Otobüslerin hiç mi vicdanı yoktur?!
Gece otobüslerinde kurduğun hikâyeler, kulaklıkla dinlediğin ezgiler. Gece otobüslerinin konakladığı tesislerde birkaç lokma atıştırırken kendini farklı bir açlığa ve susuzluğa gömülü bulman. Gece otobüslerinin kırgın, ezik, yılgın yolcuları! Heey, size diyorum! otobüsümüz asla mola vermeyecektir ve siz ihtiyaçlarınızı gidermek için bambaşka aşk yolculukları yapmak zorunda kalacaksınız. Bu dediklerim menenjiete yol açmaz değil mi?! Sen frengi de olma!
Karanlık bir kutu bu. İnsanın kara kutusu kuru kafasıdır diyen uzak arkadaşımın, ayaklarını sallaya sallaya oturduğu duvarın üstünden üzerime kağıttan uçaklar attığı gece! Onun havaalanı olduğum saatlere yargısız sadakatlerin çöküşü! Kur yapan bir karınca yuvası vardı göz bebeklerinde!
Yolculuklar neye ulaşma isteğidir?!
Bin inkâr, bir veda, bir çarpışma, bir yaralanma nedeni midir?!
Böyle s.ktirip gitmek, geride kalanı sahnede zorla Stand Up Tragedia oyuncusu kılmaz mı?
Bu kılınan farz mıdır?!
Aşk, ağır iştir; emekli olamazsın, sigortası yoktur, ikramiye alamazsın, yıllık tatil izni verilmez, greve kalkıştın mı yersin sopayı, her dakika lokavt tehlikesiyle burun burunasındır, kaza riski yüksektir, amatörce uğraşılır. Aşk, ağır iştir. Yol boyunca bunları şoföre dayatamazsın. O, uykuya yenilmek üzeredir, sen ise rüyaya.