Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İki Çeşit Müslüman
Yarı Müslümanlar: Bazı insanlar Allah'a ve elçisine inançları olduğunu ve İslam'ı din olarak seçtiklerini söylerler ama İslamı hayatlarının belirli bir bölümüyle sınırlarlar. Ve bu sınırlar çerçevesinde İslam'a büyuk bir bağlılık gösterir, toplu namaz törenleri düzenleyip tesbih çekerler, yiyecek ve giyeceklerine, diğer toplumsal
Şansımı daha fazla zorlamadım ve oradan ayrıldım. Yürüyordum. Allak bullak olmuş bir kafayı bedenimde taşımanın zorluğuyla yürüyordum. Çatlak duvarlarından içeriye doğru kan sızan bir kalbi taşımanın acısıyla yürüyordum. İki kelimelik deprem, vücudumun tüm faylarını tetikleyip harekete geçirmişti ve kocaman bir bulutun içindeymişçesine hiçbir yeri göremeden yürüyordum. Her şeyini kaybetmiş bir adam, buna rağmen insanın en güçlü güdülerinden olan biriktirmek düşüncesine karşı çıkıyor. Oysa kentliler çoğu zaman sonuçsuz da kalsa biriktirebilmek için yaşarlar. Sahip olma arzusunu yoğunlukla taşıdıkları bir şeyler vardır mutlaka ve ona ulaşmak için biriktirmek tek yoldur. Biriktirdikleriyle prestij kazanabilmek olgusu bu zamana özgü bir şey olsa gerek. Para biriktirenler, resim biriktirenler, pul biriktirenler, şişe biriktirenler, ayakkabı biriktirenler, saat biriktirenler, sevgili biriktirenler ve daha bir sürü şey. Biriktirmek, yığmak, saklamak nasıl bir duygunun, düşüncenin etkisiyle gelişir bilmiyorum ama içimden bir ses, çok masum gibi duran biriktirmelerin bile hastalıklı bir yön taşıdığını söylüyor
Reklam
-Oğullarımın nasıl bir kan taşıdığını bilmek isterim. Büyüdüklerinde onlarda bir şeyler aramayacak mıyım? -Evet arayacaksın, ben de seni şimdiden uyarıyorum. Onlarda kötülüğü geliştirecek kanları değil. Senin şüphendir. Sen onların ne olmasını beklersen o olacaklar. -Ama taşıdıkları kan? -Ben kana pek inanmam, dedi Sam. Bence bi adam çocuklarında iyilik veya kötülük görüyorsa onlar rahimde çıktıktan sonra kendisi onlara ne aşılamışsa onu görüyordur. -Domuzdan yarış atı olmaz -Olmaz dedi Samuel. Ama çok hızlı bir domuz olabilir.
Koyunun eti bölünmeden önce evin reisi beğendiği parçayı alır. O, birine özel bir parça verdiği zaman, o kişi bunu hiç kimseye vermeden tek başına bitirmelidir. Şayet yiyip bitiremezse, o zaman bu et parçasını yanında hizmetçisi varsa saklaması için ona verir. Ya da bu parçayı captorgayında muhafaza eder. Captorgay böyle şeyler için beraberlerinde taşıdıkları dört köşe bir çantadır. Kemikleri de bunları kemirmeye vakitleri olmadığı zaman söz konusu çantaların içine atarlar. Kemikleri sonradan kemirirler, çünkü onlarda hiçbir yiyecek maddesi israf edilmemelidir..
Sayfa 48 - Kronik KitapKitabı okudu
Başkalarının Düşünceleri: Başkasının bir karakter hak- kında söyledikleri veya düşündükleri, o karaktere boyut Ne derinlik katmaya yardım eder. Örneğin, savaştan önde Septimus'un patronu onu sadece yetenekli biri olduğunu düşünmekle kalmaz, ayrıca onun şirkette yüksek bir pozisyona ulaşmasını ümit eder. William Bankes, Bay Ramsay'in anne
Moral çöküntüsüne neden olan şeyler, çoğu kez kişinin çok derinliklerinde bir yerlerdedir ve çok karmaşıktırlar, kişilerin yetişkinliklerine taşıdıkları çocukluk acıları ve bunların bıraktığı yara izleri kadar karmaşıktırlar.
Reklam
349 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Derler ki, üç şey asla gizli kalamazmış; duman, yalan ve aşk..." "Kiraze"adlı kitabıyla tanıyarak "Ceviz Ağacı" kitabını okuyunca hayran kaldığım #solmazkamuran 'dan okuduğum son #kitap oldu #minta. Yerlilerin dilinde 'yüzen kaplumbağa' anlamına gelerek kitaba adını veren canlılar, yaşamın ve ölümün iziydi sahilde, tıpkı Nada ve Naja gibi . Ait oldukları topraklardan sökülüp alınarak köle olarak satılan bu iki kardeşin yaşam hikâyesini okuyoruz kitap boyunca. Yaşam mücadelesi desek daha doğru olur aslında. Ülkeler ve kıtalar arası değişen yaşam koşulları ve nesiller boyunca izlerini taşıdıkları, farkında olmadan çekildikleri toprakları... İçim sızladı her bir nesilde cereyan eden tamamlanmamış ve yarım kalmışlık duygusuna. Kimi zorunlu ayrılığı yaşadı kimi yanındayken sarılıp dokunamadı. Ama herkes hasreti kendi içinde yaşadı. Tek ölüm eşitledi belki de o sonsuz hırsı. Herkes yaralı herkes eksik ... Kitabın arka sayfasında soy ağacı var onu bilerek dikkatli okunursa kişiler birbirine karışmıyor. Ben onu görmeden kendim çizdim okudukça :) #tavsiyeederim #okuyunokutun Ve son olarak lanet olsun insanları din, dil ve ırk yüzünden ayıran tüm zihniyetlere! Lanet olsun yeryüzünün ana dili sevgiyken onu ten rengine değişenlere! demek istiyorum. Öyle buruk okudum ki kitabı öyle gönlüm ezik öyle zihnim kızgın . Gün ağaçlarının arasındaki mezar taşlarına takılı kaldım. Nada, Amira, Müştak, Nijad, Nay, Rose unutmak mümkün değil... . "Daha önemli şeyler vardı, insanın kafasının karşısındakiyle uyuşması..."
