Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu… Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse… Ey sen ki kül
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan, kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse, Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse, Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o güzel gözlerinin nuru görünse..
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi alevden? Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse... Ey sen
Sayfa 239Kitabı okudu
Aşk seni harab etmez mi? Takatını tüketmez mi? Sendeki ateş bitmez mi? Yetmez mi gönül, yetmez mi? Aşkına yoktur endaze, Aklını aldı o taze, Âleme oldun kepaze, Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Mayıs, ayların gülüdür, Taze bir çiçek dalıdır, İçerim ateş doludur; Mayıs'ta gönlüm delidir. Yeşil dağlara göçülür, Kızıl şaraplar içilir; Yârim dökülüp saçılır, Mayıs'ta gönlüm delidir.
Reklam
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
Mayıs şiirinden
Mayıs, ayların gülüdür, Taze bir çiçek dalıdır, İçerim ateş doludur; Mayıs'ta gönlüm delidir.
Sayfa 197Kitabı okudu
Aşk tanrısının taze ateş aldığı yeri Canıma şifa bildim: sevgilimin gözleri.
Sayfa 153Kitabı okudu
Vaktiyle bir Atsız varmış var olsun!
GERİ GELEN MEKTUP Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin
Reklam
Pek de şaşılacak bir tespit değil herhalde? Kıkırdıyor. Sana veriyorum. Neyi veriyorsun? Kontrolü Nikki. Ne istediğini söyle. Tam olarak ne istediğini söyle. Senin dışında mı? Nerene dokunmamı istersin? Ne hızla? Göğüs uçlarını ısırmamı mı istersin yoksa kulaklannı mı? Dilimi o enfes deliğine daldırmamı mı istersin? Söyle Nikki. Bana ne
Sayfa 164
Aşk seni harab etmez mi? Takatını tüketmez mi? Sendeki ateş bitmez mi? Yetmez mi gönül, yetmez mi? Aşkına yoktur endaze, Aklını aldı o taze, Âleme oldun kepaze, Yetmez mi gönül, yetmez mi? Yâr yoluna baktırdığın, Uykusuz bıraktığın, Aşk yüzünden çektirdiğin, Yetmez mi gönül, yetmez mi? Hangi derdimi sayayım? Aşka nasıl dayanayım? Yandım, daha mı yanayım? Yetmez mi gönül, yetmez mi? Göğsümde tıkanır sesim, Yok yaşamağa hevesim; Ben bir dermansız bîkesim, Yetmez mi gönül, yetmez mi?
E kitap olarak okuyorum.Kitabı okuyor
Evet, kendi pedagojik kovanımızın vızıltısını dinlemekten cesaretimizin kırıldığı zamanlarda içimizdeki dalgalanma bizi önce suçlu aramaya iter. Milli Eğitim, zaten herkesin kendi suçlusunu kolaylıkla işaret edebileceği bir yapıya sahiptir. "Anaokulunda bunlara doğru durmayı öğretmemişler mi yani?" diye sorar ilkokul öğretmeni, tilt
Sayfa 174Kitabı okudu
Su Kasidesi
Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ Kim sepeptür mucizâtı âteş-i eşrâra su Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzuli sözleri Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh- vâra su
Fuzuli
Fuzuli
Evet, bu tuzakla avlanır kuş beyinliler. İnsanın kanı kaynadığı zaman gönül ne kadar savurgan olur bilirim. Dil yeminler ederken gidiverir; bu alevler kızım, çok parlar ama az ısıtır, ikisi de tükenir, yeminlerinde bile, davranışlarında dahi, sen bunu ateş sanma. Şuandan itibaren o taze yüzünü daha çok sakla, hemen elde edilecek bir şey olmamalı, kolay olmamalı seninle görüşmek.
Sayfa 32 - Ren
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.