Beni neden seviyorsun? Neden beni seviyorsun? Benim neyimi seviyorsun? Bu sorulara cevap vermeye çalışmak da, en az ekşiyi tarif etmek kadar zordur. Seni seviyorum, çünkü… Kolay değildir gerisini getirmek. Sevgiyi o kadar derininde hissediyorsundur ki, buna gerekçe aranması tuhaf gelir. Anlasın istersin, inansın. Onu neden seversin? Sevdiğin için seversin. Başka herkeste sıradan ve alışılmış olan şeyler bile vesiledir çünkü. Uykum geldi der, seversin. Saçlarımı kestirmek istiyorum der, seversin. Tavla oynayalım mı der, seversin. Arar, ulaşamazsın bazen, yine seversin.
“Canını neyin sıktığını anlatamıyordu bir türlü. Sanki bilmediği bir dile ihtiyacı vardı, doğru aktarabilmek için. Elindeki kelimeler hiçbir şeyi açıklayamıyordu. Sadece yaşananları yeniden tarif ediyordu...”
Reklam
" Zekat hırsızlarını koruma altına alan bir güç var, ben bu güce hırsızların imparatoru diyorum, hem altındaki figüranları koruyor, hem kendisine ulaşılmasını engelliyor,, kim olduğu belli, halk arasında tabir vardır, arife tarif gerekmez, damda gezer, miyav der, isme gerek var mı " demişti...." savcıyken sanık " haline getirilen Savcı Abdülvahap Yaren
374 syf.
3/10 puan verdi
Kargo ücretini aşmak adına kısıtlı bir zaman diliminde seçmek durumunda kaldığım ama buna rağmen hakkında araştırma yapıp hep olumlu dönütlerin olduğunu görerek gönül rahatlığı ile aldığım bir kitap "sen de yanarsın". Ama ne yazık ki sonunda hüsrana uğradığım bir roman. Çevirideki başarısızlık mı diye düşündürten oldukça fazla bölümü
Sen de Yanarsın
Sen de YanarsınJulie Garwood · Epsilon Yayınları · 2009250 okunma
Irak topraklarının yüzde35'i IŞİD kontrolündeydi. Suriye topraklarının yüzde3o'u IŞİD kontrolündeydi. Ama... " Naklen Savaş " sadece bizim sınırdaydı. * Tuhaf değil miydi? * Amerikan televizyonlarını biraz seyrettiğiniz zaman, bu tuhaf durumun nedeni gayet net anlaşılıyordu. IŞİD'le çarpışan Kürtleri " kahraman" ilan etmişlerdi." Ortadoğu Barışı" için mücadele eden " kurtarıcı " lar gibi gösteriyorlardı. * Süper güç ABD çaresizdi, süper istihbarat İngiltere çaresizdi, Fransa,Almanya,İsrail çaresizdi, bütün dünyayı kurtarsa kurtarsa anca Kürtler kurtarabilirdi. Neredeyse, bu şekilde tarif ediyorlardı iyi mi... YERSEN'di. *
Sayfa 316Kitabı okudu
Zavallı İnsanlık! - Beyindeki kanın bir damla fazla ya da az olması, yaşamımızı tarif edilemeyecek kadar perişan ve zor hale sokabilir. Öyle ki, Prometheus`un akbabadan çektiği acıdan daha fazlasını bu bir damla kandan çekeriz. Ama insan nedenin damla olduğunu bile bilmeyip, "şeytan!" ya da "günah!" diye düşünürse, en korkunç durum işte o zaman ortaya çıkar. — Friedrich Nietzsche
Reklam
Hayat, sizler için nasıl devam ediyor bilemiyorum ama benim için şu anda yağan , tarif edilemeyecek güzellikte yağmur damlalarının altındaki serçeler , gözlerinizden öpüyor ben de avuçlarınızdan su içiyorum....1k ya gelişimi düşünüyorum bir yandan da ; meğerse nadasa salmışım kendimi , bağrımdan bereketli ürünlerin hasadını yapmak kaygısıyla , tırnaklarını saban , sevgisini tohum, nefesini ılıman bir iklim yapacak bir rençber gelir mi derken 1k 'ya düşmüş yolum... Paylaşılan bir mısranın, bazen günlerce kulağımda tınılarını duyarak yürüdüm...Bazen de gecenin çaresizliğinde , sessizliğimde yüreğimde sürükledim.. Ve İşte bazen paylaşımlar, sizi yalnız bırakmıyor, kime gittiyseniz o sizle oluyor roman bitinceye kadar... Ama bitince bitiyor işte... Bir an gelir ve toparlanıp gider insan; yaşanmış yaşanmamış her ne varsa geride bırakarak. Diyeceğim o ki ; 1k dostluklarına teşekkür ederim.. Kırdığım,, üzdüğüm tavırlarım için de affola...
Ağaç anlatabilir kendini yağmura, hiç değilse fısıldayabilir-bunu biliyorum. Kuş nasıl tarif edecek: konsa yeryüzünde av, uçsa bir ömür boynunda vebal...
"Hayallerimizin derinlikleri içinde kaybolup gittiğimiz anda hiçbir kelimenin tarif edemeyeceği ve ruhumuza karşı, şimşek gibi birden belirip kaybolan bir tebessüm ölümsüzlüğe layık değil mi?"
"Yanı başımda olduğunu biliyorum; elbisesini en küçük ayrıntısına kadar tarif edebilirim; karamsar olduğunu, suratının biraz asık olduğunu, şu anda hayatının en önemli deneyini kaçırmış olduğunu düşünen bir büyücünün hüznünü taşıdığını biliyorum, ama görmüyorum onu; çünkü yan yana, başımızı bir an olsun birbirimize çevirmeden yürüyoruz, gözlerimiz ufkun aynı noktasına dikili.”
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.