Bu kitabın, değerli yazarlarımız Soner Yalçın ve Doğan Yurdakul tarafından ele alındığı yıllarda ben yurt dışındaydım ve o zamanlar gençliğinde vermiş olduğu bir yaşam hevesi ve enerjisi ile böylesi meselelere çok uzaktım. Özelikle 90’lı yıllar, Almanya’da yaşayan biz Türkler ve Türkiye’den çalışmak için oraya göç etmiş olanlar ile birlikte, başka
Kadının saçından, kadının eteğinden, kadının boyasından başka bir şeyi konuşmaz olmuş hocalar.
Bu ülkeyi kadınlar mahvetmiş galiba (!) Alımlı bir hatun sokağa manken gibi giyinip çıktığı zaman dolar yükseliyor demek ki. Eteğini kısalttıkça altın da fırlıyor. Dudaklarını kırmızıya boyayınca faiz de artıyor.
Dindarlık adı altında yapılan tüm pislikleri görmezden gelip kendilerine bir günah keçisi arıyorlar. Boşuna demiyorum benim savaşım, feminist kemalist komünist geçinenlerle değil, çakma muhafazakarlar iledir. Eğer tarafsız, bilinçli, vicdanlı ve içi ilim dolu bir bakış açısıyla bakarsanız şu olanlara, gerçekleri göreceksiniz. Ama işinize gelmez. Mesela liyakat yerine mülakat getirdiniz, çünkü 95 puan alan komünisti eleyip 65 puan alan hamsofiyi memur yapmak istediniz. Ben de mülakat ile memur oldum ama puanım 89 küsur düz hesap 90 idi. Vicdanım rahat 😁
Karl Marx, din afyondur derken tam da bunu kastetmiş. Kendinizden olanın şirk ve küfür olan eylemlerini, söylemlerini sümen altı yaparsınız ama muhaliflerinizin örfi kabahat sayılan bir kusurunu gündemde tutmak için çabalarsınız.
Sabah söylediğinizi akşam inkar edersiniz. Ama bu millete müstehaktır. Zerre kadar acımıyorum. Çözüm basit, kadınları yok edin, porsiyonlarınızı küçültün, ve iki yüzlü olun. Teşekkür ederim iyi günler 😁
“Gerçek entelektüel bir zümrenin emir kulu değildir, gerçek entelektüel bir devrin şuuru olmak zorundadır, bütün hakikatleri yoklamalı, bütün yalanların maskesini yırtmalı, kalabalığa doğruyu göstermeli, her düşünceye saygılı olmalı, tarafsız olmalı, vuzuhu fethe çalışmalıdır" (Cemil Meriç).¹
Hacmi küçük olsa da içeriği büyük eserlerden
Bir roman veya film kahramanı boş bir hayalin peşinde koştuğunda ya da Othello’da olduğu gibi asılsız bir haberin peşine takılıp ahmak durumuna düştüğünde eleştirmemiz ne kadar kolaydır değil mi?
Bugün sadece Fahim Bey’den bahsederek sizin rahatınızı kaçırmadan bir şeyler yazılabilirdi. Türk klasikleri arasında sayılan birçok kitapta gördüğümüz
Oscar Wilde İrlandalı oyun yazarı, romancı, kısa öykücü ve şair. Farklı üslubu ile İngiltere’de Victoria döneminde büyük etkiler yaratmış bir isim. Gençlik dönemlerinde estetizm hareketi alanında aktif faaliyet göstermiştir ve sayesinde bu alanda bilinirlik ve etki artmıştır. Yaşam tarzında dişil yansımalar daha çok görülmüştür. Bazen giyimi,
Ve serinin 3. kitabı da bitmiş bulunmakta.
Çok farklı duygular içindeyim... biliyorum sona doğru sonuna doğru, içimde ki bu acı, bu tarafsiz acı güzel olan bir şeyin, hikayesinin bitiyor olduğunu bilmek.
Kardeşler, kardeşlerinizi yargılamayın dedik. Zor günler, çetin anlar ile çevriliyiz. Sarılın ve bırakmayın. Düşman
geliyor dört bir yandan.
“Dahi olmak yeterli değil. İnsanların kalbini değiştirmek cesaret ister.”
~Yeşil Rehber (Green Book)
U S A! United States of America! Yani; Amerika Birleşik Devletleri! Elli eyalet ve bir fedaral bölgeden oluşur. “American Dreams” yani Amerikan Rüyası şişirilmiş bir balondan ibarettir. Amerikalıların bir lafı vardır, “Bullshit” yani
Merhaba arkadaşlar. Malum ülke olarak bir seçim döneminden geçtik ve bu hassas zamanda her yerde siyaset konuşulunca haliyle 1000kitap platformuna da siyaset girmiş oldu. İşte bu yüzden sitenin amacından uzaklaşmaması için bazı şeyleri hatırlatma gereği duydum.
Öncelikle 1000kitap.com tamamen tarafsız olmaya çalışan bir platformdur. Bu yüzden belli bir kesimin sitesi değil her düşüncedeki insana açık bir sitedir. Yeter ki okurlar siteyi amacı doğrultusunda kullansınlar. (Moderatörlerin görüşlerini de sitenin görüşleri olarak algılamayın. Bizler de burada sizin gibi okuruz.) İşte bu yüzden sizlerden ricam şu platformda siyaseti minumuma indirmenizdir. Zaten diğer platformlarda şu sıralar siyaset dışı bir şey görmez olduk bari şu güzide yerde siyasetten uzak bir şekilde biraz soluklanabilelim.
Diğer yandan 1000kitap ismiyle 10’dan fazla şehirde buluşmalar yapılmaktadır ve umuyorum ileride tüm şehirlerde bu buluşmalar olacaktır. Sayı bu kadar hızlı artarken buluşmalar amacını sapmaması için tekrardan hatırlatıyorum. Bu buluşmalar da herkese açıktır ve genellikle bir kitap seçilir ve o kitap buluşmaya gelenlerce tartışılır. Sizden ricam buluşmalarda da hatta 1000kitap adıyla kurulan whatsapp buluşma gruplarında da siyaseti bir kenara koymanızdır. Hele ki propaganda seviyesine gelecek siyaseti asla yapmayın ki her düşünceden insan buluşmalara zevkle katılabilsin. Unutmayın bu buluşmalara katılarak bir platformu temsil ediyoruz bu yüzden hepimiz yeni gelecek okur arkadaşlara en iyi şekilde örnek olmalıyız ki kimse 1000kitap’ı yanlış anlamamış olsun.
Herkesin gerekli hassasiyeti göstermesi dileğiyle herkese bol okumalı günler dilerim.
Ahmet Erhan, “Yarasanın 21 Şiiri”nde “Mesela alfabenin 14. harfinde ölmek / Yarım kalmış bir ansiklopedinin sayfalarında kalmak / Adamım, / Kendini kıran bir dal kadar yalnızım” diyerek yarım kalmak üzerine düşündürür bizi. Üstat Yahya Kemal de “Bir tel kopar ve ahenk ebediyyen kesilir” dizesiyle insanın bitmek bilmeyen trajedisine dikkat çeker.