"Büyüklerin ellerinden
Küçüklerin gözlerinden
Suriye’nin toprağından
Bosna’nın bayrağından
Ebu Zer in yalnızlığından
Bilal-i Habeşi’nin ilk ezanından
Tarık bin Ziyad’ın kılıcından
Filistinli Cafer’in haykırışından
Gazze’nin gözyaşından öpüyoruz…
İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.
İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika.
İyi bayramlar Ömer Muhtar’ın soylu çocukları.
İyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.
İyi bayramlar Recep onbaşı, Salih uzman, er Mehmet.
İyi bayramlar kırılganlıklar,üzüntüler
İyi bayramlar ey Hüzün…”
"Aynı güzergâhta gitmek, aynı yolu gitmek demek değildir. Yol; üzerinde gittiğimiz asfalttan, sağımızdaki solumuzdaki tabelalardan, etrafımızdaki manzaradan, evlerden, ağaçlardan mı ibarettir. Yolun manası, taşta, toprakta değil, insanda görünür. Her gün değişik insanlarla karşılaşıyorum, hiçbir gün aynı yolu gitmiyorum. Aynı insanların bindiği de oluyor, suretlerini tanıyorum ama onlar da her gün başka bir haletiruhiyede olduklarından, aslında aynı insan değiller."