Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÜLKEMİZDE DE HELAL SERTİFİKALANMIŞ ÜRÜNLERE İHTİYACIMIZ YOK MU?
Gerçekten mükemmel bir soru. Her ülke insanının, tükettiği ihtiyaç maddelerinin muhtevalarını bilmesi bir tüketici olarak en tabii hakkıdır. Gerek Sağlık Bakanlığı, gerek Tarım Bakanlığı ve gerekse Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tüketicileri koruma babında birçok mevzuatlar getirmişlerdir. Ancak bu mev- zuatların içerisinde Müslüman tüketiciyi koruyacak bir dü- zenleme mevcut değildir. Bugün, Amerika, Kanada, İngil- tere, Malezya, Endonezya gibi pek çok ülkede Müslüman- lar için sertifikalanarak güvenli hale getirilmiş ürünler mar- ketlerde satılmaktadır. Tıpkı, çok önceden bir avuç Yahudi toplumu için "Kosher" damga ile sertifikalanmış ürünler gibi
.... Gelin Birazda Düşünelim: KÖLELİK Kölelik en genel tanımıyla, bir başka insanın “metası” olmaktır. Yani kişisel bir özgürlük ya da söz hakkı sadece sahibi tarafından belirlenmesi ve insandan ziyade “makine” olma durumudur. Dünyada uzun yıllar boyunca çeşitli şekillerde uygulanmıştır. İlk olarak yaklaşık 11.000 yıl önce ortaya çıkmıştır.
Reklam
Eskiden sanayi, ticaret ve tarım kesiminin egemenliği söz konusuydu. Bugün artık her alanda finansal piyasaların egemenliği söz konusu.
Sayfa 77
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Babil Kralı Hammurabi, MÖ 18. yüzyılda, Dicle ve Fırat Nehirlerinin ağzından, Akdeniz kıyılarına kadar ulaşan Mezopotamyada hüküm sürmüş Babil İmparatorluğu'nun altıncı kralıdır. Hammurabi, Babil şehrini Mezopotamyadaki en güçlü siyasi ve askeri güçlerden biri haline getirmiş. Hammurabi'nin en önemli mirası, onun tarafından yazılmış ve
Babil Kralı Hammurabinin Kanunları
Babil Kralı Hammurabinin KanunlarıClaude Hermann Walter Johns · Kanon Kitap · 20242 okunma
Vergi yükünün sektörler arasında dağılımı açısından da ilginç bir durum söz konusu idi. Devletin tüm vergileme yetkisi, tarım sektörü ve vasıtasız vergiler üzerinde toplandığından; vergi yükü de bu en yoksul kesim üzerinde yığılıyordu. Ayrıca tarım kesimi, ayni iki vergiyi yani hem Aşar'ı ve hem de askerlik hizmetini birlikte ödediğinden, yoksul düşmüştü. Hizmetler (bankacılık), ticaret ve sanayi kesimleri; fiilen yabancı uyrukluların (levantenler ve yabancı pasaportlu azınlıkların) denetiminde olduğundan vergi dışında kalmaktaydı. Ayrıca sadece tarım ve tarım-dışı sektörlerdeki Türk ve Müslümanların vergilendirilmeleri, haksız rekabete yol açtığı için milli ekonomiyi ve milli bilinci zayıflatmakta idi. Vergilerimiz, ulusumuz açısından; kamu hizmetlerinin finansmanına katılma payı olmaktan çıkmış, bir cezaya dönüşmüştü.
Sayfa 52 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
352 syf.
