Tüm dünyada 15 milyona yakın satış yaptığını okudum bu romanın. Don Kişot’tan sonra en çok satılan kitap diye tanıtıldığına denk gelmişsinizdir. Kitaplıkta tam iki senedir duruyordu, artık okuyup şunu gözümün önünden kaldırmalıyım dedim.
Kitap tam bir besteller. Ama iyi yazılmış bir besteller. Maceralı çocuk kitaplarını, fantastik kitapları, misal Harry Poter’ları okurken aldığım keyfi aldım kendisinden. Beni hasta yatağımda eğledi, müteşekkirim.
Ama bu kitapla ilgili, İspanyol İç Savaşı sonrası Barselona, efendim savaşın yarattığı travma falan gibi şeyler okumuşsanız, bunlar yok. Barselona, kitabın karakterlerinden biri sensin diye sahneye çıkarılmış, ama ağaç taklidi yapacaksın, sakın kıpırdama diyerek kandırılmış. İç savaştan birkaç yerde ayıp olmasın diye bahsedilmiş. Savaşın psikolojisini karakterlere azıcık taylamaya çalışmış, ama o kadar kötü işlemiş ki, keşki hiç uğraşmamaymış.
Arka kapakta Stephen King’in şöyle bir cümlesi var: “Romanın değerini anlayabilmeniz için gerçek bir romantik olmanız gerek.” Gerçek bir romantik olmayabilirim, belki de sorun budur.
Edebi olarak bir şey beklemiyorum, sayfaları merakla çevireyim, beni eğlesin diyorsanız bir şans verebilirsiniz. Kendi sularında iyi kulaç atan bir kitap. Don Kişot’la falan anılmasa, başyapıt falan denmese, daha mütevazi olsa iyiymiş ama, işte
#idildündar çevirisi