Kitap değil kütüphane!!!
Hiçbir kategoriye tam olarak sığdırılamayacak türden, müthiş bir bilgi ve donanımın imzasını taşıyor. Tamamıyla her şeyi özümseyip anlamak bir tarafa, bıraktığı soru işaretlerini bile cevaplayabilmek için onlarca kitap okumak lazım.
Büyüyü anlattığı kadar büyülü olduğu da muhakkak. Alıyor, götürüyor, düşündürüyor,
Yıl 1998. Kanada’nın Vancouver şehrindeki British Colombia Üniversitesi’ndeyim. Ömrümde ilk kez bu şehirde karşılaştığım, Nakşibendi Şeyhi Şeyh Nâzım Kıbrıs-î, etrafındaki MI6 ajanı güzel kızlarla cilveleşerek verdiği konferansta şunları söylüyordu:
“İngiliz Kraliyet ailesi Hz. Muhammed’in soyundandır. Prens Charles doğuştan sünnetli gizli Müslümandır.”
Biraz tesadüf eseri olarak da olsa derginin ilk sayısına (Kasım ve Aralık sayısına, iki ayda bir çıkıyor) denk geldim ve tarih meraklısı olarak hemen kaptım.
Derginin içeriğinden kısaca bahsedecek olursam belli başlı konu başlıkları şöyle:
*Keşifler, Kaşifler
*Hitler :Kötülüğün Yükselişi
*Atatürk'ün Mekanları
*Tapınak Şövalyeleri
*Da Vinci'nin Karanlık Şifresi
*CIA'in Karanlık Geçmişi
*Salgın:1918
*Tarihin 20 Miti vesaire
Gördüğünüz gibi genel olarak konular bir şekilde oradan buradan aşina olduğumuz konular. Ancak dergiyi okurken bu konulara ne kadar aşina olsak da aslında bilmediğimiz o kadar çok yeni şey öğreniyoruz ki. (ya da ben öğrendim diyelim)
Benim en sevdiğim bölüm ise tarihin 20 miti bölümü oldu. Meğer yanlış bildiğimiz ne kadar şey varmış.Örnek verecek olursam (örnekleri spoiler sayanlar burada okumayı bırakabilir)
300 spartalı gerçekte 300 mü, Napolyon anlatıldığı kadar kısa mı, "ekmek yoksa pasta yesinler" sözünü kim söyledi, van gogh kulağını kesti mi, cesur yürek filminin ne kadarı tarihteki aslına uygun?
Kısacası bana ocakta 2. sayısını almayı düşündürtecek kadar sevdirdi kendini.
Toplumsal komplo kuramı... Tanrı'yı bırakıp sonra da, "Tanrı'nın yerinde kim var şimdi?" diye sormaktan kaynaklanır.
KARL POPPER (s.817)
______
Foucault Sarkacı, Umberto Eco’nun 1988 yılında yayınlanan romanıdır. Sekiz yıllık çalışmanın, derin bir araştırmanın ve iki bin ciltlik uzman bir kitaplığın ürünü olan bu dev eserde Eco,
“Kudüs ve Mescid’i Aksa Haçlıların işgalinde olduğu müddetçe ben nasıl olurda gülebilirim, istediğim gibi rahat yemek yiyebilirim ve hele nasıl gözüme uyku girebilir.”
Selahaddin Eyyûbi
Kudüs Fatihi
Ömrünü İslama adayan, İslam dünyasını birleştiren, yenilmez denilen Haçlıları yenilgiye uğratan, dönemin üst düzey savaşçıları Tapınak Şövalyelerini
Tek işleri komplo teorileri üretip bu teorilerini kanıtsız belgesiz abuk subuk argümanlarla gerçekmiş gibi kitlelere sunan ve her olayın arkasında illuminati, tapınak şövalyeleri, şeytanî akıl gibi gizemli örgütlerin olduğunu ısrarla savunup bir kamyon dolusu kitaplar yazıp kitleler üzerinden nemalanan garip bir "uzman" ve "profesör" güruhu var.
Kendime notum..
Kitaba ayırdığım zamana değmesi adına, bilgi olarak çok da içinde olmadığım konunun, inceleme seviyesinde olmasa da ileride ân'ı hatırlatması için kısa da olsa gözlemimi bırakmam gerektiğini düşündüğümden...
