türklerin tarih sahnesine çıkışı eski mısırlı, iranlı, yunan ve ibranilerin çıkışı gibi değildir. söz konusu uygarlıklar hakkında yazılı kaynaklar oldukça aydınlatıcı bilgiler verir, arkeologya da bu varlığı parlak örneklerle destekler. oysa çok eski zamanlarda ortaya çıkan (dilinin yapısı, örgütlü yaşam biçimi ve atçılığı gibi öğelerden anlaşılan) türk kavmi veya kavimler topluluğu üzerinde isim, menşe, hatta coğrafi mekanın tesbiti konusunda büyük zorluklar yaşanır. buna rağmen şurası gerçektir ki türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak da mümkün değildir. çünkü çin, hind ve iran gibi yerleşik, yazıya sahip eski halkların tarihini yazarken; türklerin kökeni olan kavimler sık sık söz konusu uygarlıkların siyasi tarihine girmekte ve kendilerinden söz ettirmektedirler. öyle ki kuzeyli hun komşularının kim olduğunu ve tarihi maceralarını tespit etmeden, çinlilerin tarihini resmetmek ve tanımlamak mümkün değildir
Sayfa 13 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Bu arada bazı meseleleri meslektaşlarınızla tartışmak, onların görüşlerini almak da çok önemlidir; çünkü sizin fark etmediğiniz bazı noktalara dikkatinizi çekebilirler. Eskilerin dediği gibi, "el-ilmü bi'run ve'l-müzâkeretü delvuhâ", yani "ilim bir kuyudur, kovası tartışmadır". Ben bu söze çok inanırım. Yalnız, kimlerle görüşleriniz paylaşacağınız, tartışacağınız önemlidir. Ardından bunların üzerine ben ne katkı yapabilirim diye düşünmeniz gerekir. Eğer bir katkı ortaya çıkacaksa o konuyu yazmak, aksi halde vazgeçmek lazım.
Sayfa 268 - on dördüncü bölüm: yetkin tarihçiler nasıl çalışıyorlar: prof. dr. ahmet yaşar ocak ile söyleşi.
Reklam
İtilaf Kuvvetleri'nin diğer önemli bir hatası ise Liman von Sanders'in de değerlendirdiği gibi; Çanakkale'ye büyük bir çıkarma hareketi yapıp, aynı zamanda veya çıkarmadan önce donanma ile Boğazı zorlamaya çalışmamış olmalarıdır.5 Bu görüşü, İngiliz Generali Aspinali Oglander de yazdığı "Çanakkale Muharebeleri" kitabında
Sayfa 67 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Oysa sadece Tanrı değil insanlar da içinde çelişki bulunmayan tutarlı kitaplar yazabilirler. Bu yüzden içinde çelişki bulunmaması bir kitabın ilahi olduğunun delili olamaz... Benzer bir hatayı 19cular ve Kur’an’da bilimsel mucizeler arayanlar da yapıyor. Kur’an’ın tümünün matematiksel bir kodla yazıldığını kabul etsek bile, bu asla Kur’an’ın ilahi olduğuna kanıt olamaz, çünkü matematiksel kodla bir kitap yazmak sadece tanrının başa çıkabileceği bir iş değildir. Bunu yapmak insan gücünün sınırları dâhilindedir. Bunu insanlar da yazmış olabilir."
Sayfa 65 - e-bookKitabı okuyor
TÜRKLER
"Türkler olmadan bir dünya tarihi yazmak mümkün değildir."
TARİH;
"Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır." Atatürk (1931)
Sayfa 2 - Der Yayınevi
Reklam
Tarih,, yazmış ✓
Dünyanın kayıtsızlığı, kadın söz konusu olduğunda yerini saldırganlığa bırakıyordu. Dünya onlara dediği gibi "İstiyorsan yaz"; benim için fark etmez, demiyordu kadına. Dünya gülerek ""Yazmak mı?"" Senin yazıların ne işe yarar ki? diyordu.
Bunlar hiç mi tarih okumamışlar? Bu halk, yakın geçmişe değin nasıl yönetilmiştir, bunu da mı bilmezler? Hayır, bilmezler. Böyle gelmiş, böyle gider.
Önsöz
Tyanalı Apollonius’un yaşam öyküsünü çocukluğumda “büyüklerimden” dinlemiştim. Bana bu dinlediklerimden hiç kimseye söz etmemem gerektiği de tembihlenmişti. (1951) Kemerhisarlı Apollonius’un “hayatını” yazmayı hep istedim. Son 35 yıl içinde belge ve bilgi topladım. Çocukluğumda dinlediğim Apollonius’un ya da Araplar’ın arasındaki adıyla Balinius/Balyonos’un olağanüstü yaşamını yazmak altmış yaşımdan sonra nasip oldu.
Reklam
Çünkü hedefimiz tarih yazmak değil, yaşamları kaydetmektir. Çoğu kez bir insanın karakterini geride ölüler bırakan kanlı zaferlerden ya da muhteşem şehir kuşatmalarından çok, önemsiz bir cümleden veya esprili bir ifadeden daha iyi anlamamız mümkündür.
Tarih yazmak, yapmak kadar mühimdir.
Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtan bir mahiyet alır.
Sevdiğimiz kişinin gerçek hayatıyla ilgili olduğunu bilmediğimiz şeylerin hiçbirine dikkat etmeyiz; bizim bilmediğimiz bir olay ya da insan hakkında ne dediğini ve nasıl bir tavırla söylediğini derhal unuturuz. Bu yüzden de, daha sonra bahsi geçen insan kıskançlığımızı uyandırıp harekete geçirdiğinde, kıskançlığımız yanılmadı ğından emin olmak ister; sevgilimizin dışarı çıkmak için öylesine sabırsızlanmasını, eve erken dönerek kendisini dışarı çıkmaktan mahrum ettiğimiz zamanki memnuniyetsizliğini gerçekten o insana mı atfetmesi gerektiğinden emin olabilmek amacıyla geçmişi deşerek ipuçları aradığında hiçbir şey bulamaz; daima geçmişe dönük olan kıskançlığımız, elinde hiçbir belge olmadan bir tarih yazmak zorunda kalan tarihçi gibidir; daima geç kalır ve tıpkı kızgın bir boğa gibi, kendisini iğneler batırarak kızdıran, ihtişamı ve kurnazlığıyla zalim kalabalığın hayranlığını toplayan kibirli ve göz kamaştırıcı şahsın bulunmadığı bir yere doğru hamle yapar.
Sayfa 131Kitabı okudu
Türkçe gibi 8 tane sesli harfin kullanıldığı ve telaffuz edildiği bir dili Arap harfleri ile yazmak mümkün değildir.
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, in­sanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.