İsmet Özel'le şiirlerini dinleyerek tanışmış, bazı kavramlara farklı yaklaştığını da birkaç yerde duymuştum ancak esasında bu düşüncelere getiren sürecinden bihaberdim. Yazar, 'tevarüs edilmemiş asaleti ve kadirşinas itaatsizliği' nden aldığı güçle yaşamını aslında aynı insan olarak sürdürmek üzere kendini şair, komünist ve Müslüman sıralamasıyla tanımlıyor.
Kitapta İsmet Özelden beklenen kapalı anlatımlar yoğunlukta, şiirlerine göndermeler yapılarak aslında onların hikayesini de anlatmakta. Yaşamaya devam etmesini şair olmaya borçlu olduğunu söyleyen Özel aslında yazısında da bunu bariz hissettiriyor.
Kitabın isminin hikayesi ise açıkçası beni en etkileyen yer oldu. Ara sıra anlaşılmaz satırlar ve neden öyle düşündüğünü anlamam için alt metnini iyi bilmem gerektiğini fark ettiğim cümlelerin ilerisinde gelen diyaloğun alıntısı kitabı benimsememe yetti.
Onurumuzu, inançlarımızı, değerlerimizi korumak adına çıktığımız seferler olur ya ,ki aslında bir iddia taşıyorsak seferdeyizdir, bir yerden sonra bakarız ki güya aynı iddiayı taşıyanlar başka yönlere gider olmuş. Hatta şaşkınca yolumuzu da sorguluyor. İşte Henry bunu yaşıyor bence.
Herkese tavsiye etmem okuyacak olanın yolu düşer elbet.