Reklam
Masada bu otuz dokuz yaşın sanki otuzunu bıraktım;dokuz yaşında kaldım. Bu çekingenliğin, bu karmaşanın ye­rini bir atılganlık, bir çalışkanlık, bir başka insanın çocuklu­ğu alıyor mu diye baktım. Kendimi şimdi nasıl tedirgin edi­ci ve yaşamaya yetecek yüreklilikte göremiyorsam şimdiye kadar gördüklerimi telafi edecek bir çocukluk inşa edeyim, gerçek bir insan, bir yetişkin olayım, bu boşluğa başka biri, bu boşluktan kurtulabilecek biri baksın, bunu çok istedim.
Ortakyaşam İlişkisi
Ne var ki, erkek kendisinden daha güçlü olduğunu varsaydığı bir diğer erkeğin, kadın kendisini gölgede bıraktığını sandığı bir diğer kadının varlığından tedirgin olur.
Bir Yerim Olsun Benim De
Sana söylediğim bütün sözleri topla Bir tanım çıkar onlardan kendince Her hecesine yüreğini koyarak… Duyguları avuçlarında bir mahzun oyuncak Akşamın eteklerinde sabah düşleri kuran Bir çocuk resmine benzesin en çok Gecikmiş ve gücenik… O derin yalnızlığına yeraltı mağaralarının Sularını kıyısız rüzgârlarla yıkamak isteyen Benzesin, mevsimi olmayan bir çiçeğin Rengini dünyaya salarkenki O tedirgin, tutkulu çığlığına Yerleştir ortasına beni… Ve sonra çek çıkar bir gülüşünle Bütün mutsuzluk resimlerinin dışına Bir yerim olsun benim de bir dalım Sevginin insanı güzelleştiren O incelikli güven ülkesinde…
Tasarlanmamış bir ölün var artık senin, saflıktan öğütülüp tül kefenlere sarılıp sincap yuvalarına bırakılmış acılar gibi ürpertici, gibi tedirgin edici, gibi burada, gibi kah orada, kâh seni sevmemde, ölünü ağzından öpüşümde bir tüfek kayarcasına omuzdan kayışımda sensizliğe doğru... Aklında olsun!
Reklam
Çaresiz aşık derdini halka anlatmaz, onun konuştuğu tek yer aşığının huzurudur. Hiç tedirgin olmaz mısın, ya bu aşkı kaybedersem diye?
Dünyanın bütün suçlarını işlemiş Bütün yanlışlarını ben yapmışım gibi Yaptığım her işten tedirgin oluyorum.
Azizler telaşlı, kilitli kapısıyla suskun bir kilise Her lehçe yalan gelir artık şu ezeli dilsize Devamı yok, kaçıncı final ve bu aptal klişe Ellerimi sıkı tut, kana karışıyor gülüşün Yağmur makamında üşüyor bak gözlerim… Tanzanya’da bir albino kurşuna dizilir Tedirgin olur içimde ki afro-beyaz yaralar İki dedektifin birlikte ağlaması şüphelidir diyorum Paramparça her halde halka açık sözlerim, Savaş soğuk, kuşlar güzel, Allah büyük
Profil KitapKitabı okudu
General Filipoviç
Bosna ve Hersekliler! Avusturya İmparatoru, Macaristan Kralı’nın orduları memleketinizin sınırlarını geçti. O, topraklarınızı zorla almak isteyen bir düşman olarak gelmiyor. Yıllardan beri sadece Bosna-Hersek’i değil, Avusturya, Macaristan sınırlarını da tedirgin eden kargaşalığa son vermek için dost olarak geliyor. İmparator kral, sınırlarınızda huzuru kaçıran bu kargaşalıkların daha fazla sürüp gitmesine, sefalet ve felaketin kapılarına dayanmasına izin veremezdi. Durumunuz üzere Avrupa devletlerinin dikkatini çekti. Hep birlikte, çoktan beri kaybetmiş olduğunuz barış ve sükunu size Avusturya-Macaristan’ın sağlamasına karar verildi. Mutluluğunuzu candan dinleyen Padişahınız Sultan, sizi güçlü dostu Imparatör kralın himayesine bırakmayı uygun gördü.
Sayfa 130 - İletişim Yayınları
Reklam
Kafka, yazarlara özgü büyüklenmelerin tümünden gerçekten yoksun­dur, hiçbir zaman övünmez, övünmeyi beceremez. Kendini küçümser ve hep küçük adımlarla yürür. Adımını nereye atsa, altındaki zeminin güven verici olmaktan uzaklığını hisseder. Kimseyi taşımaz, insan onunla birlikte olduğu sürece, hiçbir şey tarafından taşınmaz. Böylece Kafka,
Konuşacak birini bulabilmek için tedirgin bir şekilde sokakları katediyorum. Ama hiç kimse yok. Yalnızca kapıları açık evler, beyaz yataklar ve topyekün sessizlik. Hayattan eser yok.
"Beni bir gün unutacaksan bir gün bırakıp gideceksen boşuna yorma derdi boş yere mağaramdan çıkarma beni alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna tedirgin etme beni."
O, "muhalefet" denilince insanların dillerinden düşürmedikleri yüksek ilkeleri bir yana atıp kendilerini tedirgin edeni hemen cezalandıracaklarını çok önceden biliyordu.
Sayfa 48 - Can YayınlarıKitabı okudu
Resim