Rivayete göre Hazreti Ömer radıyallahu anh şöyle demiştir:"Sevdiğim veya sevmediğim hangi halde olursam olayım, beni hiç enterese etmez. Çünkü ben, hayrın hangisinde olduğunu bilmiyorum." Bunu da Allah'ın tedbirine rızasından ve takdirine inanmasından böyle demiştir. Allah Teala şöyle buyuruyor:"Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Hoşunuza gitmeyen bir şey sizin için hayırlı olabilir. Sevdiğiniz bir şey de sizin için şerli olabilir. Allah bilir siz bilemezsiniz." (Bakara suresi, 2/216)
Sayfa 160 - Bahar yayınlarıKitabı okudu
Hadis-i Şerifte şöyle denmiştir:"Mü'min kıyamet gününde amel defterinde yapmadığı iyilikler görür, nereden olduğunu bilemez. Kendisine" bunu biliyor musun? "denir. O da" neden benim olduğunu bilmiyorum "der. Kendisine," bu dünyada isteyip de eline geçmeyenlerin karşılığıdır. " Denir.
Sayfa 155 - Bahar yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tasavvuf Hz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti ve yolu üzerine yürümekten ibarettir. Kısaca tasavvuf nefsi Arzu ve hastalıklarından temizlenmek istikamet üzere olmak niyeti Halis tutmak edebe riayet etmek ve her an Allahu Teala ile beraber olmaktır tasavvufun başı şer-i Şerife uymak sonu ise masiva'dan yüz çevirip Allahu teala'dan gayrısına gerek duymamaktır....
Dünya ile ahiret iki kumadır;birini razı edersen öbürü küser. Hz Peygamber (s.a.v.)
Sayfa 104Kitabı okudu
"Bir kul kıyamet gününde amel defterinde tanımadığı sevaplar görür. Ona, bu dünyada isteyip de orada verilmesi mukadder olmayan duaların karşılığıdır, denir.(Teberani,dua, hadis no: 35
Her şeyin sevabı ölçülüdür; ancak sabır bundan müstesnadır;cünkü onun sevabı ölçüsüzdür. Nitekim Cenab-ı Allah: "Sabredenlere ecirleri hesapsız verilir." buyurmuştur (Zümer suresi 39/10)
Reklam
Eğer o şey senin kısmetin değilse ,nefsin istese de istemese de onu gönlünden söker atar
Hazret namı ile meşhur Şeyh Muhammed Diyâüddin (k.s.) şöyle buyurmuştur: "Tasavvuf, Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.v ) sünneti ve yolu üzere yürümekten ibarettir. " Kısaca tasavvuf; nefsi arzu ve hastalıklardan temizlemek, istikamet üzeri olmak, niyeti halis tutmak, edebe riayet etmek ve her an Allah Teâla ile beraber olmaktır. Tasavvufun başı şer'-i şerife uymak, sonu ise mâsivadan yüz çevirip Allah Teâla'dan gayrısına gerek duymamaktır.
HEP MERDİVENİN İLK BASAMAĞINDA BEKLETİLMİŞ ADAM VECİHİ TİMUROĞLU (...) Ona milletvekilliği vaadedilmiş, ama merdivenin ilk basamağında bekletilmiştir. Cevdet Kerim İncedayı, onun CHP İçindeki yandaşıdır. Ona yardımlar sağlar, Recep Peker'le tanıştırır. Recep Peker, ona güdümlü yazılar yazmasını âdeta telkin eder. Anlattığına göre, ödün
Şeyh radıyallahu Teâlâ Hazretleri buyurdu ki: Rüyamda bir ihtiyar bana: Kulu Allah'ına en çok yaklaştıran şey nedir?, dedi. Ben de bunun başı var, sonu var, dedim. Başı vera, sonu da rıza, teslimiyet ve tevekküldür.
Reklam
"İçinde şu ölmez çağrının yankıları çınlamayan bir insan var mıdır?"
Tasavvuf
Tasavvuf, yükseklerden hayat meydanına inmiş, davranışları zenginleştirmeye, ahlakı güzelleştirmeye çalışmıştır. İnsan tasavvufu kalbi ile iyi anlarsa onda mestlikler ve zevkler başlar; bardağını Arş Kevserinden, Cennet ırmaklarından doldurur.
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.