"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana "bu benim şarkım bak" diye dinlet. Birgün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse seni hatırlasın .
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünyada bunu illaki birtek sen kullanmayacak son .Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa "acaba
Es-Selam..
Kitabı okudum ve özellikle hadis bölümüne geldiğimde en büyük eksikliğin sahih olup olmama noktasında ''Tahrîc'' yapılması gereğini hissettim.
İncelemelere baktığımda da arkadaşlarımız teknik bakımından gerekli bilgileri vermişler, bu yüzden içeriğe hiç dokunmadım.
Şu şekilde bir yöntem izledim;
Önce hadisleri klasik kaynaklarda tarama
"Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
-öyle gibi de görünüyor-
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani..."(s. 248)
Vasiyet etti Nâzım usta. Tek isteği vatan topraklarında ölmekti. Ama gel gör ki, vatan toprağında bile yatmasını çok gördüler. Çok sevdiği
Bazı yazarlar vardır, 'yazmak' eylemi onların hayatıdır. Gerçek bir kitap yazmak için ciddi fedakarlıklar yaparlar. Ünlü yazarların popüler kitaplarını okumamış olsanız da mutlaka duymuşsunuzdur. Ama bazı kitaplar vardır ki, asla hak ettikleri yerde değillerdir. Mesela Dostoyevski deyince herkesin aklına elbette Suç ve Ceza gelir, ama Yeraltından
Yavuz Sultan Selim Han. Namı diğer Selîmî, diğer tarafta Safevi Devleti kurucusu, İran tarihinin en önemli hükümdarlarından
Şah İsmail Hata'i Birinin yanında Hüseyin diğerinin Hasan.
Kimin hikayesi bu?
Yavuz'un mu İsmail'in mi?
Hüseyin'in mi Hasan'ın mı?
Taçlı Hatun'un mu Kamber Can'ın mı?
Başkahraman
Bir şarkın olsun. Senin olsun. Hayatına her giren insana “bu benim şarkım bak” diye dinlet. Bir gün o kişinin hayatından çıktığında bir radyoda denk gelirse, seni hatırlasın.
Tek bir parfümün olsun. Özdeşleşmek iyidir. Dünya bu illa ki bir tek sen kullanmayacaksın. Öyle bir sana ait olsun ki, bir yabancıda bile duysa “acaba burada mı” diye kokuyu
36.
Mutluluklar gibi acı da paylaşılmalı,
Yüreğe dokunmalı, gözden yaş olup akmalı,
Rüzgârda savrulmalı bir ona kapılmalı.
Kapılmak dediğim, ona sarılmalı değil.
Sadece bakışmalı, ruhuna delice dokunmalı, aslında yormamalı.
Bazı sevmeler uzaktan olmalı.
Samimiyetin olduğu yerde, mesafeler olmaz zaten.
Uzakların yakın sayıldığı bir mekân olmalı.
İnsanlar kalp sansın, ama o bir bedenin mabedi sayılmalı.
Uzağın da yakın olduğunu bilsinler.
Lâkin yakınların uzakları daha zordur.
Benimle konuştu Rabbim!
"Elestü bi-Rabbiküm?" dedi,
Sonra bir kalp koydu göğüs kafesime,
"Vur!" dedi.
Her düştüğümde kaldırdı "Üzülme olur!" dedi.
Hayatın koşturmacasına kapıldım,
Ayağıma taş değdirdi,
"Yavaşla, dur!" dedi.
Ne zaman ki bir haksızlık görsem,
"Adaletim var, yerini bulur!" dedi.
Eğer davanda haklıysan,
"Korkma ve dik dur!" dedi.
"Ve bana yakın olmayı dilersen, ancak namazla olur..." dedi.
"Kapım her daim açılır, yeterki alnını secdeye vur!" dedi.
Bunca nankörlüğüme rağmen, ne zaman ihtiyacım olsa,
"Rabbim" dedim,
"Kulum" dedi... ✨
***