Henüz insanları yanlışlarıyla kabul edecek bir toplum ahlakına ne yazık ki yükselinmediği için, bugün hâlâ eşler için ihanet bir suç sayılmaktadır.
Sayfa 172Kitabı okudu
Güzel ve cömert kadınlar aya, güneşe benzerler; onlar da ay ve güneş gibi cem-i cümlenin nurudur.
Reklam
O kanunlar fakir fukara için yapılırmış. Kanunlar, kanunları yapanlara işlemezmiş.
Sayfa 176Kitabı okudu
Görmek istemeyenden daha kör, duymak istemeyenden daha sağır, öğrenmek istemeyenden daha mankafa olamaz!
Sayfa 125Kitabı okudu
333 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Tatlı Betüş
Roman, toplumun jet sosyete olarak bilinen kesimine bir eleştiri olarak önümüze çıkmıştır. Yazım dili güzeldir ve mizahi anlatımıyla dikkat çekicidir. Tatlı Betüş saf, masum, dürüst birisi olarak tasvir edilir. Gelişen olaylar ve karşılaştığı karakterler, paranın etkisi altında kalan birisi olarak görünmesini sağlayan maceralar zinciridir ama gerçek böyle değildir. Her macerada karakterinin bir kısmı bize görünür hale gelir. Paranın aslında onun için hiç de önemli olmadığını anlamamızı sağlar. Yaşadığı komik durumlara ek olarak toplumda kabul görmeyen davranışlar da vardır. Bunların hepsini bizzat yaşayarak tecrübe eder. Namus, para, makam, şöhret gibi toplumda ayyuka çıkarılan unsurlar hayatına girer ve çıkar. Tatlı Betüş’ü dönemin insanlık portresi olarak da algılayabiliriz. Gülerken algımızın daha üst seviyede olacağı düşüncesiyle yapılan eleştirilerin kavranabileceğini düşünüyorum.
Tatlı Betüş
Tatlı BetüşAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 2005763 okunma
Kendisi boşlukta yuvarlanan insanın, yine bpşlukça uçuşan kâğıtlara tutunmak istemesi ne korkunç çaresizlik.
Reklam
Bir oyun, içinde kendimizi, özlemlerimizi bulduğumuz oranda bizi etkiler.
« Efsane, çığ gibi büyüyen bir hiçtir; o çığ yuvarlandıkça büyüttüğü kendikendini ezip çiğnemedikçe yok olmaz. »
Gözyaşlarının antlatamıyacağı geçmişin hiçbir pişmanlık karası yoktur.
Söyledim ya, bişeyin değeri, o şeye değer veren olursa vardır.
Reklam
Genelev Kadınları Sendikası'nın kurucuları, gazetecilere verdiği demeç;
« Biz kazançlarımızdan devlete vergi veren namuslu insanlarız; İmamların, din görevlilerinin de aylıkları, bizim kazançlarımızla katkıda bulunup beslediğimiz devlet bütçesinden verilir. Tüccar değiliz, memur sayılmayız. Bizden kazanç vergisi alındığına göre, biz zevk işçileri sayılıyoruz ki, en ağır işçilik bizimkidir. Haklarımızı almak, korumak, savunmak için sendika kurmak istiyoruz. »
Kanunlar fakir fukara için yapılırmış. Kanunlar, kanunları yapanlara işlemezmiş.
İnsanları tanıdıkça hayvanları daha çok seviyorum.
Kendi suçlarıyla hiç değilse işleyemedikleri suçlarıyla başkasını suçlayıp, kendileri yunup arınmak istiyorlar. İşlenmemiş suçlar, işlenmiş suçlardan daha alçakça, daha namussuzca.
Resim