Otobiyografi anlamında okunacak güzide eserlerden biri bence. Zira, bir yaşam içinde ancak bu kadar etkin ve yetkin insanları barındırabilir.
Tam anlamıyla yıldızlar geçidi... Halide Edip'ten Nâzım Hikmet'e, Neyzen Tevfik'ten Atatürk'e uzanan geniş bir yelpazeden söz ediyorum. Mina Urgan'ın hayatında temas ettiği kişilerin büyüklüğü dahi bu kitabı okumaya değer.
Çok hoş anılarla dolu bir içerik, güldürü öğeleri barındıran, hüzün içeren bir kitap... Mina Urgan'ın samimi anlatımıyla birleşince ortaya başarılı bir yapıt çıkması kaçınılmaz oluyor. Insan kıskanmadan edemiyor. Bu uzun ömre bu kadar kişiyi sığdırmak güzel olsa gerek. Sıkmadan, bıkmadan okutuyor kendini işte. Daha ne olsun!
Mina Urgan'ın dinsiz olduğunu, solcu ve de komünist olduğunu defaatle dile getirmesini, bunlar üzerinden yorumlarını çeşitlendirmesini hani olumsuz olarak değerlendirebilirim. Bazı noktalarda bir üstten bakma, bu yukarıda bahsettiğim renkli yaşam ve kişileri barındıran ömrü işte ben buyum' adasıyla sergileme gibi tutumları da yine olumsuz manada sıralayabilirim. Zaten her şeyin mükemmel olması beklenemez ki.
Hayat görüşünün, temas ettiği kişilere bakışını şekillendirdiği aşikar olan Mina Urgan'ın bu kişiler özelindeki yorumlarının tarafsızlıktan uzak olduğunu zaten net şekilde belirtebiliriz. İnsan, kendinden kaçamaz neticede.
Güzel, okunmaya değer, sıcak ve samimi bir otobiyografi kitabı okumuş olduk.