Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Peki neydi onları ölüme götüren sebep? 12 Eylül 1980’de Kenan Evren başkanlığında yapılan askeri darbe­den sonra, bir Amerikalı yetkili Washington’a bilgi verir­ken “Bizim çocuklar işi başardı!” diyordu. İşte Denizlerin idamından da Amerikalıların “bizim çocukları”, yani ülke­nin bu hegemonyaya göbekten bağımlı olmasını onaylayan ve bundan kişisel ve politik çıkarlar sağlayan kişiler so­rumludur. Söz konusu adaletsizlik ve kötü niyet artık tarih tarafından herkesin gözleri önüne serilmiştir. Bunca hak­sızlığın açık açık yaşandığı bir davanın ardından, hiç kim­senin kalkıp “onlar teröristti ve bu yüzden öldürüldüler” demeye hakkı yoktur.
Günümüzde en azılı katillerin, banka hortumcularının, hatta tecavüzcülerin sıkça affedilip elini kolunu sallayarak sokaklara salındığını düşününce, söz konusu adaletsizliğin apaçık ortada olduğu görülecektir.
Reklam
Onlar, başarısız bir devrim girişiminin çılgın çocuklarıydılar. Genceciktiler ve içinde bulundukları yaşamın koşulları, onların hayalle­rindeki dünyayla herhangi bir bağ taşımıyordu. Bu kadar kısa bir yaşama bunca çabayı ve düşü sığdırabilmeleri bile onları yaşıtlarından ve sisteme göbekten bağlı olanlardan ayrı kılmıştı. Belki iktidar ve onu kontrol eden elit tarafından korkunç ve yok edilmesi gereken terö­ristler olarak tanıtıldılar; ancak uğruna hayatlarını verdik­leri yoksullar ve ezilenler, onların asıl sahip olduğu değeri biliyordu. Bugün bile hala annelerimizin, babalarımızın duvarlarını süsleyen resimleri ve adları anıldığında akıtı­lan gözyaşları, bu insanların asıl hak ettikleri yerin milyon­larca insanın kalbinde sonsuza dek var olmaya devam ede­ceğinin en açık ifadesidir.
Karakollarda işkence gören bizler olduk, meydanlarda kurşunlanan gene bizler olduk. Bakanların emri ile hapishanelere atılan bizler ol­duk. Buna rağmen kişi güvenliğini bozan olmakla itham ediliyoruz, yukarıda anlatılanlar, asıl kişi güvenliğini bo­zanlar ise serbestçe meydanlarda dolaşmaktadır.
Tarih evvel­ce bunu yapanları nasıl temize çıkarmışsa bizi de temize çı­karacaktır. Buna da inanıyoruz.
Biz Türkiye İş Bankası Emek Şubesi’ndeki 124 bin lira­ya el koyduk, bunu da kendi şahsımız için almadık; fakat kendi şahsı ve kardeşleri için 30 milyon lira çalanlar hâlâ ellerini kollarını sallayarak ortada dolaşmaktadır.
Reklam
Kızıl Sultan, Yerli Gestapo Abdülhamid :)
Öğrenci hareketlerine gelince, iddianamede öğrenci hareketlerinin başlangıç tarihi 1968 olarak belirtilmekte­dir. Bu tarih yanlıştır. Türkiye’de öğrenci olayları 50-60 senedir eksik olmamıştır. Sultan Hamit’in Tıbbiye talebe­lerini Sarayburnu’ndan denize attığı tarihten itibaren öğ­renci hareketleri Türkiye’de devam edegelmiştir.
Böylece 1950 tarihine gelindi ve 1950 tarihinde Ameri­kan emperyalizmi iktidara geldi. Olaylar bundan sonra bil­diğimiz gibi gelişti, olaylar cereyan etti, Demokrat iktidar 27 Mayıs 1960’da tarihe gömüldü. Demokrat Parti gitti, bu­nun gitmesi ile tellallar değişmedi. Hamam aynı, bu defa yanlış oldu, 27 Mayıs’ı kastetmiyorum, bundan sonrasını kastediyorum. Hamam aynı fakat bu defa da tellallar de­ğişti. Amerika bu dönemde imdada yetişip İnönü’yü dü­şürdü ve Demirel’i iktidara getirdi.
Türkiye’nin ma­denleri, petrolü 1950 tarihinden sonra Amerikalılara peş­keş çekilmiştir.
Deniz Gezmiş Sorgu TutanağıKitabı okudu
Ezilenlerin tek kurtuluş yolu ezenlere karşı giriştikleri kutsal isyandır.
Reklam
“Baba, biz Türkiye’nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. El­bette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları ya­bancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırak­mış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muha­lefet kalmamış durumda...”
Deniz Gezmiş, Filistin Halk kurtuluş Cephesi aracılı­ğıyla yoldaşı Cihan Alptekin ile birlikte gerilla eğitimi için Filistin’e gitti. Eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye dönmesin­den kısa bir süre sonra yine tutuklandı. Tutuklandığı gün, yoldaşı Taylan Özgür Beyazıt Meydanı’nda ülkücü mili­tanlar tarafından öldürüldü.
CHP'den gelen idam'a evet oyları da teşekkür mahiyetinde !
Deniz Gezmiş’in ailesi köken itibariyle CHP’lidir. Ba­bası Cemil Gezmiş, Midyat ilçesinde CHP başkanlığı yap­tığını ve 28 dernek kurduğunu açıklamıştır. Deniz’le ilko­kul ve ortaokul arkadaşı olan Aydın Çubukçu konuyla ilgi­li şunları anlatır: ‘’İlkokul mezuniyetimizde çekilmiş bir fo­toğrafımız var. Deniz’le ben yan yana, önde çömelmişiz. Deniz eliyle altı ok işareti yapıyor. İlkokul beşinci sınıftaki bir çocuğun mezuniyet fotoğrafında ‘altı ok’ işareti yapma­sı, oluşmaya başlayan siyasi bir kimliğin belirtisi.’’
Kısa­cık yaşamını adaletsizliğe ve sömürüye karşı mücadele etmekle geçirdi. Halkın büyük sempatisini toplayan ey­lemler sonunda, ezilen ve unutulan halk yığınlarının sesi kahramanı oldu.
Düşmesin bizimle yola Evinde ağlayanların gözyaşlarını Boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar Devrimci gençlik Amerikan emperyalizmine ve opor­tünizmine karşı duran gençliktir. Onların görevi, sayısının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, Amerikan em­peryalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir. O, en iyi bi­çimde karar veren ve uygulayandır. O, boş gecelerini değil, boylu boyunca ömrünü bu kavgaya verendir. Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye Yaşasın Bağımsızlık Savaşı Veren Dünya Halkları Deniz Gezmiş.
1.500 öğeden 3.706 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.