10/10 puan verdi
İslam ve Batı
#bernardlewis #islamvebatı İslam’ın doğuşuyla birlikte dünyadaki hâkim düzenin yer değiştirdiği ve tarih sahnesinde Müslümanların aktif bir şekilde varlık gösterdiği tarihten günümüze kadar yaşanan olaylara değinen yazar farklı bir açıdan değerlendirmiş. Bizim için çok düşündürücü tespitler var. Kelimelerin anlamlarının tarihsel süreçte uğradığı anlam değişikliği..( Türkçe'de de var) "17. yy eşitliğin gönülsüzce bahşedilmesiyle başlamış; mağlubiyetin açıkça kabuluyle sona ermişti. Osmanlılar muharebe meydanlarında kesin olarak kaybettikleri savaşın ardından, ilk kez şartları düşmanları tarafından dikte edikmiş bir barış antlaşması imzalamak zorunda bırakılmışlardı." Avrupa özellikle Amerikanın keşfi ve dünya denizlerini kullanarak ucuz ticaret mallarını İslamın vergilendirmesinden uzak tutarak büyük ilerleme sağlamış İslamın bayraktarı Osmanlı ise dünya denizleri ile kıyaslandığında küçük Akdenizde sıkışmış kalmıştı. Bu süreçler İslam ülkelerinin tarım,sanayi ve ulaşım alanlarındaki teknolojik duraklama nedeniyle avrupanın hızla artan ekonomik ve silah üstünlüğüne katkıda bulundu. Avrupalılar; İslam dini ve Osmanlığı egemenliğinin arttığı dönemde bir çok araştırma yapmışlar. Yazar diyorki 30 yıl savaşları olurken Avrupa'da Osmanlı buna hiç ilgi göstermemiş.. Arşiv araştırmalarında 2-3 sayfa basit yazıdan başka birşey olmadığını söylüyor. Mezhep çatışmalarına değinmiş. Bugün bu sorunun temelini objektif anlatacak kimse yok sanırım... 1. Dünya savaşından cumhuriyet dönemine kadar yaşanlaron değerlendirmesi var.
İslam ve Batı
İslam ve BatıBernard Lewis · Akılçelen Kitaplar · 2016122 okunma
Reklam
67 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
halk müreffeh, müstakil, zengin olmak istiyor. komşularının refahını gördüğü halde fakir olmak pek ağırdır. -ön bilgi- -18 eylül 1922de türk ordularının kesin zaferi ile sonuçlanan büyük taarruz sonrası milli mücadelenin/kurtuluş savaşının silahlı mücadelesi itilaf devletlerinin tbmmye
Atatürk Zamanında Türk Ekonomisi
Atatürk Zamanında Türk EkonomisiFeridun Ergin · Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı Yayınları · 03 okunma
740 syf.
10/10 puan verdi
·
124 günde okudu
Cevap ; Coğrafya
“ Tarihi yapanlar imparatorlar veya entelektüeller değil, işlerin daha kolay , daha karlı ve daha güvenilir yollarını arayan milyonlarca tembel, açgözlü ve korkmuş insandır.” Avcı toplayıcılıktan - çiftçiliğe , köy yaşamından- devlet oluşumuna, Batı ve Doğu’nun binlerce yıllık gelişim düzeyini ( şu ana kadar elde edilen veriler ışığında ve bence
Dünyaya Neden Batı Hükmediyor
Dünyaya Neden Batı HükmediyorIan Morris · Alfa Yayıncılık · 201272 okunma
Sanayi ve sermayeden yoksun ülkede, "topraklar işlenemiyor, tohumluk ve tarım makinası bulunamıyor, ticaret yapılamıyor, tarlada çalışacak genç nüfus sıkıntısı" çekiliyordu. Winston Churchil (1874-1965), savaşın ilk günlerinde Türkiye için, "kolayca yenilip yutulur, eli ayağı tutmaz ve meteliksiz " demişti.
Kapitalizmi Var Eden Ticaret Değildir
Kapitalizmi var eden ticaret de değildi Ticaret konusunda olağanüstü beceriye sahip birçok topluluk (aklıma hemen Çinliler, Araplar ve Yahudiler geliyor) olsa da, bu topluluklar ne Tarım ne de Sanayi Devrimi'nin öncüleri değildi. Tümüyle gelişmiş bir ticaret sisteminin kapitalizm için gerekli ama tek başına yetersiz bir öncel olduğunu söyleyebiliriz.
