İnsan, hastalıklar ve musibetlerle zayıflığını, yetersizliğini ve âcizliğini hissedip şefkatli ve kudretli Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Musibetler böylece kulluğun hâlis bir şekilde yapılması için uygun ve ideal bir zemin oluşturmuş olur. (Hastalık ve musibetlerin insana bir hamlede hissettirdiği ve kabullendirdiği bu manevi acziyet duygusu; ilim, tefekkür ve ibadet yoluyla senelerce süren bir çabayla bile zor elde edilebilir.)