiği için altında dini ve mistik anlamlar yatar. Taoizmin bir felsefe ve yaşam biçimi olarak Çin'in üzerinde güçlü bir etkisi olmuştur. Taoistler genellikle yumuşak, çatışmacı olmayan bir tutum benimsemeye yönelir ancak gelenek Tao'ya tapınmayı da içerir.
Mengü Han, topraklarında budistler ve taoistler arasındaki anlaşmazlıklarla da ilgilenmek zorunda kaldı.
Selenge YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Budistlere göre her şey geçicidir. Buddha, dünyadaki bütün acıların kaynağının insanlarım maddelere ve fikirlere bağlılığından kaynaklandığını ve akan, değişen ve hareket eden evreni kabul etmedikleri için böyle olduğunu düşünmüştü. Budizme göre, uzam ve zaman, bilinç yansımalarından ibarettir. Budistler objeleri maddeler olarak değil de, evrensel bir hareketin içinde var olan dinamik süreçler olarak görürler ve bu da sürekli değişmektedir. Yani, maddeyi enerji olarak görüyorlar, aynen kuantum fiziğinde olduğu gibi." " Taoistler de evrenin dinamik döngüsüne inanırlar. Tao 'yol' demektir. Evreni bir enerji sistemi olarak görürler -buna chi derlerki bu da sürekli değişir ve akar. Buna göre de kişi tüm evrende tek bir elementtir ya da bu enerjinin bir parçası. Doktrinleri I Ching'dir yani Değişim Kitabı. Buna göre denge ancak yin ve yang arasında bir uyum olduğunda sağlanabilir. Bunlar da evrendeki bağıntılı doğal güçlerdir. Bu da kuantum fiziğinde geçer, çünkü her şey partiküllerden oluşur ve bunları bir arada tutan da subatomik enerjidir."
Taoistler ve Budistler dört büyük Çin bayramını paylaşırlar. Buna ek olarak Taoistler yıl içinde Taoist vejetaryen ve oruç günleri de dahil çok sayıda başka bayram da kutlarlar.
Sayfa 83 - İthaki Yayınları, 2. basım * TAOİZM VE KONFÜÇYÜSÇÜLÜKKitabı okudu
Taoizm az çok gizli birtakım bilgiler çevresinde kurulmuş, ancak sınırları iyi çizilememiş olan bir gelenekti. Taoistler sağlık ve uzun ömür verdiğini düşündükleri tılsımlı muskalara ve törenlere önem verdiler, bunların insanlara ve doğaya görülmedik güçler kazandıracağını, örneğin havada uçma yeteneği verebileceğini sandılar. Bir sonraki dönemde ve bir dereceye kadar Budizmin itişiyle, Taoizm bir öğreti belirginliğine yaklaştı. Fakat Konfüçyüs çağında Taoistlerin, ilk Yunan filozoflarından ya da Hindistan'ın kutsal adamlarından çok, Sibiryalı şamanlara ya da Amerika'nın Kızılderili kabilelerinin sihirbaz-hekimlerine benzer durumda olmaları daha olası görünüyor.
Sayfa 176Kitabı okudu
Çin’de Çay Çay, sudan sonra dünyanın en çok tüketilen ikinci içeceği. Rivayete göre sıcak su bardağına kazara birkaç çay yaprağının düşmesiyle İO 2737 yılında, “Ulu Çiftçi” adıyla da anılan İmparator Şen Nung tarafından keşfedilmiş. Çay 4 bin 700 yıldan uzun bir süredir dünyayı dolaşıyor ve günümüzde Hindistan, Nepal, Japonya, Kenya ve Yengeç ile Oğlak dönenceleri arasında kalan diğer dağlık ülkelerde bolca yetiştiriliyor. Kişi başı çay tüketiminde ise liderlik Türkiye’de. Çay pek çok farklı biçime sahip: siyah, yeşil, beyaz, oolong… Ama bunların tümü Camellia sinensis adlı, dört mevsim yeşil kalan bir bitkiden geliyor. Çay yüzyıllar boyunca, bir ödeme yöntemi veya hürmet gösterme biçimi olarak kullanıldı; lüks bir tüketim malı olarak vergilendirildi. Çay ayrıca Çin’in üç büyük felsefi düşünce okulunun da merkezinde yer alıyor. Konfüçyüs çayın, içsel eğilimlerini anlama konusunda insana yardımcı olabileceğini öğretiyordu. Budistler de çay içmenin zihinsel odaklanmayı ve meditasyon âlemiyle bağlanmayı sağlayan dört yöntemden biri olduğuna (diğerleri yürümek, balıkları beslemek ve sessizce oturmak) inanıyor. Taoistler ise, ölümsüzlük iksirinin maddelerinden biri olduğuna inandıkları çayın, insanı doğal dünya ile uyuma soktuğunu söylüyor. Uzun lafın kısası çay içmek Çin’de hayatın her alanında kendine yer bulan bir şey ve toplumun her kesiminden insanın günlük yaşamının bir parçası.
57 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.