Öncelikle, nedir bu Foucault Sarkacı? Bir fizik deneyi olduğunu bilgi seviyesinde biliyoruz; 1852'de Fransız
Ah Ayasofya meğerse ne acılar sığdırmışsın duvarlarına dehlizlerine.. Herkesin sende bir emeli varmış yaptıran imparator Justinyanus'nun bile dememiş miydi inşaatın tamamlaninca "Ey Süleyman seni geçtim"
Ya sonra seni işgal eden Haçlılar tapınak şövalyeleri neler istediler senden ne aradılar neler götürdüler acaba, hangi kutsal emanetlerin peşindeydiler neler bulup neler götürdüler bunlar hiç bilinmiyor ve bilinmeyecek de tarihin gizli sırlarına gömülüp gidecekler.
Fatih Sultan Mehmet'in şehre girişi ile bir müddet hüznün son buldu artık duvarlarında Allah'ın adı yankılanır oldu en güzel sesli hafızlar Sen de Kur'an okumak için yarışır oldular. Ya sonra depremlerden yangınlardan dolayı heder oldum ama yıllara inat yıkılmadın.
Avrupa'daz Ortadoğu'da, Balkanlar'da, İstanbul'da ve Anadolu'da unutulmayacak eserler veren Mimar Sinan'ın dokunuşu sana çok iyi gelmiş ve ayakta tutmuş günümüze ulaştırmıştı. Osmanlı'nın zayıflaması ile beraber tekrardan sende gizli emelleri olan tadilat yapma bahanesiyle yine sana geldiler ne aradılar ne buldular hiç bilmiyoruz.
Öncelikle bu esere çok geç kaldığımı düşünüyorum hatta eser'in yazıldığında Ayasofya hala müzeydi. Yapım aşamasından tutun haçlıların emelerine Osmanlı zamanında yapılan tadilatlar ve sonrası ama hala muaamma kalan Ayasofya ve Sultanahmet altındaki dehlizler mağaralar önümüzde koskoca bir tarih canlanıyor. Herkesin bir solukta okuyacağına eminim kitapla kalın.
Osman Balcıgil okumaya Celile ile başladım. Sonra Yeşil Mürekkep ile yazara olan sevgim arttıkça arttı. Uzun süredir okumayı istediğim Mason Locasında Aşk ve Kılıç ile devam ettim Balcıgil kitaplarına.
Kitabın adı yine dikkatimi çekti tabi ki. Masonlar, Tapınak Şövalyeleri ile bağları, yaşayış biçimleri, kardeşlik düşünceleri ve felsefeleri merak ettiğim konular arasında oldu her zaman. Bu nedenle, kitaba merak içinde başladım.
Konuya değinecek olursam;
Kadınların kabul edilmediği bir Mason locası, locaya yeni katılan Âzem ve Sedat adlı iki genç, locada saygı duyulan bir Üstad-ı Muhterem ve bir kılıç... Şah Cihan'ın milyonlar değerindeki kılıcı. Bütün bunların yanında, locanın belirlediği değişmez kuralları benimseyen 'kardeşlik' ve locada yaşanan 'uygunsuz' bir aşk vardır.
Locanın kadınlara olan tutumunu, benimsediği ilkelere olan bağlılığını, Masonlar arasındaki mertebeleri yalın, anlaşılır bir şekilde ifade eden yazar yine fethetti kalbimi.
Dante'nin İstanbul Cehennemi'ni okurken de çok şaşırtmıştı beni Balcıgil ve bu kez de öyle oldu. Birçok şey öğrendim bu kitapla birlikte. Tac Mahal ile ilgili okuduklarımı araştırma gereği hissettim. Bu sayede daha da netleşti kitaptaki bilgiler.
Konu bakımından özgün, şaşırtıcı ve enteresandı. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını daha iyi anlatamazdı yazar sanırım. Akıcı bir kitap arayanlara, hem okuyayım hem de yeni şeyler öğreneyim diyenlere tavsiyemdir :)
İlluminati !! 1 Mayıs 1776 tarihinde Bavyera'da Adam Weishaupt isimli bir şahıs tarafından 'kilisenin felsefe ve bilim üstündeki baskısı karşısında özgürlük' amacıyla kurulmuş gizli bir örgüt. Yaklaşık 250 yıldır etkinliğini arttırarak devam eden ve günümüzde '' Yeni Dünya Düzeni'' sloganıyla hükümetleri, şirketleri ele geçirmek suretiyle ,