Tarih, nice nuranî azların nice karanlık çoklara galebe çaldığının; nice bahar hasretlisinin, kış uykusuna yatanlara inat, baharla tanıştığının delilidir.
Tarih boyunca kaydedilmiş olan “telepatik" hayvanlar bulunmaktadır. 1591 yılında Morocco adlı bir at, seyirciler arasından insanları seçerek, alfabenin harflerini göstererek ve bir çift zarın gösterdiği sayıları toplayarak İngiltere’de meşhur olmuş ve sahibine büyük bir servet kazandırmıştı. İngiltere’de öylesine büyük bir heyecan yaratmıştı ki, Shakespeare "Aşkın Çabası Boşuna" adlı oyununda onu “dans eden at” olarak ölümsüzleştirmişti.
Sayfa 80 - ODTÜ YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Adım 6...Tarihten soğutturdu bizi inkılap öğretmenleri!..
~•~ Tarih okumaları yap. Sa’düddin Bey Hoca -nâm-ı diğer Sadi Baba-, Ziya Nur Aksun tavsiye etmişti, hatırlatırım. Halil İnalcık’ın bütün kitaplarını oku. Hoca merhuma bir de Fatiha oku. Cahillikten kurtulacak kadar İlber Hocayı da oku. Yılmaz Öztuna iyidir, Cevdet Paşa’dan Âşık Paşazâde’ye kadar yol gider, yürürsen tabii. Ecdâdını seviyorsun kabul, sevdiğini tanı biraz, daha çok seveceksin. ~•~
Sayfa 127Kitabı okudu
"Tarih okumalıyız." diyorum mesela, "Geçmişimizi bilmezsek bugünü anlayamayız. Bugünü anlamazsak da geleceğimizi kestirip istikbalimize hazırlanamayız. Rasulullah Efendimiz'in hayatından başlayarak, İslam tarihini avucumuzun içi gibi bilecek noktaya gelmeliyiz. Nasıl ki en yakınlarımızın ve sevdiklerimizin hayat hikayelerine dair zihnimizde boşluk ve kopukluk yoksa, Efendimiz'den itibaren tarih boyunca önümüzde yürüyen bütün güzel insanların (ve diğerlerinin) hayatlarına dair de boşlukları kaldırmalı, onlara çok daha yakından bakmalıyız." Sonra devam ediyorum: "Tarih okumaları, ömür boyu sürecek bir eylem. Okunup bitmekle, tarih anlaşılmaz. Her gün birbirinden kaliteli ve derinlikli kaynaklar yayımlanıyor. Hepsini zaten ömrümüz boyunca okumamız mümkün olmayacak. O zaman, ihtiyacımıza göre bir plan çıkarıp, ona titizlikle uymak en doğrusu. Zihnimizde, İslami kronolojiyle ilgili ana boşluklar doluncaya kadar."
Diriliş...
Diriliş düşüncesi, 1960'dan beri dikkatleri "medeniyet" olgusuna çekmeye uğraşıyor. İslâm'ı da öncelikle "medeniyet" ve tarih perspektifinden bir bütün olarak ele almayı bir metot bildik. Düşünenlere de bu metodu benimsetmek amacına güttük.
Sayfa 66
Hümâyun'un düşüşü
Nizam adında fakir bir su taşıyıcısı, dağılan ordusuyla kaçmakta olan Hümayun'u Ganj'i geçerken boğulmaktan son anda kurtardı. Agra'ya kaçan Hümâyun, cesareti kırılmış ve zayıflamış kuvvetlerini bir araya toplamakta başarılı olamadı. Kendisini kurtaran Nizam'ı bir günlüğüne imparator yaparak ödüllendirmesi, birçok komutanı ve saraylıyı kendisinden daha da uzaklaştırdı. Hümayun'un bu kararı önde gelen birçok saraylının egemenlik mefhumuna yönelik bazı temel sorular sormasına yol açtı: Egemenlik keyfi bir şekilde (özellikle de alt tabakadan bir adama) aktarılabiliyorsa Hümayun'un egemenlik iddiasının kaynağı nedir? İlâhî otoritenin mücessem hâli olduğu için mi, yoksa bir Timurlu olduğu için mi egemendir? Hümayun'un uğradığı askeri hezimet, destekçilerini mükâfatlandırmaya yarayan toprakların kaybı, üvey kardeşlerinin meydan okumaları ve afyon kullanımı nedeniyle aktif liderlikten zaman zaman geri çekilmesi, destekçileri ve genel olarak Hindustânlılar arasında saltanatının geleceği hakkında şüphe uyandırıyordu.