Sayfa 10
Reklam
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Rüzgârın etkisiyle Karadeniz kıyılarına ulaşan gaz, yağmur olup bölgenin üzerine yağdı. İçme sularına karıştı ve tarım arazilerini zehirledi, Rus hükümeti, Karadeniz'e kıyısı olan tüm ülkelere bildiri gönderdi ve Karadeniz'in suyunun kullanılmasının ölümcül tehlikesi konusunda uyardı. Ancak o dönemde Türkiye'de yetkililer bu
Sayfa 7 - Gamze İyem / ÇERNOBİLKitabı okudu
Gerçekte, bu merkantilizm bazı hallerde yörenin bazı mallannın üretim ve pazarlama özellikleri dolayısı ile bazı sanayileşme örnekleri verecekse de umulan gelişmeyi göstermeyecektir. Nitekim İzmir ve Mersin gibi liman kentlerinde kuru üzüm, incir, tütün, şarap, likör ve konyak, gibi tarım ürünleri ve mamüllerinde; İstanbul, Trabzon, Batum gibi kıyı kentlerinde eski loncalardan kalma bazı malların üretiminde buhar makinası ve çok sayıda işçi kullanma suretiyle sanayileşme örnekleri verilmiştir. Ama bunlann hiçbiri “ikame sanayi” fonksiyonunu görmemiştir. Bunun sebebi, sanayi devrimi ülkeleri ile yapılan ticaret anlaşmalarında her türlü himayeciliğin yasak edilmiş olması yanında Osmanlı merkantilizminin kendisidir denebilir. Zira “ikame sanayii’ni kuracak ve finanse edecek güçte olanlar Batı mallannın ithalatından en çok faydalanan kimselerdi. Bu ithalatçı tüccarlar için işlerine yatınlan sermayenin geliri hiçbir risk taşımadığı halde %20’yi aşıyordu. Oysa ithal ettiği malı içeride yapmaya kalksa, büyük riskler karşılığı yatırdığı sermayeye aynı oranda bir gelir sağlaması mümkün olmadığı gibi, uzun bir geri ödeme devresine de razı olmak zorunda idi. Nihayet ticarî sermaye, istenildiği anda değilse bile kısa bir müddet sonra, istenilen garantiye kavuşturulabilirdi.
Sayfa 139Kitabı okudu
Örneğin, bir ulusun az etkin olan çoğunluğu orta bölümdedir. Fakat ulusu, gerek şehir hayatında gerekse tarım alanında çalışan vasat insanlar değil, her iki uçtaki azınlıklar -yani, en iyi ve en kötü olanlar- biçimlendirir. Üstün yetenekli olan kişi; politika, edebiyat, bilim, ticaret, sanayi ve benzeri alanlardan hangisinde olursa olsun bir ulusun biçimlendirilmesinde büyük rol oynar; yani, başarısızlar, topluma uyamayanlar, başıboşlar, yasa dışı davrananlar ve konumlarını kaybetmiş veya saygıdeğer insanlar arasında hiçbir zaman yer sahibi olamamış kişiler gibi. Tarih oyunu, genellikle orta bölüm çoğunluğun başlarının tepesinde, işte, bu en iyilerle en kötüler arasında oynanır.
Plana göre dünyanın farklı bölgelerinde birleşik bir Global sistemde farklı bir sanayi ve ticaret yapılacaktı. ABD'nin sürekli üstünlüğü ile bağımsızlığı ve kendi kendine yetmesi değiştirilecekti. Çünkü yeni bir yapı oluşturulacak onun için de önce eski yatırım atılacaktı. Amerikan Sanayi buna bir örnektir. Dünyanın her bir bölümünün bir özelliği olacak böylece Uluslararası bir bağımlılık olacaktı. ABD tarım Yüksek Teknoloji resim ve eğitim merkezi olarak muhafaza edilecek ama ağır sanayi dışarıya gönderilecektir. Ülkelerin ekonomi ve endüstrileri kendi kendilerine yetmesin diye Hedef seçilmiş yerlerine özelleşme getirilmişti bu Herkesin herkese bağımlı olmasını sağlıyor Böylece dünya ekonomisi tek bir kontrol merkezinden yönetiliyor.
170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.