Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
Hegel'e göre gerçeklik, her zaman kendini anlama amacına doğru ilerler. Tarih hiçbir anlamda rastgele değildir. Bir yere doğru gitmektedir. Geriye dönüp baktığımızda, böyle gelişmek zorunda olduğunu göreceğiz.
Felsefi düşünüşe yakışan, tarihi, ussallığın dünyada varolmaya başladığı noktada ele almaktır: ilkin kendinde bir olanak olduğu noktada değil, fakat onun bilinç, istenç ve eylem olarak ortaya çıktığı durumda. Tinin, özgürlüğün, yani iyinin kötünün, bunlarla birlikte yasaların organik olmayan bir biçimde varlığı, ister bilinçsiz, yabanıl ya da
jean baudrillard'ın 1990 yılında yazdığı kitap. okuma yapması oldukça zor diyebilirim. kalemle okuma gerektiriyor. bazı paragraflarda tekrar baştan döndüğüm oldu. bunun sebebi baudrillard'ın bazı kavramları bildiğimiz anlamıyla değil, kendi tanımlarıyla kullanması. mesela öteki kavramı bildiğimizden çok farklı bir anlamda kullanılıyor.
Atıflar :
Susurluk kazası (ya da Susurluk skandalı) : 3 Kasım 1996'da saat 19:25 sularında Balıkesir-Bursa karayolunda Susurluk ilçesi Çatalceviz mevkiinde meydana gelen trafik kazası sonucu, devlet-polis-mafya ilişkilerinin ortaya çıkması ile patlak veren skandal. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli skandallarındandır. Kazada,