On Sekizinci Perde
İnsanın ibadet, tevhit, tesbih, takdis, tekbir, hamd ve şükür gibi fitrat vazifeleri ve yaratılış gayeleri vardır. Bunlar, insan hayatındaki esas görevlerdir. Bu görevlerini rahatlıkla yapabilmesi için de insana acz gibi yardımcı özellikler verilmiştir. İnsanın yaşamındaki musibetlerin varlık sebebi de budur: vazifesini unutmaması ve bu fıtrat görevlerini zorlanmadan yapması... Yaşamın var edilmesinden maksat; Rabbimizin kendini insana tanıtması, nimetler aracılığıyla kendini sevdirmesi ve böylece kendisine hamd ettirmesi olduğu için acz durumu insana verilmiş bir ceza değil, yaratılış özelliklerini rahatlıkla ortaya koyabilmesi için ona hediye edilmiş bir yetkidir, bir imkândır. Yaratıcısını aramada, bulmada ve onu tanımada elinde hiçbir delil olmasa, ona bu konuda herhangi bir ilahi mesaj ulaşmasa bile acziyeti üzerinde tefekkür etmesi insanı murat edilen sonuca götürecektir. Mutlak hikmet, kudret ve rahmet sahibini acziyeti üzerinde düşünürken bulacaktır.
Allah’a şükür biraz kırıklık var
İnsan, hastalıklar ve musibetlerle zayıflığını, yetersizliğini ve âcizliğini hissedip şefkatli ve kudretli Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Musibetler böylece kulluğun hâlis bir şekilde yapılması için uygun ve ideal bir zemin oluşturmuş olur. (Hastalık ve musibetlerin insana bir hamlede hissettirdiği ve kabullendirdiği bu manevi acziyet duygusu; ilim, tefekkür ve ibadet yoluyla senelerce süren bir çabayla bile zor elde edilebilir.)
Reklam
Başarıya götüren prensipler • Az yemeye dikkat! Dolu mide dikkati ref’ eder, tefekkür ve şükür hislerini kaldırır, insanı kasavet bağlar. • Daima azimli olmak. • Himmeti dağıtmamak. • Herşeyini bugün bilmek. • Bilseniz ki, gayret ne kadar kıymettardır, bir dakika boş durmazdınız. Bir Dava Adamının Notları 1
Tefekkür ve şükür, insanların en önemli vazifesidir.
Allah Teâlâ bilinmedikçe O'na hakkıyla ibadet edilmez.Bu nedenle ibadet,insan için,yaratılışından dolayı Allah'a karşı bir şükür ve kulluk borcudur.Kim bu borcu ödemekten kaçınır? Fakat Allah'a karşı çok nankör ve gafil insan var! Hak Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurmuştur: "Onların kalpleri vardır ama anlamazlar; gözleri vardır ama görmezler; kulakları vardır ama işitmezler. İşte bunlar, hayvanlar gibi hatta daha sapıktırlar. İşte bunlar gafillerdir." Bu gibi kimseler,hiç şüphesiz ki, tefekkürden uzak kalan kimselerdir. Çünkü kendisine akıl verildiği halde bu aklı kullanmayan yahut yanlış ve tehlikeli yollarda kullanan insan, gerçekten büyük bir gaflet içerisindedir. Fakat insan,aklını kullanmaktan ve tefekkür etmekten uzak, akıbetinden habersiz,dünyanın süsü ile sarhoş olup Rabbine isyan etmiş.Bu ne büyük gaflet!..
A'raf 7/179Kitabı okudu
Onun ahlâkı Kur’an idi.
ALLAH'ın resûlü çokça hüzünlü olur, her zaman ALLAH'ı tefekkür ederdi. Dünya ehli gibi dünyada rahatları olmazdı. Susma zamanı konuşma zamanından daha uzun süreli olur, ihtiyaç olmadıkça konuşmaz, sözün başında ve sonunda ALLAH'ın ismini anardı. Manası çok olan kelimeleri söyler, maksadı anlatmaktan fazla veya eksik konuşmazdı. Hoş
Reklam
127 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.