Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Düşünce Okumaları Üzerine 2.Etkinlik...
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce İslam Düşünce Okumaları üzerine 1.Etkinliğimizi düzenledik. Yapılan istişareler sonunda bu bağlamda 2.etkinliğimizi de düzenlemeye kara verdik:)) Amacımız; 1-Bir düşünürün kitabı belirlenip belli bir zaman diliminde okunması, 2-Veya kimde hangi düşünürlerin kitapları varsa onların
Aşk nedir?
Aşk kelimesi, dilbilimsel olarak sarmaşık kökünden geliyor. Hakkında pek çok kitapta ve değişik ekollerde türlü görüşler var. Ben de bildiğimce bu konuyu irdeleyim genşler faydalansın dedim :)) Öncelikle aşk ile alakalı bilinen ilk yazımlardan olan
Güvercin Gerdanlığı
Güvercin Gerdanlığı
'dan başlamak istiyorum. Yazar İbn Hazm'a göre aşk ilahi bir şeydir. Endülüsün
Reklam
"EBUBEKİR SİFİL'DEN MUAZZAM BİR TEBLİĞ!.."
MODERN İSLAM DÜŞÜNCESİNİN FİKRÎ VE TOPLUMSAL TAHRİBATI "Dinin sekülerleştirilmesi" veya "dinî bir çözülme" olarak nitelendirilmesinin pek de yanlış olmayacağını düşündüğümüz Modern İslam Düşüncesi kendisini orijinal bir yaklaşım olarak takdim etse de, varlık sebebi ve en temel karakteri olan tepkisellik, onu sanıldığından daha
Tasavvuf bazı kavramları kendi kimliğinden alıp kâlbin lisanıyla söyler, duymak, koklamak, işitmek gibi... Duyabilmenin tek yolu, kalple dinlemektir.
Şathiye nedir? Ömer Hayyam Şathiye duayenidir.
“Şath” kelimesi Arapça’da alaylı söz anlamına gelir. Tasavvufta ise sûfînin cezbe/coşku hâlindeyken (kendisinden geçtiği) bir sırada söylediği şeriata aykırı söz ve hareket anlamına gelir. Din ve tasavvuf gibi ciddi konulardan teklifsizce, alaycı bir dille ve iğneleyici bir üslupla söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Genelde hece ölçüsü kullanılarak yazılmıştır. Kafiye şeması bakımından koşma ile aynıdır. Şathiyeler, bazı mutasavvıfların vecd (manevi sarhoşluk) halindeyken kendi iradeleri dışında söyledikleri sözlerdir. İrade dışı söylendiği için, bu hali tatmayan insanlar tarafından anlaşılmaması bir yana, bu sözlerin saçmalık olduğu biçiminde yorumlanma ihtimali bile vardır. Bu yüzden şathiye söyleyen bazı şairler, yaşadıkları toplum tarafından zaman zaman dışlanmışlardır. Hallac-ı Mansur ve Seyyit Nesimi’nin başına gelen üzücü olaylar bu yüzden olmuştur. Şathiyeler ilk bakışta İslami inanç açısından sakat, komik ve alaycı gibi görünür ama asıl özelliği şiirin arkasındaki düşüncedir. Bu şiirlerin düz anlamlarına değil de sembollerin ardındaki ifadelere bakıp yorumlandığında çok derin anlamlara sahip olduğu görülür. Dolayısıyla yorumlamak ve hatta anlamak için belli bir tasavvuf bilgisi gerektiren şiirlerdir. Bu tür şiirlerde aslında toplumun ve insanların eleştirisi yapılmakta ve tasavvuf kavramları anlatılmaktadır. Daha çok Bektaşi şairler tarafından söylenen şathiyelerde mecaz ve simgelerle dolu, anlaşılması zor, kapalı bir üslup vardır. Bu türün en başarılı temsilcisi Kaygusuz Abdal’dır.
CEMAATLERİN ‘SOSYETELEŞME’ TEMAYÜLLERİ
Dünyevileşmenin getirdiği bir hastalık olarak Son zamanlarda, kitapçıların vitrinlerinde, cemaatler hakkında yazılmış birçok kitap görüyoruz. Farklı görüşlerden birçok yazar, cemaatlerin siyasete ve sosyal hayata tesirlerini inceliyor. Hepsi meseleye farklı bir nokta ı nazardan bakıyor. Birçoğu, cemaatlerden son derece kötü bir dille
Reklam
"FELSEFE ve MANTIK..."
İlahiyatçı için bundan daha dikkat çekici olanı şudur ki, dinî ilimlerin de konusu (mevzu), temel kavramları (mebadi) ve başlıca problemleriyle (mesail) temel bir ilmî metodolojiye kavuşturulma süreci, bu ilimlerin felsefe ve mantık disiplinlerinden alabildiğine istifade edilmesi sayesinde mümkün olmuştur. Kelâm ilmi başından beri felsefî bilgiyle imtizaç ederek kendi gelişimini ortaya koydu. Doktriner tasavvuf metafiziği felsefî birikime kesinlikle kayıtsız kalamadı. Fıkıh Usûlü dahi metodolojik gelişiminde mantık terimlerine başvurmak durumundaydı..." (Kaynak: ilhankutluer.net/?p=357)
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.