Steve Taylor, son 6 bin yıldır bir delilik halinde bulunan insanlığın, bu tarihten önceki ''olağan'' durumunu ve sonrasını karşılaştırmalar üzerinden anlatmış. Taylor'a göre M.Ö 4'binli yıllarda meydana gelen ekolojik olumsuzluklar insanların ruhsal dünyasını o denli etkilemiş ki bu felaketlerden sonra insanlar özlerinde var olan anacıl kültür özelliklerinden sıyrılarak ego patlamasıyla birlikte oldukça dogmatik, rekabetçi bireyler halini almışlar. Yazara göre, özellikle Sahra-Asyalı toplumlar, göç hareketleriyle birlikte Ortadoğu, Orta Asya, Avrupa, Kuzey Afrika'da bugün bile içinde bulunulan kültürleri yozlaştırmış. Bu yozlaşma ise kendini büyük bir çoğunlukla din kisvesi altında eşitsizlik, cinsellik, çocuklara yönelik baskı gibi alanlarda kendini göstermiştir. Çöküş'den önce, Çöküş, ve Çöküş ötesi diye bölümlere ayrılan kitapta animist toplumların olağan, bunları takip eden tarihsel süreçte meydana gelen dini inançları katı, erkek egemenliğinin bir ürünü olarak gören yazar, Budizm, Taoizm gibi yeniden yükselişe geçen Uzak doğu felsefelerini ve meditasyon, yoga pratiklerini öze dönüş olarak nitelendiriyor. Olayları tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi pek çok alandan birden incelemeye çalışan yazarın yine de kültürleri anlama konusunda biraz yüzeysel konumda kaldığını düşünüyorum. 'İlkel' toplulukları yüceltme seviyesine varan saplantı da ön yargıya sebebiyet verebiliyor. Bunun haricinde okunması kolay bir kitap. Ada yerlileri ve 'ilkel' topluluklar hakkında ilginç bilgiler edinebilirsiniz.