Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Özgürlük, ihtiyacın içinde ve ihtiyaç dolayısıyla doğar. Uygulanma fırsatı bulduğunda, bu sert ger­ çeğe nüftız etmesini ve onu dönüştürmesini sağlayan çatlağı keşfeder. Nihayet, insan, eksik olan ihtiyaçtan yola çıkarak olasılıklar dünyası­ nı keşfeder, bu olasılıkları yaratır, aralarından seçer ve gerçekleştirir. İnsan, tarihsellik olur. Bilinci kapanamaz. Bireysel bilinçler toplum- sal bilinçlere, toplumsal bilinçler de bireysel bilinçlere açılır; insan bilinçlerinin çokluğu dünyaya açılır.
Gerçekte tarih bize değil biz ona aitiz. Kendi kendimizi inceleyerek kendimizi anlamamızdan önce biz kendimizi açıkça içinde yaşadığımız aile, toplum, ve devletin içinde anlarız. Öznelliğin merkezi yanıltıcı bir aynadır. Biretin kendisini fark etmesi tarihsel yaşamın fasit dairesinde titreşip durmaktadır. (Gademer, Tarih Bilinci)
Sayfa 22 - OTTO YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Temel insani olgular arasında merkezi yeri ölüm bilinci alır. Ölüm bize bireysel biricikliğimizi ve kaçınılmaz sonluluğumuzu duyurur. Bu iki belirlenim, insanın bilincinden söküp atamadığı ama hep aşmaya çalıştığı ve aşmak için inanca başvurduğu kaynaklardır. Aşma, “ölüm ölümdür” totolojisini, bu çıplak ama dayanılmaz ağırlıkta gerçeği, ölüme başka yüklemler atfederek hafifletme çabasıdır.
Tarih bilinci, içeriği belliymiş gibi kullanılan bir terim. Bu tür yaygın, popüler deyim ve terimlerin özelliği, ciddi düşünüşün gerektiği yerde ezberden konuşma kolaylığını sağlamasıdır.
Tarihsellik Bilinci
Aristoteles'ten Kant'a kadar felsefeye egemen olmuş olan "ve Hegel'e kadar aşılamamış olan tarihsellik bilincinden yoksunluk" bu büyük filozofların, "felsefi dehaları tartışılmaz olan bu felsefe ustaları" nın naif ve dogmatik kalmalarına yol açmıştır.
Özlem' in; "tarihselci/hermeneutik" bilim ve kültür felsefesinin yaklaşımıyla, öncelikle, bizde pek işlenmeyen "tarih felsefesi" ve " kültür felsefesi" gibi felsefe disiplinlerinin konu ve problemlerini incelediğini ve felsefenin yaşama, tarih ve kültür zemininde kavranılışına yönelik önemli katkılarda bulunduğunu söyleyebiliriz. Bilgi ve bilimle olduğu kadar insan, tarih ve kültürle de ilgili olarak "tarih bilinci " ve "tarihsellik" kavramı, Özlem'in düşünsel yaklaşımının ayırt edici bir özelliği olarak karşımıza çıkar
Reklam
Varlık ve insan bilinci arasındaki ilişki döngüseldir. Varlık, insan bilincini etkilerken, bu etkinin farkına varma süreci de insan bilincinin tarihî varlığın ortaya çıkış sürecini etkilemesine yol açar. İnsanın dünyası denilen şey, bu karşılıklı etkileşimin kendisidir. İşte tarihsellik ve insanın tarihsel bir varlık olmasının felsefî izahı budur.
''Ancak sanatçının bilinci yalıtık bir bilinç değildir, özel özellikleri olan toplumsal bir bilinçtir ya da nesnel bir bilinçtir, böyle olmakla tepeden tırnağa tarihsellik özelliği taşır. O durumda sanatçının sanatsal bileşimleri bize onun yaşam koşulları kadar insanlığın kalıcı niteliklerini duyurur. Sanat yapmak bir yandan nesneli sunarken öte yandan özneli nesnelde anlaşılır kılmaktır, özneli nesnele indirgemektir. Sanat bu çerçevede yaşamı açıklar. ''
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Heidegger'in Nietzsche'si
"Nietzsche beni mahvetti." - Martin Heidegger Bu müthiş derleme, bu sözlerle karşılıyor bizi. Nietzsche hangimizi mahvetmedi ki? Heidegger'e ait Nietzsche incelemeleri ve büyük düşünürlerin Heidegger'in Nietzsche'sini araştırdıkları mühim makalelerle dolu bir derleme. Bu derleme ile birlikte, kaçınılmaz olarak,
Heidegger'in Nietzsche'si
Heidegger'in Nietzsche'siKolektif · Ayrıntı Yayınları · 201914 okunma
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.