..Bundan dolayı tasavvufun bir gâyesi de, insanı “elest bezmi”nde Rabbiyle beraber olduğu vuslat iklîmine dönme husu­sundaki arzu, arayış, temâyül ve istîdâdını zikirle tekâmül ettire­rek şuuraltından şuurüstüne yükseltmektir.
“Tasavvuf’un gâyesi, kalbin Cenâb-ı Hak ile huzur bulmasıdır, Rabbe vuslattır. Bu kavuşma ise seyr u sülûk yoluyla olacaktır. Yâkub Çerhî Hazretleri
Reklam
Bir şeye bilgi demek için konusu, gayesi, metodu olması gerekir. Sûfîler, tasavvufun çeşitli tariflerinden de anlaşılacağı gibi bunu, hale, ahlâka ait bir meslek olarak gösteriyorlar. Tasavvufa hal bilgisi, öbür bilgilere kaal bilgisi, yani söz bilgisi diyorlar. Hattâ içlerinde okumayı, bilmeyi, insana varlık, benlik verdiği için kötü görenleri bile var. Meselâ Abd'ül-Kaadir Giylânî’ye (561 H. 1166), yahut Muhyi’d-dîn ibni Arabîye (638 H. 1240) atfedilen «Risâle-i Gavsiyye»de, «Bilgi sâhibinin, bilgisiyle bana yolu yoktur; ancak bilgisini bıraktıktan sonra yol bulabilir» sözünü okuyoruz (Seyyid Muhtar'ın şerhi; İlhâm ât-ı Kaadiriyye; Prof. Haşan Reşat basımı; Bom bay 1356 H. 1938, s. 65). Bu bakımdan, tasavvufa ilim desek bile, onlar gibi ancak hâl ilmi diyebiliriz.
223 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Sefaletimiz Korkunç.. Madde, kazanını patlatıp fışkıran kızgın ateşten bir mayi halinde alemde zaferini ilan etmekte; Fabrika bacasının sanki delmek ve yıkmak istediği göklerden rahmet bekleyen kalpler perişan, feryat etmekte; Hiçbir zaman doymayacak midelerden fışkıran ihtiraslar sefalete sefalet katmakta, yeni yeni
İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf
İslam ve İnsan - Mevlana ve TasavvufNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2017529 okunma
192 syf.
10/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç bu kitabında başta Müslümanlar olmak üzere düşünen ve gerçeği arayan tüm insanlara dört boyutlu bir yapıya sahip olan dinin/İslam’ın aslî ve nihaî amacını hatırlatıyor. Kaybolmaya yüz tutmuş bulunan Geleneğe sarılmanın ne kadar elzem olduğu konusunda son derece hayati bir ikazda bulunuyor ve şöyle sesleniyor: “Din çok boyutlu bir yapıdır. Dinin Hakikat boyutu onun esas ve kurucu yönüdür. Ancak toplumların geneline bakıldığında dinin bu metafizik yönünün ihmal edildiğini görüyoruz. (…) Dinimiz son yıllarda yaygın bir şekilde sosyo-politik bir olguya, bir protest slogana, siyasal ütopyalara, devlet yönetimi şeklinde telakki edilerek ideolojik bir fikre indirgenmiştir. (…) Dinin ve onun metafizik boyutu olan tasavvufun aslî ve nihai gayesi onu kendi hakikatine yani Allah’a ulaştırmaktır. Bir başka deyişle onu gerçek insan haline getirmektir. Din ve tasavvuf denilen şeyin ana gayesi Allah ile insan arasında daima mevcut bulunan irtibatı tesis etmektir. (…) Bunun da bir yolu, yöntemi vardır. Rabb ile kulu arasındaki irtibatı gösteren ve talim eden yolun adı tasavvuftur.”
Geleneğin Peşinde
Geleneğin PeşindeMahmud Erol Kılıç · Sufi kitap · 20244 okunma
"Tarikat ve tasavvufun gayesi; marifet (Allah'ı bilmek) ve iman hakikatlerinin inkişaf etmesi (açılması, kuvvetlenmesi) ile Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) miracının gölgesinde kalp ayağıyla yapılan ruhani bir yolculuk neticesinde insanın kemale (manevi olgunluğa) ulaşmasıdır...
Sayfa 232Kitabı okudu
Reklam
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.