Kardinal Mazarin'le ortak kumpas kurup tarihin ilk piyangosunu tertipleyen İtalyan dolandırıcı Lorenzo Rico Tonti'nin büyük büyük torunuydu. Piyango enteresan, ikramiye takdire şayandı. Talihliler birer bilet alıyor, ölen hakkını kaybediyor, ikramiye hayatta son kalana veriliyordu. Rico Tonti işi talihe bırakmayıp bilet sahiplerini yataklarında gırtlaklamaya meyledince mecburen başka bir çekilişe dahil olmuş, darağacına çekilerek a morti'yi (*) bulmuştu. * İtalyanca "mortoyu" çekmek. O vakitten beridir amorti kelimesi "en beter ikramiye" manasında kullanılmaktadır.
Sayfa 70
%59 (350/584)
·
Puan vermedi
Ne yazık ki bu kitap bende hayal kırıklığı yarattı. Yazarı ilk romanı olan Tarumarname'de tanımış ve çok sevmiştim. O eseri özgün, oldukça farklı ve daha önce okumadığım türde bir romandı. Onu yazabilen yazarın, ikinci romanında da aynı başarıyı sergileyeceğini umardım. Ancak bu kez beni etkilemeyi başaramadı :/ Bilirsiniz, arada sırada geceleri ekranlara gelen, IMDB puanı 3-4 civarı olan kötü filmler vardır. Bu kitap da o tür bir filmin konusu olur gibi geldi bana. Ancak beni asıl rahatsız eden bu değildi. Kitabını tipik bir Amerikan macera romanı tarzında yazmayı tercih etmiş yazar. Birkaç sayfada bir değişen bölümler, her bölümde farklı karakterler ve sahneler...Bir türlü kitabın içine giremedim. 350 sayfa okudum, direndim ama devam etmekte bir anlam görmüyorum. Yazarın yeteneğine inanan bir okur olarak, bir sonraki kitabında farklı hisler yaşamayı umuyorum.
Tanrının Saati
Tanrının SaatiMeriç Eryürek · Epsilon Yayınları · 201411 okunma
Reklam
640 syf.
9/10 puan verdi
Okuduğum en "özgün" kitaplardan birisi. Tür olarak herhangi bir sınıfa sokmak zor. Kah Jules Verne romanlarını kah Arthur Conan Doyle'un Sherlock'unu hatırlatıyor. Ancak ne yazık ki kitabın hak ettiği ilgiyi göremediğini düşünüyorum. Kısaca kitaptan bahsetmem gerekirse; Osmanlı'nın son döneminde geçen bu hikayenin başrollerini kendini doğu gizemleri ve okültizmaya adamış Tevfik efendi ve onun kadim dostu Kıyam bey paylaşıyor. İkilinin başından geçen entrika, heyecan ve aksiyon dolu macera, yazarın ilgi çekici mizahıyla birleşince ortaya keyifle okunacak bir kitap çıkmış. Eryürek'in kelime oyunları, komik açıklamalarla dolu dipnotları, karakterlerin kullandığı üslup, kitabı tarihi bir romandan ziyade bir mizah kitabına dönüştürmüş. Tevfik efendinin üslubu yer yer Sherlock'u hatırlattı bana. Elbette Sherlock'un sakar versiyonu :) Onun dışında, İhsan Oktay Anar'ın "Yedinci Günü"nü de anımsattığını söyleyebilirim. Bence okunmayı hak eden bir kitap ve üzerine daha çok yazılması gereken bir türü sunuyor bize yazar. Okumanızı tavsiye ederim.
Tarumarname
TarumarnameMeriç Eryürek · Epsilon · 201220 okunma
"Baston yükte hafif, pahada ağırdır. Bilhassa süratle indirildiği vakitlerde."
"Kaplumbağa Terbiyecisi ufuklara elinde bir tutam otla değil, şeklen bastonu hatırlatan neyiyle bakar. Kaplumbağalar, hadisenin farkındadır."
23 öğeden 16 ile 23 arasındakiler gösteriliyor.
Resim