Kemal Tahir okumak, onun düşünsel dünyasını kavrayabilmek, hiç olmadı kavramaya çalışmak, bir Türkiye Cumhuriyeti evlâdı için devrim niteliğinde bir eylemdir. Henüz Kemal Tahir'e zaman ayırmamış, onu okumamış, tanımamış olanlar içinse bu ciddi bir kayıp, ciddi bir boşluktur.
*Bu konu nezdimde tartışmaya kesinkes kapalıdır.
Bana şiiri sevdiren adam Necip Fazıl Kısakürek. Bütün şiirlerini topladığı bu kitap, Haşmetli azap dediği fikrin çilesini anlattığı "Çile" şiirinden alıyor ismini. Aslında günümüzde her ne kadar dünyevi bir anlamı olsa da tasavvufi bir kavramdır çile. Tasavvufta, çilehaneye girip kırk gün riyazet yapılır. Zaten çile de dilimize Farsça
İnsanın en üzgün ve en sinirli olduğu anlarda, kendine yapacağı en güzel jestlerin başında ağlamak vardır. Konu tartışmaya kapalıdır... :d teşekkür ederim. :d
"Ben, Ximen Nao, ölümlüler arasında geçirdiğim otuz yıl boyunca çalışma aşkıyla yanıp tutuştum, evini geçindiren, kanaatkar bir adamdım, köprü ve yollar tamir ettim, her zaman hayır işledim. Gaomi Kuzeydoğu Bucağı'nın bütün tapınaklarındaki heykeller benim bağışlarım sayesinde restore edildi; Gaomi Kuzeydoğu Bucağı'nın bütün yoksullarının
...
Sanatı hakiki ustadan öğrenmeyen ve lafı ustaya bırakmayan hiçbir neticeye ulaşamaz. Ustalık uzun yılların toplanmış maharetidir.
Söz sende büyük usta...
Şiir Üzerine Bazı Düşünceler (Sadeleştirilmiş Metin)
Okurun bu kitapta okuyacağı Bir Günün Sonunda Arzu adlı manzume ilk yayımlandığı zaman, anlamı kimilerince gereğinden çok kapalı
Dışarıda 60,70 cm kar varken, çoğu yerler kapalıyken ve bu süreçte en güzel tatil planı sıcacık evinde ayaklarını uzatıp, çayını alıp (kupa bardakta :d) kitabını okumaktır. Konu tartışmaya kapalıdır... :d :d
Varoluş felsefesinin babası olarak bilinen, benim için bir filozoftan öte bir psikolog olan, beni kendi kıyımdan geçiren ve kitaplarını okurken büyük haz duyduğum çok sevgili Kierkegaard'ın bir kitabını daha okumuş olmanın mutluluğunu, hiç de iddialı olmadığım bir inceleme ile sizinle paylaşmak istedim.. (:
Vaoluşun kendisiyle beraber, bize
Yazar Zweig in okudugum dordüncü kitabi ve digerlerinde oldugu gibi bu kitabida severek son sayfasini kapattim.
Zweig karakterin icsel dunyasinda yasadigi tum duygulari okuyucuya tamamen tasiyabiliyor ve okurken kendinizi yasiyorsunuz. Buda okumayi keyifli bir hale getiriyor.
Bir erkek ve bir kadinin farkli arayislarini ve tutkularini islemis.Okurken zaaflarimizi ve bu zaaflara ne cabuk yenildigimizi bir kez daha anladim.İnsani tutkularimizla toplumsal ahlaki degerlerinde ters orantili oldugunu..
Bir erkegin kumara olan tutkusunun ve bir kadinin o adama duydugu askin tutkusunun ahlaki degerleri nasil iterek yasandigini okuyacaksiniz.Tabiki " anı yasa!" dusuncesini benimsemis bir hayat gorusune sahipseniz bu sizi cok etkilemeyecektir.
Birde bunu eklemeden bitiremiyecegimki adamin kendini vurdugunu okudugumda en az kadin karakter kadar sevindim.Buda kadin olmanin verdigi bir duygudur ve tartismaya kapalidir.
Okuyun..Seviceksiniz..
Onlar için 'navigasyon' tabirini kullanmak geldi içimden; doğru adresi bulman için 'doğru' adres kodlamak gerekir, tıpkı bu bilim dalının özetlediği üzere ideal kişilikler için doğru yöntem gerektiği gibi; doğru teşhis- doğru sonuç'..
Bu yöntemi doğal olarak da onlar; kişisel gelişimden başlayıp toplumsal olgunlaşmaya kadar yönettiğimiz tüm