Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Büyük Adam kimdir?
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?”
Şeyh Edebali Karamanlı bir fakihti. Gelenek, onun, kızını Osman Beye vermek için epeyce tereddüt ettiğini ve nihayet evinde misafir kaldığı ve bir odada yan yana yer yataklarında yattıkları bir gece gördüğü o meşhur rüyayı dinledikten sonra damatlığa kabul ettiğini söyler. Rüya şudur: Şeyh Edebali'nin göğsünden hilâl şeklinde bir ay çıkar ve büyüyerek tam bedir hâlinde Osman'ın koynuna girer. O zaman Osman'ın kendi karnından -bazı tarihlere göre de ikisinin arasından- üç kıt'ayı dallarının altına alan, köklerinden büyük nehirlerin -Dicle, Fırat, Nil ve Tuna- fışkırdığı büyük bir ağaç büyür. Ve böylece Osman, imparatorluğun bütün zafer tarihini rüyasında görmüş olur. Bu rüyanın ilk defa Hammer'in dikkat ettiği gibi, Tevrat'taki Yakup'un rüyasına göre uydurulmuş eski hükümdar sülâlesi rüyalarına tıpkı tıpkısına benzediği aşikârdır. Bununla beraber bu evlenmenin Osman'ın gittikçe artan silâh kuvvetine manevî bir nüfuz ilâve ettiği inkâr edilemez.
Sayfa 97
Reklam
Büyük Adam kimdir?
Kimdir bu zat? Onun kim olduğunu söylemeden önce, bir başka sorunun cevabını vermek gerekiyor. “Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok yüksek makam ve rütbelere çıkmış olan adam mıdır?” “Hayır”. “Büyük
Hadi, biz dil bilmez saftirik Türkler, çoluk çocuk gider avuçlarımızı patlatırız Küçük Çiftlik Park'ta 2012'de, sonra Ülker Spor ve Etkinlikler Salonu'nda 2016'da, ondan önce Parkorman'da 2008'de ve daha kim bilir nerelerde, ne zamanlarda da, Chris de Burgh neden bu kadar nobrandır? Eyyubi'yi hayırla yad eden
Uzun ama çok gerekli.
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok yüksek makam ve rütbelere çıkmış olan adam mıdır?” “Hayır” “Büyük adam, çok şeyler yıkan veya yapabilen adam mıdır? “Hayır.” “Büyük adam, tarihlere geçmiş
(Norveç'te) alıcıya güven duyulana kadar daha garantili ödeme şekli olan akreditif veya peşin ödeme kullanılmakta devam eden ticari ilişkilerde ise daha çok açık hesap (mal mukabili) tercih edilmektedir. Doğayla iç içe yaşamalarından dolayı daha çok doğal ürünleri tercih etmektedirler. Ürün tercihlerinde doğal ürünlere odaklanan firmaların
Sayfa 229Kitabı okudu
Reklam
《Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?》 “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?”
social upheavals that followed the Black Death
"Tarihlere dikkat edildiğinde, Orta Çağdaki yüksek cinayet oranlarından 1350'deki veba salgınını izleyen toplumsal altüst oluşların sorumlu tutulamayacağını, hesaplanan değerlerin çoğunun salgından önceki tarihlere ait olduğunu görüyoruz."
“Büyük adam kimdir? Kime büyük adam derler?” “Büyük adam, orduları yenmiş, ülkeler fethetmiş adam mıdır?” “Hayır.” “Büyük adam, çok alkışlanan adam mıdır?”
RIZA NUR'UN GÖNÜLLÜ SÜRGÜNDEN TÜRKİYE'YE DÖNMESİ Mustafa Kemal'in ölümünden sonra 30.11. 1938'de deniz yolu ile Türkiye'ye döndüğünde rıhtımda Atsız ve eşi Bedriye Hanım karşılamış, yakın dostu ve meslektaşı Prof. Dr. Mazhar Osman Uzman’ın tahsis ettiği, Taksim'de Şehid Muhtar Caddesi'ndeki apartmanlardan
Reklam
Tarihlere dikkat!
Şubat 1917'de kabul edilen bir kanunla Rumi Takvimle Miladi Takvim arasındaki 13 günlük fark kaldırılmıştır. Böylece, 1 Mart 1917'den itibaren Miladi ve Rumi takvimin gün ve ayları denkleştirilmiştir. 2 Nisan 1917'de çıkarılan "Medaris-i İlmiye Kanunu" ile medreselerin çağdaş eğitim kurumları haline dönüştürülmesi için bir gizli reform taslağı hazırlanmıştır. Ders programlarına pozitif ve doğal bilimler ile Batı dilleri girmiştir. Hatta bu dönemde bazı aydınlar daha da cesur davranarak eski Türkçe harfleri Türkçenin yapısına uygun hale getirmek için çaba harcamışlardır. Bu amaçla, 1911'de Türk Ocağı çatısı altında "Islah-ı Huruf Cemiyeti" kurulmuştur. Hüseyin Cahit (Yalçın) Latin Alfabesi'ne geçilmesini istemiştir. Abdullah Cevdet ise, İçtihat dergisinde Latin harflerini savunan ateşli yazılar kaleme almıştır. İttihatçı Enver Paşa da Birinci Dünya Savaşı öncesi Arap harflerini bitişik değil de Latin harfleri gibi ayrı yazmayı önermiş ve bu konuda da bazı çalışmalar yapılmıştır. Harflerin modernizasyonu ya da değişimi konusunda somut bir adım atılamasa da İttihatçıların kafalarının bir köşesinde Arap harflerinden kurtulma düşüncesi olduğu çok açıktır.
Sayfa 442 - İnkılap Kitabevi Yayınları
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (s.a.v.) NAAŞINI ROMA'YA KAÇIRMAK İSTEDİLER Hicret-i Nebeviyye'nin 14. yılında Çaryar-1 Güzin ve Ehl-i Beyt-i Tahirin, söz birliğiyle, Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) mübarek naaşının bulunduğu kabrin dört tarafına hendekler kazap kargir binalar üzerine eski tarz bir kubbe inşa ederler. Ar dindan
Nuri Killigil, Enver Paşa'nın öz kardeşidir. Trablus'ta Mustafa Kemal ve Enver Paşa ile beraber savaşmış, ağabeyi Enver Paşa gibi yiğit bir askerdir. Azerbaycan'ı kurtaran, Kafkas Ordusu'nun başındaki Nuri Paşa'dır! İşte bu Nuri Paşa, silahlara çok meraklı, teknik resim çizen, silah tasarımları yapan bir şahıstır. Öyle ki,
Sayfa 241Kitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.