Minta
MintaSolmaz Kamuran · İnklap Kitabevi · 01 okunma
yüzünün görüntüsü, cepheye giden askerlerin ceplerinde taşıdığı, bir sevgilinin küçük bir vesikalık resmi gibi, yalnızca yaşamda güzel şeyler olduğunu ve onları mutluluğun beklediğini hatırlamak için değil, bir ceset torbasında geri dönerlerse o yüzün onları asla bağışlamayacağını hatırlamak için de taşıdıkları o resimler gibi bir şey haline geldi.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bir kültürün içinde yaşamak başka, onun üzerinde düsünm başka bir şeydir. "Milli şuur", adı üstünde bir "şuur" yani "farkına varış", yeni deyimle "bilinç" demektir. Türkler, kendilerine has kültür değerlerini bilmedikleri, onlar üzerinde kafa yormadıkları, onların milli varlık bakımından taşıdıkları değeri ölçmedikleri için, pek çok şey kaybetmişlerdir. Bir millet, kendisini hiçe sayarak yabancıların manevi kölesi olursa, er geç maddi kölesi de olur. Hikmetin esası, ferdin ve milletin kendi kendisini bilmesi "Milli şuur" kendi milletinin varlığını tanımak ve bilmek demektir Fakat bu yeterli değildir. Biz bugün değişen dünya ortasinda kanunda denildiği gibi, “kendimize has özellikleri kaybetmeden çağa uygun, yeni, ileri, güzel bir kültür ve medeniyet vücuda getirmek zorundayız. Milliyetçilik asla bir “narsisizm", ayna karşisina geçerek kendisine hayran olmak değildir. O, bir "benlik şuuru", "kendi güvenme duygusu", “yeni şeyler yaratma iştiyakı ve iradesi"dir. Bu şuur, duygu, iştiyak ve iradeyi bize, milletimizin tarih boyunca yarattığı eserler verir. Süleymaniye'yi yaratan bir milletin çocukları, bugün Türk şehirlerini çirkinleştiren beton yiğinlarina tahammül etme aynı teknik ve malzeme ile çağın en güzel mimari eserlerini vücuda getirebilmelidir. Bu, sadece başkalarinı taklit etmekle değil, kendi kendisini bilmekle olur.
162 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
#kitapyorumu Çok tatlı çok güzel ve bir o kadar da hüzünlü bir eserle geldim karşınıza. Hüzünlü çünkü Hotusların biz insanlar gibi bir süre sonra yaşadıkları eşitliği bozacaklarını düşünmemiştim. Evet ne yazdığımı sanırım anlamadınız gelin ayrıntılı anlatayım. İlk sayfalardan beni içine çeken çok az kitap vardır ve bu kitap beni inanılmaz derecede içine çekti. Dilinin sadeliği ve akıcılığı üzerine çok güzel bir fantastik kurguyu o kadar güzel ele almış ki yazar okurken içiniz bir yandan yumuş yumuş oluyor bir yandan bir sonraki sayfada ne olacak diye meraktan duramıyorsunuz. Mutlaka okuyun derim bu eseri asla pişman olmayacaksınız. Kitapta; Yafes ve Hebun birbirleriyle çok iyi anlaşan bir araya geldiklerinde birçok konuyla ilgili konuşan iki iyi dosttur. Yafes amansız bir hastalığa yakalanır ve ameliyattan önce dostu Hebun’a mesaj atmış ve böylece büyük sırra ortak olmuştur Hebun ve Hotuslar ile tanışır. Peki kimdir bu hotuslar ve Hebun ile aralarında nasıl bir ilişki vardır gelin görelim. Hotusları çok seveceğinize ve bazende onlara kızacağınız eminim yaptıkları bazı şeyler sizi kızdırmadan edemeyecek ama onların dünyalarına konuk olmayı çok sevdim Hemen kitabı elinize alın okuyun ve taşıdıkları müthiş sırrı sizde öğrenin bu sırra ortak olun ne dersiniz
Öbeka Ülkesi
Öbeka ÜlkesiToprak Özgür · Bir Kitap · 202426 okunma
Reklam
Şuana kadar öğrendiklerimiz neye yaramıştır
"Kafalarında taşıdıkları 'bilgiler' onların dünyada nasıl yaşamaları gerektiğini öğretmiyor. Öğrenme süreçleri hayatın bir parçasına odaklanmıştır ve kültür, insanların nelerden haberdar olup neler yapacak olursa yeryüzündeki faaliyetlerini hayatın akışıyla kaynaştırabileceklerini onlara bildirmekten uzak. Şimdiki şartlar altında insanların kavrayış elde etmeleri zordur. Çarpıklıkları düzeltmek için dıştan gördükleri bariz doğrularda ısrar ediyorlar. Onlara gerekli olanın bireyin kişisel tarihi dedikleri şey hakkında sahip oldukları ayrıntılardır sanıyorlar. İnsanın yıkılışını gördükleri zaman, ruh yapısı kültür baskısına karşı koyamadı, gibi şeyler söylüyorlar."
469 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.