Ben de gizlenmiş haldeyim,ben sırrın sırrıyım, gizlinin özüyüm.
Yaratılmışların kavrayışı,hakikatle ulaşmış değildir; Ha-kikat de,yaratılmışlarla ilişkili değildir.
Reklam
Dış yürek, sana secde etti, iç yürek de iman etti.
Hiçbir yolu olmayan yaşamın içine bıraktım yıldızımı, Görkemli bir ağaç beliriverdi, Bir gemi yapacağım ondan, deniz yolculuğum için, Varsın kurusun bahçemin çiçekleri alp bașımızı doğuya gidelim seninle; Belki göreceğiz başka bir güneş, kıpkırmızı. Aydınlatacak uyanan çocukları, O çocuklar yaşamı keşfederler, gemileriyle yol alırlar ararlar Tanrı aşkını.
Yaratılmış olanların kavrayışı, gerçeklikle ilişkili değildir, gerçeklik de, yaratılmış olanlarla ilişkili değildir. Düşünceler, kişiye özgüdür; yaratılmışların bu öznellikleri gerçeklerle ilişkili değildir. Gerçeğin algılanması bu denli güçtür, ama Gerçekliğin gerçekliğinin algılanması bundan kat kat güçtür. Üstelik Tanrı, gerçekliğin ötesindedir ve gerçeklik, Tanrıyı kapsamaz.
Onun buyruğundan kaçarsan, hangi yolu tutacaksın kılavuzsuz, ey hasta insan. Filozofların düşünceleri, onun yüce aklının önünde ancak gevşek bir kum tepesidir.
Reklam
Bir şey, ancak karşıtının yardımıyla kavranabilir; tıpkı ince ak ipek kumaşların, siyah kıllarla birlikte do­kunabilmesi gibi.
Sayfa 42
Cehennemi mahşerde aramayın, onu kimsenin sizi anlamadığı yerde bulacaksınız!
Tûr’un yamacında Musa, İblis'le karşılaştı ve ona sordu: «Ey İblis, secde etmekten seni alakoyan neydi? O da, şöyle dedi: «Beni secde etmekten alakoyan, Tek Sevgili'ye bağlılığımı bildirişimdi; eğer secde etseydim senin gibi olurdum; çünkü senden, «dağa bak» diye yalnızca bir kez istekte bulunuldu, sen de baktın. Bana gelince, benden Adem'e secde etmem bin kez istendi, ama secde etmedim; çünkü bildirdiğim niyete bağlı kaldım.
"Ey kavmim, Allah beni benden alınca ve beni benden yok edince, sonradan olan varlığıının nitelikleri darmadağın oldu. Sultan olan Allah geçmişten geleceğe sonsuzluğuyla ortaya çıkınca, sanki benim sonradan ortaya çıkan varlığım, hiç var olmamış gibi oldu.Oysa geçmişten geleceğe sonsuzluk her zaman vardı. Sonra benim benliğim onun benliğinde yok oldu. Benim (bireysel) varlığım, onun (evrensel) varlığına karıştı. Ve toplumsallı­ ğım onun Tanrısal varlığında darmadağın oldu. Sonra etrafıma bakındım, (evrende) ondan başka hiçbir şey göremedim!.. Ve ondan başka hiçbir şey duyamadım!.. Ve ondan başka hiçbir şey anlatamadım .Ve dedim ki: 'Ene'l Hüve (ben O'yum)'. ( . . . ) O'nun sevgisi üzre ben Hakk'ım. Oysa O, Hakk olmaya kendisi sahiptir. ( . . . ) Ve benim sınırlarım, onun varlığı üzre çizilmiştir. " Hallac-ı Mansur oğlu Hüseyin "Tavasin"den (Vasiyet)
Reklam
En yetkin ve dayanıklı bağışlarını, görülebilen bir kitapta kendisinin belirttiği gibi, bir «gizli Kitap» aracılığıyla ileten varlığın yüceliğini duyurdu Yesrib'in Efendisi, huzur içinde yatsın; kuşların diliyle yazdığı bir kitaptır bu, bizi oraya getirirken. Eğer bunu anlarsan, ey aşık, şunu da anlarsın ki Tanrı, kendisinden başkasıyla ya da öz dostlarından başkasıyla konuşmaz. Ondan biri olmak demek, bir mürşide ya da izleyi­cilere sahip olmak demektir, yeğlenmemek ya da kayırılmamak ya da atanmamak ya da danışılmamak de­mektir, hiçbir «onun» yada «ondan»'a sahip olmamak demektir. Daha doğrusu, onda olan şey, onda olan şey­ dir, ama susuz bir çölde susuz bir çöl olarak, bir belirti­ de bir belirti olarak var olmaksızın «onda».
Hapse attılar beni. Tam sekiz yıl yattım. Kimseye anlatamıyorsam, ben de yazayım dedim. İçimde hapsolmuş manevi duyuşlarımı kaleme anlattım. "Tavasin" adlı kitabım böyle ortaya çıktı. Biliyorum, anlaşılması biraz zor. İçimden geldiği gibi yazdım çünkü. O vecd anlarında kaleme aldım.
Kur'ân'da Yasin, Elif-Lâm-Mim, Nun vel-kalem gibi sûre başlarında bir takım esrarengiz harfler vardır. Buna "Tavasin - ül Kur'ân" denir. Mansur'un da yazdığı tek kitap, Tavasin-ül Kur'ân (bir ismi daha var) isimli eser... Bunlar nedir? Şu, bu tefsire kalkar. Kur'ân tefsiri ne azim bir dâvadır. Bahsimiz bu değil... Kısaca söyleyelim. Bunlar en emin velînin ağzından şudur: "- Sevilen ile seven arasındaki şifreler..."
Sayfa 103
“Ey insan! Yaratılmışların içinde, zerre’den daha küçüğü yok ve sen onu algılayamıyorsun. Zerreyi bile tanıyamayan insan, bu zerreden daha algılanamaz olan O’nu tanıyabilir mi?”
Sayfa 61 - YabaKitabı okudu
“ Ey mucize! İnsan, kendi bedeninin bir kılının nasıl karadan aka dönüştüğünü bilmezken, her şeyin Yaratıcı’sını nasıl olur da bilebilir? Özetlemeyi ya da irdelemeyi bilmeyen; İlk’i ve Son’u, değişmeleri, nedenleri, gerçeklikleri, hayalleri bilmeyen insan, süreklilikte var olan O’nun hakkında bilgi edinme olanağına sahip değildir.”
Sayfa 60 - YabaKitabı okudu
838 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.