Sayfa 107Kitabı okudu
Reklam
Ön Yargı
İntikamcı ya da kutsayıcı duygularla tarih okumaları yapanlar gerçeklerle değil hayal ettikleriyle karşılaşırlar.
Sayfa 28
Yüzyıllar boyunca Osmanlı iktidarına meydan okuyanların sayısı az değildi. Dolayısıyla hanedanın yönetimini meşru göstermek çok önemliydi. Ancak Osman'ın rüyası efsanesi tüm meydan okumaları etkisizleştirmek de yeterli olmadı ve doğmakta olan Osmanlı Devleti'nin bölgenin siyasi tarihindeki yerini belirlemek üzere daha somut bir mirasa gerek duyuldu
Sayfa 10 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Dünyayı Müslümanca bir şuurla gezmek, Müslümanca bir bakışla anlamak ve anlatmak da, tıpkı namaz ve diğer emirler gibi ilahi bir görevdir. Sağlam tarih okumaları eşliğinde yapılacak seyahatler, Müslümanca bir ferasetin süzgecinden geçerek yazıya döküldüğünde, İslâmî birikimin en nadide parçalarına dönüşecektir.
Sayfa 23 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Şu artık iyice netleşti: Komünizmin, milliyetçiliğin ve yeni dinlerin yaşadığımız ve başa çıktığımız meydan okumaları dışında, önümüzde bizi bekleyen başka meydan okumalar var, daha acımasız ve daha topyekün; ama henüz gözlerimiz seçemiyor onları.
Reklam
Atatürk, değişik alanlardaki okumaları neticesinde, neolitik çağ protoTürklerinin “ağ” ünlemini, gördükleri en çarpıcı nesne olan “güneş” için söyİedikleri konusunda güçlü bir kanaat geliştirmiştir.”427 Belirttiğimiz gibi, “Türk”ün doğası gereği Müslüman olmadığı düşüncesini dile getirirken de428 bunun nedeninin çobanların, “sadece güneş, bulut ve yıldızları” bilmelerinden kaynaklandığını ifade etmiştir."429 Bir diğer sohbetinde ise “Türkün dini şu veya bu din değildir. Türkler bürün tarih boyunca her mukaddes tanınan şeye hürmet ve tazim etmişlerdir. Türkün dini tabiattır” değerlendirmesini yapmıştır.430 Bu natüralist analizler, onun konuşma yeteneğine sahip ilk “Homo sapiensler"in dünya algıları ve inanç biçimleri hakkında geliştirdiği görüşü oraya koymaktadır.
Sayfa 622Kitabı okudu
Kendisinin Rousseau okumaları üzerinden fazlasıyla özcü bir "milli hakimiyet" kavramsallaştırması ortaya koyması, 1 920 yılında konvansiyon moddini "ideal" olarak sunmasına yardımcı olmuş ve tüm kuvvetleri elinde ruun bir "diktatör meclis" yaratmıştır.
Sayfa 343 - BağlamKitabı okudu
Bu çerçevede, meclis kürsüsünde "bütün Garb 'alemi"nin "mevcudiyetimize tasallut" ettiğini söyleyecek, cumhuriyetin kuruluşundarı önce verdiği bir mülakatta Avrupa' da Türklere yönelik "kin ve husumet"e dikkat çekerek, "Barı"nın "harabiyetimizi" hızlandırmak için "ne yapmak lazımsa yapdığı" vurgulayacak ve bu zihniyetle "mücadele" ettiğini dile getirecektir. İleride yapacağı tarih okumaları da "bütün Avrupa"nın Türklere karşı savaşmasına, Haçlı Seferleri' nden beri değişmeyen bir olgu olarak yaklaşmasını güçlendirecektir.
Sayfa 169 - BağlamKitabı okudu
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
bari portakalımı yesem
Bu toprakların tarihi içerisinde XX. yüzyılın ilk çeyreği kadar trajik bir devir gösterilebilir mi bilemem. Varoluş kaygısının tek kelimeyle kaderimiz haline dönüştüğü yıllardır bu yıllar. Büyük destanların yazıldığı yıllar, bir milletin ödeyebileceği en büyük bedellerin ödendiği yıllar, çekilebilecek acıların en yükseğinin çekildiği yıllar;
Sayfa 71 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / * Paris'ten Tih Sahrasına, s. 141-143, Ankara, 1949Kitabı okudu
Resim