Gitmeseydi Çok güzel bir hayatımız olabilirdi. Çok paramız olmazdı belki, ama çok neşeli olabilirdik çoğu zaman. Oturup her akşam pek kimsenin bilmediği güzel filmler izlerdik, tatil günlerinde gidip rakı içerken dinleyeceğimiz plaklar seçerdik eski eşyalar satan dükkânlardan, kışları dışarıda kar yağarken ışıkları söndürüp evimizin perdelerini açardık sonuna kadar, Türk kahvesi yapardım ikimiz için. Hiç konuşmadan kahvelerimizi yudumlar, radyo tiyatrosu dinlerdik kar yağışını izlerken. Tiyatro ve kahveler bittiğinde filmlerden konuşurduk, kitaplardan, sanattan, memleket meselelerinden, İkinci Yeni şairlerinden falan. Sonra ben birkaç dize okurdum ona Cemal Süreya'dan. O da çok sever çünkü Cemalettin Seber'i. Sevdiğimiz şeylerden bahsederdik işte hep. Ben en çok onu anlatırdım, ondan bahsederdim yüzüne karşı. Sonra usulca çekilip köşeme ben öldükten sonra saklaması için bırakacağım mektuplardan bir tane daha yazardım. Dedikodusunu bile yapardık 17 numarada oturan komşumuzun. Uyuma vakti geldiğinde ise ben saçlarına bir öpücük kondurup öyle dalardım cennet gibi düşlere. Zaten ona sarıldığım bir gecenin içinde cehennemin işi ne ki? Ama gitti işte... Anonim
267 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Sanırım öncelikle kitaba başladığımda yaşadığım şaşkınlığı dile getirmeliyim.Kitabın konusunu duyduğumda yeni nesil yazarların klişeliğine maruz kalmayacağımı biliyordum; fakat yine de yazarının çok genç olması, bir de tabi ilk kitabı olması sebebiyle bir endişe duymuyor da değildim. Bu yüzden biraz tereddüt ve çokça da merakla başladım kitaba.
Ters Düz
Ters DüzMert Ofluoğlu · Altın Bilek Yayınları · 201516 okunma
Reklam
İşte o sırada bir tilki çıkıverdi ortaya. “Günaydın” dedi tilki. “Günaydın” dedi küçük prens kibarca. Ama etrafına baktığında kimseyi göremedi. “Buradayım! Elma ağacının altında.” “Sen kimsin? Çok güzel görünüyorsun.” “Ben bir tilkiyim.” “Gel, birlikte oynayalım. Öyle mutsuzum ki” dedi küçük prens. “Seninle oynayamam” dedi tilki, “ ben
AŞK KAPANMAYAN YARADIR 47 yaşındaki recep bir tatil günü evde yalnız otururken kapı çalar. Gelen 19 yaşında bir kızdır ve kendisini arıyordur. Amasya’dan gelmiştir. Şükran diye bir kadının kızıdır. Ve üvey babasının şerrinden korumak için annesi tarafından gönderilmiştir. Gerçek babasının ise recep olduğunu söyler. Recep şoktan çıkamadan
Ben Ramazan’ı yalnız yarı bir tatil ayı olduğu için değil, ben Ramazan’ı yalnız buram buram simit ve pide kokan akşamları için değil; ben Ramazan’ı yalnız iftar sofraları, sahur, hoşafları, davulu, topu, Karagöz oyunları ve sabaha kadar ışıl ışıl ışıldayan minareleri için değil, bana büyükler arasına karışmak fırsatını veren vaazları ve teravih namazları içinde severim. Bunu haketmek gayretiyle çok defa büyüklerle oruç tuttuğum, bazen de birtakım şer-i hilelere başvurup oruçlu göründüğüm olurdu. Sahur yemeklerini hiç sektirmezdim… Sabahın epeyce ileri bir saatinde uyandığım vakit evi tam bir sessizlik için de bulurdum. Zira, kız kardeşimle benden başka bütün ev halkı yataklarına sabah namazından sonra girmiştir. Annemden aşçıya, hizmetçiye kadar herkes uyuyordur. Benim için Ramazan günlerinin yalnız bu vakti tatsızdır.
448 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yavaş yavaş keyfini çıkarta çıkarta okuduğum bir kitap oldu. Jodi Picoult'un o olayları işleyişini hele ki filler hakkındaki bilgilerin büyüsünün etkisi altında kalmak için kendime izin verdim. Jenna'nın kayıp annesini aramasını okuyoruz Ayrılık Vakti'nde, azmine hayran kaldığım Jenna ile annesi Alice'in dişi filler ile yavruları arasındaki etkileşimi, Alice'in fillerin dünyasına bakış açısındaki o hassasiyet çok etkileyiciydi. Kitabı genel olarak sevdim 400 sayfa biraz uzun tutulsa sa sıkılmadan okuyabileceğiniz güzel bir tatil kitabı.
Ayrılık Vakti
Ayrılık VaktiJodi Picoult · April Yayıncılık · 2017433 okunma
Reklam
242 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.