Eve girdim.Kapıyı kapadım.Sanki bir zindanda kaldım.Dama koştum, sizin dama baktım.Bomboştu, yanmıştan yıkılmıştan fena idi.Hıçkıra hıçkıra ağladım.Ateşten bir teselliye benzeyen şu sözler dudaklarımda tekrarlanıp duruyordu:
Bir kuş konmuş kanatlının başına
Merhamet et gözlerimin yaşına
Vâdem yeter sana hasret ölürsem
Dertli yazın mezarımın taşına.