Bitkilerin kendilerini inşa edecek enerjiyi elde ettikleri sürece foto sentez denir (ister küçük farekulakları ister devasa Kaliforniya çamları olsunlar). Tekrar Watchtowerdan alıntılarsak: “Bir biyolog şöyle demiştir: ‘fotosentez sırasında, yaklaşık olarak yetmiş farklı kimyasal tepkime olur. Bu olay gerçekten mucizevidir.’ Yeşil bitkiler doğanın ‘fabrikaları’ olarak adlandırılırlar; güzel, sessiz, çevreyi kirletmeyen, oksijen üreten, suyu geri dönüştüren ve dünyayı besleyen. Bunların hepsi sadece şans eseri oluşmuş olabilir mi? Bu gerçekten de inandırıcı mı?” Hayır, inandırıcı değildir; fakat örnek üzerine örnek vermek bizi bir yere götürmez. Yaradılışçı “mantığı” hep aynıdır. Bazı doğal fenomenler şans eseri var olabilmek için istatistiksel olarak çok olasılıksız, çok karmaşık, çok güzel ve çok huşu uyandırıcıdır. Tasarım, bu yazarların şans karşısında hayal edebildikleri tek alternatiftir. Bu yüzden bir tasarımcı bu işi gerçekleştirmiş olmalıdır. Ve bilimin bu defolu mantığa verdiği cevap da hep aynıdır. Tasarım şansın tek alternatifi değildir. Doğal seçilim daha iyi bir alternatiftir. Aslında tasarım hiçbir biçimde gerçek bir alternatif değildir çünkü çözdüğünden bile büyük bir sorun doğurur: yani tasarımcıyı kim tasarladı sorununu.