“Hikâye,” dedim, “gel seninle anlaşalım. Sen yarım kal, adını da Yarım Kalan Hikâye koyalım.” “Sen zaten neyi tamam ettin ki?” dedi bana. “Aslında, tam diye bir şey yoktur,” dedim, “her tam, bir üst yarımın alt basamağıdır. Yani yarım da bir bütündür.” “Boşver de,” dedi, “hiç değilse taslak, maslak bir final yaz.” “Peki,” dedim, “nasıl bir finale gidelim?” Durdu. Bekâra karı boşamak kolaydı. Bozmadım, sabırla bekledim. “Mesela...” dedi, “başka bir kadına âşık olsun, ona kapılsın gitsin.” “Ne bu?” dedim, “Boğaz motoru mu, bir o kıyıya bir öbür kıyıya, kır dümeni dolaş dur. Geç bunları.” “Peki...” dedi, “bu hikâye adama yetmesin, başka şehre ya da memlekete gitsin.” Fikir fena değildi. Boka sarmış bir hikâyeyi, daha derin bir boka sarmak, belki bir çıkış yolu olabilirdi.
Zavallı bir günahkârın yaşamından başka bir şey ol­mayan yaşamımın sonuna varmış, saçlarım ağarmış, tıp­ kı dünyanın yaşlandığı gibi yaşlanarak, sessiz ve ıssız kut­sallığının dipsiz kuyusunda yitip gitmeyi bekleyerek me­leklere yaraşır zekâların suskun ışışını bölüşerek, ağır, hasta gövdemle, sevgili Melk Manastırı'nın bu hücresine kapanıp kalmış, gençliğimde gözlemlediğim olağanüstü ve korkunç olaylara tanıklığımı, gördüklerimi ve işittik­ lerimi -bir taslak aramaya kalkışmaksızm, benden sonra geleceklere (eğer Deccal onlardan önce gelmemişse) im­lerin imlerini bırakmak istercesine- yineleyerek bu par­şömen üstünde bırakmaya hazırlanıyorum; onları çöz­mek için yakarabilsinler diye.
Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
184 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Clarissa•Stefan Zweig #okudumbitti Her ay bir klasik okuma hedefimde Şubat ayı için Clarissa yer alıyordu. Stefan Zweig’in eserlerini okurken çok heyecanlanırım ve beklentim her zaman çok yüksek olur. Aynı hissi bu kitabı okurken de tattım. Kitabın ilk sayfalarında olaya hakim olmakta biraz zorlandım. Ama sonrasında taşlar yerine oturmaya
Clarissa
ClarissaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201713,9bin okunma
Bir sürü bilinçdışı öğenin saldırısına uğrayan, bir o kadar başka öğenin yok saydığı ahlak bilinci, var olan bir niteliktir, her zaman da varolagelmiştir, Dördüncü Zaman filozoflarının, ruh denen şeyin henüz basit, belirsiz bir taslak olduğu sıralarda icat ettiği bir şey değildir.
Can yayınları/ epubKitabı okudu
Zihin düşmanı bir insana karşı koymak mümkün değildir, o gelir ve kafanın patlayıp aylarca zihni akıl almaz biçimde zorlamasını, evet zihni aşırı zorlamanın sonucu düşünülenleri mahveder, ne olursa ol­sun, en ufak bir konuda en ufak bir taslak bile olsa.
Hata yapmaktan çekinme. Yanlış cümleler kur, alakasız şeyleri araya sok, korkma! Çalışman bir taslak halindeyken, hatta bittiği zaman bile senin elinden mükemmel olarak çıkmak zorunda değil. Bunu anlamak çok ama çok rahatlatıcıymış.
Sayfa 169Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.